|
Spekülasyondan kaçınmak...

Nasrettin Hoca tarlada çalışırken bir alacaklısı yakasına yapışır, ''Paramı ne zaman ödeyeceksin'' diye sorar. Hoca da başlar anlatmaya: ''Şu tarladan sürekli koyunlar geçer. Oraya bir tel örgü öreceğim, sonra gelip geçen koyunlar tel örgüye takılacak, sonra tel örgüye takılan koyun yünlerini toplayacağım, sonra topladığım koyun yünlerini öreceğim, sonra ördüğüm yünleri satacağım''. Alacaklı bıyık altından gülmeye başlayınca Hoca adam dönüp, ''Ne oldu köftehor. Peşin parayı görünce gülüyorsun'' der.

Bir yazar, Taraf gazetesine verdiği röportajda diyor ki, ''Erdoğan''ın Cumhurbaşkanı olması Anayasa''yı ihlal etmesidir''. Röportajı yapan gazeteci bu kadar keskin bir tespit karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor soruyor: ''Nasıl yani?''

Duayen araştırmacı cevap veriyor: ''Anayasamıza göre cumhurbaşkanının yetkileri sınırlıdır ve hükümet etmekle cumhurbaşkanlığı birleştirilemez. Ama Erdoğan seçilirse yürütmenin başı olacak. Bunu kendisi zaten istiyor, ama istemese de bu hâle gelecek. Erdoğan altı seçimde bu kadar başarılı olmuş, sesi bu hale gelene kadar mücadele etmiş, sabahtan akşama kadar çalışmış, bir günde üç ilde miting yapmış bir insan. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda otururken ''Şu Bakanlar Kurulu''nu topla da şunu konuşalım dediğinde, kimi başbakan koysanız, Ben Bakanlar Kurulu''nu toplamıyorum, sen bu işe karışma diyemez. Bakanlar Kurulu toplanır, Cumhurbaşkanı fikrini söyler, söylediğinde de ''Sen bizim işimize ne karışıyorsun'' diyemezler ya da onu kulak arkası edemezler. Dolaysısıyla bu bir anayasa ihlalidir.''

Yani diyor ki, Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanlığına aday olacak, sonra seçilecek, sonra üç görevi birleştirecek (Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı, Genel başkanlık), sonra yetki gaspında bulunacak, sonra sistem kaosa sürüklenecek, sonra anayasa ihlali ortaya çıkacak... Öyleyse onun aday olması anayasaya meydan okumaktır!

Duayen araştırmacının kehanetine duayen gazeteci ağabeyimiz de hemen atlıyor anlamlı bir tespitte bulunuyor: Erdoğan bu uyarıyı dikkate almalı...

Allah selamet versin...

***

Başbakan Erdoğan grup konuşmasında adaylık meselesini Abdullah Gül ile istişare edeceğini tekraren vurguladı. AK Parti şu an geniş çerçevede bir istişare yürütüyor ve kararını bu çalışmaların sonucunda netleştirecek. Elbette istişareye katılan insanlar gönlünden geçenleri ortaya koyuyorlar ve yoğunluklu olarak Erdoğan''ın ismini dile getiriyorlar. Böyle bir konuda siyasi hareketin liderinin isminin öne çıkması çok şaşırtıcı değildir. Nitekim 2007''de ''Erdoğan isterse layıktır, ama'' şeklinde başlayan değerlendirmeler yapılmıştı. İstişare toplantılarının mantığı, aile içinde özgürce değerlendirme yapabilmektir. Aksi halde basın huzurunda görüşler serdedilirdi.

Bu süreçte herkesin belli bir hassasiyeti ve nezaketi de gözden kaçırmaması gerekiyor. Özellikle mevcut Cumhurbaşkanımızın ismiyle ilgili yorumlarda spekülatif ve ileri söylemlerde bulunulması şık olmaz.

Özelde Başbakanımızın yanındaki insanlar ve genelde AK Parti camiası, Abdullah beyi kendi davalarının bir parçası olarak görürler, sever ve sayarlar, ona herkesten daha fazla değer verirler. 2007''de adaylığı açıklandığında nasıl ayakta alkışladılarsa bundan sonra da onunla ilgili hep iyi niyet temennisinde bulunurlar, onun başarısını kendi başarısı görürler. Üzerine titrememiz gereken değerlerimiz konusunda azami hassasiyeti göstermek evladır. Sonuçta bu büyük hareket, bu büyük camia istişaresini yapacak ve en doğru kararı verecektir.

10 years ago
Spekülasyondan kaçınmak...
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı