|

Türkiye-Rusya ilişkileri SETA panelinde masaya yatırıldı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) Washington şubesi tarafından düzenlenen "Suriye'deki Rusya: ABD ve Türkiye İçin Çıkarımlar" paneline katılan uzmanlar, Rusya'nın DAEŞ'i, Suriye ve Ortadoğu'ya daha fazla nüfuz etmek için kullandığı görüşünde birleşti.

Yeni Şafak
00:43 - 19/12/2015 Cumartesi
Güncelleme: 22:49 - 18/12/2015 Cuma
AA

SETA Washington Şubesi direktörü Kadir Üstün'ün yönettiği panele, Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS) Rusya ve Avrasya Programı'nın direktör yardımcılığını yürüten Jeff Mankoff, Hudson Enstitüsü'nden araştırmacı Hannah Thuborn ve SETA araştırma direktörü Kılıç Buğra Kanat katıldı.



Mankoff, konuya uluslararası sistem açısından yaklaşarak Rusya'nın 21. yüzyılda, 19. yüzyılda oynanabilecek bir "küresel güçler oyunu" oynamaya çalıştığını ve bunun için önce Ukrayna, şimdi de Suriye'de güç gösterisi yaptığını kaydetti.



Rusya'nın Ortadoğu'daki askeri görünürlüğünü artırma çabasının, bölgede ana aktörlerden biri olma ve ABD ile baş başa masaya oturma arzusunun bir sonucu olduğunu ifade eden Mankoff şunları söyledi:



"Rusya'nın mesajı şudur: Bu, büyük güçlerin oynadığı bir oyundur; burada da ABD dışında büyük güç olarak ben varım. O yüzden Ortadoğu'da bir karar alınacaksa bunu ABD ile ancak biz alabiliriz."



Mankoff, Rusya için Suriye'de (ABD'nin değerlendirdiği gibi) "ılımlı muhalif" diye bir kavram olmadığını, rejime karşı olan tüm unsurların Moskova tarafından Esed muhalifi olarak görüldüğünü ve bombalandığını kaydetti.



Thoburn ise Türkiye'nin hava sahasını ihlal ettiği için düşürülen savaş uçağının Rusya tarafından bölgeye daha fazla askeri yığınak yapmak için bir "bahane" olarak kullanıldığına işaret etti. Rusya uzmanı Thoburn, "Rus medyasında her zaman bir 'öteki' vardır. Bugünkü 'öteki', bir başka deyişle 'düşman' ise Türkiye'dir" şeklinde konuştu.



Son dönemde gerilen Türk-Rus ilişkilerinin Kırım'daki Tatarları da olumsuz etkileyeceğini belirten Thoburn, Rusya'nın Suriye'de istediklerini yapabilmek için DAEŞ'i bir "mazeret" olarak kullandığını vurguladı.



SETA araştırma direktörü Kanat ise söz konusu askeri uçağın düşürülmesinden önceki süreçte Türkiye ile Rusya arasında "temkinli iyimserlik" havasının hakim olduğunu ve aynı dönemde iki ülke arasındaki ilişkilerin karşılıklı olarak birbirine bağlı kompleks bir yapıya büründüğü bir noktaya gelindiğini anlattı.



Rusya'nın, uçağının düşürülmesinden sonra bölgede aldığı yoğun askeri tedbirlere atıf yaparak, "Bizi bu süreçte en fazla şaşırtan hususlardan biri, uçağı düşürülen Rusya'nın bu duruma fazlasıyla 'hazırlıklı' olduğu yönündeki işaretlerdir" diyen Kanat, Rusya'nın kendini hem içeride hem de dışarıda bir "kurban" gibi göstermeye çalıştığını ve bu yolla meşruiyet kazanma çabasında olduğunu ifade etti.



Uçak hadisesinin ardından Rusya'nın verdiği tepkinin çok "aşırı" ve "resmi" bir üslupla çevrelendiğine dikkat çeken Kanat, "Türkiye, olayın olduğu günden itibaren tansiyonun düşürülmesi gerektiği yönünde birçok açıklama yaptı ve hala da yapıyor. Ancak Rusya'nın üslubu aynı sertliğini koruyor" şeklinde konuştu.



2000-2015 yılları arasındaki dönemin, Türkiye-Rusya ilişkileri tarihinin en parlak dönemlerinden olduğunu kaydeden Kanat, önümüzdeki süreçte yaşanacakların, bu dönemin bir istisna mı, yoksa devamı gelecek bir istikrar süreci mi olduğunu göstereceğini belirtti.


#seta
#rusya
#panel
8 yıl önce