Arap ülkeleri ile İsrail arasında yakınlaşma son dönemde iyiden iyiye hissediliyor. Her ne kadar İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Umman ziyareti taraflar arasındaki ilişkide turnusol kağıdı olsa da, iki Arap ülkesinin bu yakınlaşmada lokomotif rol oynadığı görülüyor. İsrail’i kollayan ve Kudüs ile İslam coğrafyasına ihanet içeren projenin başını Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır çekiyor. Son bir yılda BAE, Mısır ve İsrail üçgeninde hızlı bir siyasi, diplomatik ve ticari trafiğin olduğu gözleniyor. BAE’ye İsrail’den sıklaşan bakan düzeyinde ziyaretler ve İsrailli sporcuların bu ülkede düzenlenen organizasyonlara katılması dikkat çekiyor. Bu ziyaretlere son örnek, İsrail İşçi Partisi lideri Avi Gabbay’ın geçen aralık ayında BAE’ye yaptığı gizli bir ziyaret oldu. Öte yandan Mısır, İsrail ile Sina’da askeri, Doğu Akdeniz’de ise enerji ve ekonomik işbirliği mekanizmalarını geliştirmekte. Mısır’ın Kahire’deki İsrail Büyükelçiliğini yeniden açmasıyla 2015’in sonlarında bu süreç hızlandı. Son olarak Mısır’ın darbeci Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi, İsrail ile Sina yarımadasındaki derin askeri işbirliğini ifşa etmişti.
FİLİSTİN’İ BOĞUYOR
- Üç ülke arasında ilişkinin motivasyonunu İran karşıtlığı oluştururken, İsrail tarafı da Körfez ve Mısır’dan aldığı destekle Filisitin’i boğma projesini adım adım uygulamakta. Aşırı sağcı görüşleriyle bilinen İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ülkesinde yönetimi elinde tuttuğu dönemlerde aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da olduğu 3 bin 300’den fazla Filistinli, İsrail güçlerinin saldırılarında şehit edildi, binlercesi de yaralandı. Aralık ayında, Dışişleri Bakanlığında İsrailli diplomatlara hitap eden Netanyahu, “Halihazırda olan şudur, biz Arap dünyasıyla bir normalleşme süreci içindeyiz ve bu süreç Filistinlilerle de herhangi diplomasi yürütmeden gelişiyor” sözleriyle dikkatleri çekmişti.
