Gazze, bir aydır İsrail bombardımanı altında inim inim inliyor! İsrail ordusu, bebek çocuk, kadın yaşlı demeden 10 binden fazla masumu katletti. Katledilenlerin yarısı çocuklar; üçte ikisi çocuklar ve kadınlar! Bunlar tespit edilenler. Bir de en az o kadar enkazın altında kalanlar ve henüz kayıtlara geçmeyen şehitler var! Filistinlilerin kökünü kurutmak, Filistin’i haritadan silmek istiyor aşağılık mahlûkâtlar! İngilizler İslâm dünyasının haritalarını cetvelle çizdiler, aşağılık Yahudiler kanla
Gazze, bir aydır İsrail bombardımanı altında inim inim inliyor! İsrail ordusu, bebek çocuk, kadın yaşlı demeden 10 binden fazla masumu katletti. Katledilenlerin yarısı çocuklar; üçte ikisi çocuklar ve kadınlar!
Bunlar tespit edilenler. Bir de en az o kadar enkazın altında kalanlar ve henüz kayıtlara geçmeyen şehitler var!
Filistinlilerin kökünü kurutmak, Filistin’i haritadan silmek istiyor aşağılık mahlûkâtlar!
İngilizler İslâm dünyasının haritalarını cetvelle çizdiler, aşağılık Yahudiler kanla çiziyorlar!
Filistin’i haritadan silme, Filistinlilerin kökünü kurutma projesini hem özellikle çocukları ve kadınları katlederek hem de Gazze’yi insansızlaştırarak yapmak istiyorlar!
Gazze’ye kuzeyden girdi İsrail terör ordusu, Gazze halkını güneye doğru tehcire zorluyor! Saldırılarına sözümona “insanî” (!) gerekçeyle tehcir için ara veriyor; böylelikle hem zaman kazanmaya hem de bütün dünyada çizilen karizmasını düzeltmeye çalışıyor!
Yahudi paranoyası, insanlığı çıldırmanın eşiğine getirdi. Gözünü kırpmadan çocukları, kadınları katlediyor! Hem de canlı yanında! Naklen! Kur’ân’ın “belhüm edall” (hayvandan da aşağı) olarak tarif ettiği bir insan türünün en iyi örneği olduklarını kendileri dünya âleme ispat ediyorlar!
Yahudi karakterini ve psikozunu en mükemmel şekilde Kur’ân çiziyor: Yahudilerin onca nimet verilmesine rağmen bozgunculuğu, şımarıklığı, acımasızlığı çok enfes bir dille anlatılır Hakikat Kitabı’nda.
İsrail terör devletinin şu an Filistin’de, Gazze’de yaptığı soykırımı ve etnik temizliği ürpererek ve öfke patlamasıyla izleyen dünya vatandaşları, Kur’ân’da çizilen paranoyak Yahudi portresini görünce Kur’ân’ın nasıl mûcizevî bir kitap olduğunu teslim edeceklerdir.
O yüzden Filistinlilerin İsrail’in hunharca saldırılarına, bombalamalarına rağmen aslâ teslim bayrağı çekmemeleri, en gelişmiş silahlara karşı göğüslerini siper ederek taşlarla karşılık vermeleri, haysiyetlerini koruma cesaretleri ve vakarları bütün dünyanın Filistinlilere sempati beslemesine, âşık olmasına ve İsrail’den nefret etmesine yol açtı. Filistinlilerin onca akan kana, onca katliama ve yıkıma karşı gösterdikleri direniş, verdikleri haysiyetlerini koruma savaşı, bunu da güçlü, sarsılmaz bir imanla yapmaları, Batı’da kitlelerin, özellikle de gençlerin hem Filistinlilere sempatiyle yaklaşmalarını hem de bütün Batılı başkentlerin, ülkelerindeki yasağa rağmen yasakları delerek sokakları hınca hınç doldurmaları, insanlığın vicdanının patlamasına ve ortaya küresel intifada diyebileceğimiz büyük bir protestonun, küresel öfkenin patlak vermesine yol açtı.
Belki de tarihte ilk defa Müslümanların Filistin davasında sessiz kalmalarına rağmen Batılıların, Batı’daki kitlelerin mazlum Filistin halkına yapılan yürekleri dağlayan zulmü, barbarlığı durdurmak için sokaklara dökülmelerine yol açtı.
Şu kesin: Gazze’deki İsrail terör devletinin gerçekleştirdiği soykırımdan ve etnik temizlikten sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bütün dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen bu soykırım ve etnik temizlik, başta Netanyahu haydutu olmak üzere İsrailli yöneticilerin işledikleri insanlık suçundan yargılanmalarına neden olacak. Gazze’deki soykırım ve etnik temizlik, hem Yahudi paranoyasının ne kadar hunharca sonuçlara yol açabilecek, dünyayı cehenneme çevirebilecek bir belâ olduğunu hem de bütün insanlığın Yahudilerin aslında tam 75 yıldır nasıl büyük ve ürpertici cinayetler işlediğini kavramasına imkân tanıdı.
Gazze’deki soykırım ve etnik temizlik, Yahudi paranoyasının dünyayı cehenneme çevrime potansiyeli taşıdığını ispatladı. Gazze’deki soykırım ve etnik temizliği sadece seyreden Batı dünyasındaki bütün kurumların ne kadar ruhsuz, kırılgan, eli kolu bağlı kurumlar olduğunu gözler önüne serdi.
“İnsan hakları, özgürlükler, hukukun üstünlüğü” söylemlerinin sadece içi boş, ayartıcı ve anlamsız sloganlar olduğunu ispatladı.
Yeni bir dünya kurulacak, Türkiye kurulacak bu yeni dünyada kurucu bir aktör olarak belirleyici bir rol alacak.
Batılı kurumlar çöktü. Zaten olmayan Birleşmiş Milletler Gazze’de mezara gömüldü! İnsan hakları örgütlerinin ne kadar aşağılık, ırkçı, faşist, Batı-merkezci örgütler olduğu gün ışığına çıktı.
İslâm dünyası diye bir yerin olmadığı, İslâm dünyasının İslâm’ın değil, Batılı sömürgecilerin yerli Batıcı işbirlikçilerle şekil verdiği iki asırdır köle olan bir harabe olduğu anlaşıldı.
İslâm dünyasının âcilen barış gücü, güvenlik teşkilatı, âcil yardım gücü, İslâm ordusu, ortak karar alma mekanizmaları, iktisadî ve kültürel işbirliği teşkilatları inşa etmesi gerekiyor. Derhal, hemen ve şimdi!
Biz Gazze’yi kurtaramıyoruz ama galiba Gazze insanlığı uyandıracak, bizi kurtaracak…
Vesselâm.