Obama"nın Neocon"larla imtihanı sürüyor...
İlk döneminde adeta Demokles"in kılıcı gibi üzerinde sallanan Neoconcu vesayet sebebiyle bir çok alanda önü kesilen Obama ikinci döneminde de sıkı markaj altında tutulmaya devam ediyor.
İsrail hükümetinin ve ilişkili lobilerin dayatmaları ABD"nin Ortadoğu ve İslam ülkelerindeki bölgesel görünümüne zarar verdi.
Mısır darbesi, İsrail"in katliamları, Maliki"nin ülkeyi uçurumun eşiğine getiren bağnazlıkları, Suriye"nin kanayan bir yaraya dönüşmesi gibi olaylar hep Batı karşıtlığını artırdı. Batı hem etkisizleşen bir deve dönüştü hem de ciddi güven kaybı yaşadı.
Son ırkçı hadiseler Obama gibi ABD"deki siyahi grupların medar-ı iftiharı ve özgürleşmenin sembolü olarak görülen bir lideri zor duruma düşürmeyi hedefliyor.
Obama"nın bir kısım politikalarını ve performansını eleştirenler bile bu tür tezgahlarla etkisizleştirilmesini içlerine sindiremiyorlar. Bu tür siyaset mühendisliği operasyonlarıyla yönetimi güdük hale getirip yönlendirmeye çalışmak öncelikle halka saygısızlık...
Türkiye"de köy kıraathanesinde olayları izleyen biri bile oynanan oyunu görebiliyor ve "dik dur eğilme", "Obama"yı yedirmeyiz" diye sesleniyorsa umarım ABD halkı da tabloyu doğru okuyabiliyordur.
Başbakan Erdoğan iktidara geldiği günden bu yana örtülü veya açık müdahalelerle, sokakları karıştırmaya çalışan vesayet odaklarıyla mücadele ediyor. En son Gezi olayları ve 17 Aralık hadisesi sokak olayları ve algı operasyonları üzerinden hükümeti baskı altına almayı veya devirmeyi amaçlıyordu. Tüm bu yerli veya yabancı müdahalelere karşı Erdoğan, halkın büyük desteği ile ayakta kalmayı ve vesayetçi odaklara teslim olmamayı başardı.
Bir liderin arkasında bu kadar inançlı bir kitlenin olması büyük bir güçtür...
En zor anda yüzbinlerce insan havaalanında sizi karşılıyorsa, milyonlarca insan geleceğini size endeksliyor ve size gönülden bağlı olarak meydanları dolduruyorsa hiçbir ayak oyunu size sökmez, hiçbir kumpas size tutmaz, hiçbir oyun sizi alt edemez.
Bu yorumları komplocu bulanların bölgede son dönemde değişen yönetim sayısının sandıklı mı sandıksız mı daha fazla olduğuna bakması yerinde olur.
En ufak bir sarsıntıda koltuğu bırakıp giden veya vesayete teslim olan liderler olduğu için algı operatörleri, siyaset dizaynerleri hala iş yapıyorlar, küresel bir vesayet düzeni oluşturma çabasından vazgeçmiyorlar.
Son dönemde bir çok ülkede sokak hadiseleriyle yönetimlerin devrilmesi, Arap ülkelerinin otoriter eğilimlere sürüklenmesi hep bu menfaat baronlarının işi...
Başka ülkeleri dinleyen istihbarat örgütleri acaba o ülkelerin içine ellerini uzatmadan sadece meraklarını mı gideriyorlar?
Uluslarası rekabette çelme takma, büyüyen bir ülkenin önünü kesme, dev projeleri akamete uğratma bu tür istihbarat oyunlarının meşguliyet alanına girmiyor mu?
Ülkelerin toplumsal fay hatlarını tetikleyecek provokasyonlar yapma, kimi ülkelerde siyah-beyaz, kimi ülkelerde Alevi-Sünni veya Şii-Sünni ayrışmasını kaşıma küresel siyaset mühendislerinin alanına girmiyor mu?
İster içeriden ister dışarıdan olsun yönetimleri kontrol etmeye veya devirmeye yönelik her girişim küresel demokrasiye, hukuka ve barışa yönelik bir saldırıdır, herkes için ortak bir tehdittir.
Türk halkı liderine duyduğu güven ve güçlü gönül bağıyla psikolojik harekat oyunlarına geçit vermiyor. Bu sayede Türkiye, bölgede istikrar abidesi konumunu koruyor.
