|

'Mescid-i Aksa için tek umut Türkiye'

Mescid-i Aksa ve Beytülmakdis üzerine akademik çalışmalar yapan Filistinli Profesör El-Awaisi, "Bölgede ümmet için, Beytülmakdis için, Mescid-i Aksa için tek umut olarak Türkiye kaldı. Bu yüzden Türkiye'nin güçlü bir devlet olması için her türlü desteğin sağlanması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Yeni Şafak
11:25 - 9/09/2017 Cumartesi
Güncelleme: 11:33 - 9/09/2017 Cumartesi
AA
Mescid-i Aksa içinde yer alan Kubbetü's Sahra ve Kurşun Kubbeli Mescit.
Mescid-i Aksa içinde yer alan Kubbetü's Sahra ve Kurşun Kubbeli Mescit.

Beytülmakdis Çalışmaları Vakfı Başkanı ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulfettah el-Awaisi, "Bölgede ümmet için, Beytülmakdis için, Mescid-i Aksa için tek umut olarak Türkiye kaldı. Bu yüzden Türkiye'nin güçlü bir devlet olması için içeriden ve dışarıdan ekonomik, sosyal, siyasi ve askeri alanlarda her türlü desteğin sağlanması gerekiyor." dedi.

El-Awaisi, "Beytülmakdis Bereket Daireleri Teorisi"nin, Mescid-i Aksa'da ve Beytülmakdis'te meydana gelen olayları anlamada yardımcı olacağını anlattı.

el-Awaisi, Beytülmakdis'in bir şehir olmadığını vurgulayarak, "Beytülmakdis, Hazreti Peygamber'in kullanmış olduğu bir terimdir. Hadislere baktığımızda Hazreti Peygamber, hiçbir zaman Kudüs ya da Jerusalem kelimesini kullanmamış aksine Beytülmakdis terimini kullanmıştır. Beytülmakdis, Abdullah bin Ömer’in de ifade ettiği gibi sınırları Mekke sınırları gibi kutsal olan coğrafi bir bölgedir." diye konuştu.

El-Awaisi, şöyle devam etti:

  • "Batı kaynaklı çok sayıda teori mevcut, ancak bu teorilerin hiçbiri İslam'a ve Müslümanlara yarar sağlamıyor. Beytülmakdis Bereket Daireleri Teorisi olarak isimlendirdiğimiz bu yeni teori, Mescid-i Aksa'da ve Beytülmakdis'te meydana gelen olayları anlamada bizlere yardımcı oluyor. Ayrıca bu teori ile geleceğe dair tahminlerde bulunabiliyor, Beytülmakdis'in özgürlüğünde rol oynayacak devletler arasındaki ilişkiyi okuyabiliyoruz. Teori 3 daireden oluşuyor. Haritanın merkezinde birinci dairede Beytülmakdis yer alıyor. Mescid-i Aksa bereket merkezinin merkezi. İkinci dairede Mısır, Biladüşşam (Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün) ve Kıbrıs var. Üçüncü daire de Doğu İslam ülkelerini (Hicaz, Türkiye, Irak, Libya’nın büyük bir kısmı, Mısır) kapsıyor. Mısır, zayıf olursa tüm Arap bölgesi de zayıf olacak. Bu yüzden Mısır’da gerçekleşen askeri darbe ve Suriye’nin tamamen yok edilmek istenmesinin hedefindeki amaç, işgalci siyonistlerin bölgedeki varlığını koruması. Kıbrıs, ikinci dairenin, yani mübarek toprakların bir parçasıdır. Kıbrıs, stratejik konumuyla Beytülmakdis için önemlidir. Orayı korumamız gerekiyor. Maalesef bugün Kıbrıs, ikiye ayrılmış durumda. Genel anlamda Batı'nın, özelde ise İngiltere’nin egemenliği altında. Ayrıca buranın İngiltere için askeri üs olarak kullanıldığını da belirtmek gerekiyor. Bu sebeple, Beytülmakdis’in özgürlüğü, öncesinde Kıbrıs için ciddi bir çalışma gerektiriyor."

Türkiye'nin, Beytülmakdis Bereket Daireleri teorisinin üçüncü dairesinde yer aldığını dile getiren Awaisi, "Mekke ile İstanbul aynı bereket dairesi üzerinde yer almaktadır. Aynı zamanda Beytülmakdis ile İstanbul arasındaki mesafe Beytülmakdis ile Mekke arasındaki mesafeye eşittir. Beytülamakdis ile Ankara arasındaki mesafe, Beytülmakdis ile Medine arasındaki mesafeye eşittir." dedi.


Jeopolitik açıdan Beytülmakdis'in özgürlüğünde Türkiye'nin de büyük bir rolü olacağını dile getiren Awaisi, şöyle konuştu:

"Eğer fetih hareketinde Türkiye'nin rolünden bahsediyorsak güçlü bir Türkiye'yi kastetmek zorundayız. Zayıf bir Türkiye'nin Mescid-i Aksa ve Beytülmakdis'e yararı dokunmayacaktır. Bölgeye bir göz atalım, Mısır'da askeri darbe oldu. Irak işgal altında. Suriye neredeyse yok edildi. Teoride adı geçen 4 temel devlet, beklentileri karşılayamaz durumda. Bölgede ümmet için, Beytülmakdis için, Mescid-i Aksa için tek umut olarak Türkiye kaldı. Bu yüzden Türkiye’nin güçlü bir devlet olması için içeriden ve dışarıdan ekonomik, sosyal, siyasi ve askeri alanlarda her türlü desteğin sağlanması gerekiyor. Çünkü eğer Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü ise istediğimiz, güçlü bir Türkiye’ye ihtiyacımız var.Bugün Orta Doğu’da yaşanan olayların gölgesinde Türkiye'nin bölgede çok büyük bir rolü olduğunu söylememiz mümkündür."

Jeopolitik açıdan Beytülmakdis örneği için ortaya koyduğu bu yeni teoriyi özetleyen Awaisi, "Bereket merkezine ulaşan kişi dünyaya hükmeder ve uluslararası bir liderliğe/egemenliğe sahip olur. Bir başka ifadeyle Beytülmakdis'e hükmeden kimse dünyaya hükmeder. Dünya liderliğinin merkezi ve atan kalbi Beytülmakdis'tir." diye konuştu.

"Mescid-i Aksa meselesi tüm İslam aleminin meselesidir"

Awaisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da üzerinde durduğu gibi, Mescid-i Aksa'nın sadece Filistinlilerin veya sadece Arapların değil, tüm İslam aleminin meselesi olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

  • "Bu yüzden tüm İslam aleminin Mescid-i Aksa meselesine karşı kararlı bir duruş sergilemesi gerekiyor. Türkiye'nin gerek toplum düzeyinde gerekse siyasi platformdaki duruşunu, yaşanan son olaylarda, kızı işgalciler tarafından yaralanan Türk annenin söylediği şu sözler açık bir şekilde temsil etmektedir: 'Kızımın yaralanması önemli değil. Önemli olan İslam ümmetinin bir an önce uyanmasıdır. Kızımın burada yaralanmış olması ümmetin harekete geçmesi için bir sebep olsun.' Bu saygıdeğer annenin söyledikleri beni ağlattı. Evet ağlattı. Çünkü kızının yaralanması üzerinden şu mesajı veriyordu: Mescid-i Aksa işgal altında."
#Mescid-i Aksa
#Filistin
#El-Awaisi
#Beytülmakdis
#Kudüs
7 yıl önce