|

NATO İslam’la barışmalı

Kuruluşundan günümüze ismi sürekli Müslüman ülkelere yönelik operasyonlarla anılan NATO, İslâm ve Müslümanlarla sağlıklı bir ilişki geliştirmek zorunda...

00:00 - 14/06/2021 Pazartesi
Güncelleme: 03:06 - 14/06/2021 Pazartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv
Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO), 1949’da tarih sahnesine çıkarken üç ana hedefe odaklanmıştı:
1)
Batı Avrupa’ya Sovyetler Birliği tarafından gelebilecek her türlü tehlikeyi önlemek,
2)
Avrupa’nın politik entegrasyon ve birlik sürecini desteklemek,
3)
ABD’nin Avrupa’da aşırı ve yıkıcı milliyetçilik akımlarının yeniden ortaya çıkmaması için garantör haline getirilmesi.
  • Ancak NATO zaman içinde ABD’nin dünya çapındaki siyasi hedeflerinin bir payandasına dönüştürülerek, Washington’daki politika yapıcıların operasyon aygıtı haline geldi.
    Bu durumdan en çok etkilenen ise İslâm dünyası oldu.
NATO ajandasında Türkiye, Sovyet tehdidine karşı bir tür “ileri karakol” olarak konumlandırılmıştı.
Komünizmin sızmaması adına Türkiye’ye destek artırılırken, aynı zamanda ülkedeki iç siyaset dengelerine dışarıdan müdahaleler de hızlandı.
Türkiye yakın tarihindeki çok sayıda darbe ve darbe girişiminde, NATO’nun uzantılarını görmek mümkündü. ABD ve NATO yönetimi Türkiye’yi zaman zaman “üyeliğe yakışmayacak şekilde” davranmakla suçlarken, Türkiye’nin maruz kaldığı operasyonlarla ilgili hiçbir telafi girişimi veya özür ortaya konmadı.

ACI DOLU MANZARA

  • 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra NATO’yu seferber eden ABD, önce Afganistan’ı ardından da Irak’ı işgal etti.
    Yüz binlerce sivilin hayatına mal olan bu işgaller Afganistan ve Irak’ın içinde bulunduğu durumu daha da kötüleştirirken, NATO’nun İslâm dünyasına yönelik müdahale listesine yeni başlıkların eklenmesine yol açtı.
    Şimdi Afganistan ve Irak’tan çekilme konuşulurken, geride kalan acı bilançonun nasıl tazmin edileceği meçhul.

TEK ÇIKAR YOL

Tüm bu süreçler, Müslüman dünyanın algısında NATO’nun işgallerle özdeşleşmesine yol açtı. Örgütün resmî açıklamalarında gündeme gelen barış ve huzur gibi kavramların gerçekten hayata geçirilebilmesi için,
NATO’nun İslâm’la ve Müslümanlarla sağlıklı bir ilişki geliştirmesinden başka bir yol görünmüyor.

Sürekli genişleyen bir örgüt

  • NATO, 4 Nisan 1949’da, 12 ülkenin katılımıyla kuruldu: ABD, İngiltere, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç ve Portekiz. Örgüte daha sonra 1952’de Yunanistan ve Türkiye, 1955’te Almanya ve 1982’de İspanya katıldı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından oluşan yeni şartlar çerçevesinde Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya 1999’da NATO’ya dâhil olurken, 2004’te Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya, 2009’da Arnavutluk ve Hırvatistan, 2017’de Karadağ ve son olarak 2020’de Kuzey Makedonya örgüt çatısı altına girdi.
#NATO
#İslam
#Müslüman
3 yıl önce