|

Enerjide dönüşümü sağlayabiliriz

Avrupa Birliği ülkeleri yıllardır sanayii ve teknoloji alanında yaptıkları yatırım hamleleri ile ülkelerinin zenginleşmesini sağladılar. Fakat son Rusya-Ukrayna savaşı ile bu kadar zenginleşen AB ülkelerinin ekonomilerinin, enerjide dışa bağımlı olmaları sebebiyle çok kırılgan bir yapıda olduğunu gördük.

00:00 - 25/05/2022 Çarşamba
Güncelleme: 18:28 - 24/05/2022 Salı
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
Ahmet Kerem Yıldız
Ekonomist

Avrupa Birliği ülkeleri yıllardır sanayii ve teknoloji alanında yaptıkları yatırım hamleleri ile ülkelerinin zenginleşmesini sağladılar. Fakat son Rusya-Ukrayna savaşı ile bu kadar zenginleşen AB ülkelerinin ekonomilerinin, enerjide dışa bağımlı olmaları sebebiyle çok kırılgan bir yapıda olduğunu gördük. Sanayii üretiminin ana hammaddesi olan enerji ve madencilikte dışa bağımlı olan ülkeler artık kendilerini çok rahat hissedemeyeceklerdir.

Almanya, Avrupa’nın en güçlü ekonomisiyken enerji ve hammadde fiyatlarındaki artışlar uzun süre bu seviyelerde devam ederse Alman ekonomisinde ciddi sorunlar ortaya çıkarabilir. Ekonomisi en güçlü olsa bile enerji ve madencilikte dışa bağımlı olduğunda yaşayabildiği sıkıntıları göz önüne alırsak buradan Türkiye olarak kendi payımıza düşen dersi almamız gerekiyor.

Bugünlerde en çok konuştuğumuz sorun ekonomide yaşadığımız enflasyon yani hayat pahalılığı. Fiyat artışlarının en temel sebebi enerji ve hammadde fiyatlarındaki artış. Artışın sonucu da Türkiye’ye özgü cari açık sorunu ve beraberinde meydan gelen döviz kurundaki artışların fiyatlara yansıması.

Enflasyon, kur ve cari açık bir bütün olarak ele alınmalı ve çözülmelidir. 2022 yılında 70-80 milyar dolar civarında enerji ithal etmiş olacağız. Bu rakamlar çok yüksek. Bugün elektrik; sanayide, işyerlerimizde, evlerimizdeki bireysel tüketimimizde, tarımda, turizmde, madencilikte kısaca hayatımızın her alanında çok büyük bir öneme sahip.

ELEKTRİĞİ NASIL ÜRETECEĞİZ?

Türkiye olarak şu anda yılda 350 milyar kilovatsaat elektrik tüketimimiz var. Bu tüketimin yüzde 65’lik kısmını kendi öz kaynaklarımızla üretiyoruz; yüzde 35’lik kısmını ithal ettiğimiz doğalgaz ve kömürden üretiyoruz. Önümüzdeki 7-8 yıllık süreç içerisinde yıllık tüketimimiz 500-600 milyar kilovatsaat seviyelerine yükselecektir. Bu tüketimi karşılayacak elektriği nasıl üreteceğiz?

Hidroelektrikten elektrik üretimi: Şu anda 32 bin megawatt kurulu gücümüz var; potansiyelimiz 50 bin megawatt civarında, yaklaşık 18 bin megawatt daha kurulu güç artışıyla yıllık 120-150 milyar kilovatsaat üretime ulaşabiliriz.

Rüzgardan elektrik üretimi: 11 bin megawatt olan kurulu gücümüzü 50-60 bin megawatt seviyelerine çıkaracak potansiyelimiz var. Buradan yılda 100-120 milyar kilovatsaat üretime ulaşabiliriz.

GÜNEŞ ENERJİSİ İÇİN KREDİ VE TEŞVİK ÖNEMLİ

Güneş enerjisinden elektrik üretimi: Güneş enerjisinde çok büyük bir potansiyelimiz var. Ülkemizde yaklaşık 50 bin fabrika üretim yapmakta. Bu fabrikalar kendi çatılarına kendi ihtiyaçları için güneşten elektrik üretim tesisi kurarsa, tarımda sulama yapan çiftçilerimiz kendi ihtiyaçları için Güneş Enerji Santrali (GES) kurarlarsa güneşteki kurulu gücü (şu an 8-9 bin megawatt kurulu gücümüz faaliyette) çok rahat 80-90 bin megawatt seviyelerine; yıllık 140-150 milyar kilovatsaat elektrik üretimine seviyelerine çıkarabiliriz. Güneş enerjisi için özellikle kredi ve teşvikler son derece önemli. Kamu bankaları öncülüğünde tüm bankların içerisinde olduğu ve KGF kefaleti ile bir kredi paketi açıklanabilir. Bu kredi paketinin kredi geri ödemeleri üretilen elektriğin bedeli ile ödenmeli; sanayiciye ve çiftçiye ilave yük gelmemeli. Zaten mevcut şartlarda bir GES projesi 6-7 yıllık üretimi ile kendisini finanse edebilmektedir. Fabrikasının çatısına veya tarım işletmesinin bir bölümüne GES kuran işletmelerin kolaylıkla ulaşacağı bu kredi paketi ile 4-5 yılda güneş enerjisinde yapılacak yatırımlarla enerji konusunda ciddi rahatlama yaşayabiliriz.

Termik santrallerden yerli linyit ile elektrik üretiminde mevcut kapasiteyi tam olarak kullanıp ithal kömüre son vermeliyiz.

Doğalgazdan elektrik üretimi: Mevcutta doğalgazda kurulu gücü, kendi doğalgazımızı çıkartıp elektrik üretiminde kullanırsak; aynı zamanda ısınma amaçlı ihtiyacımızı karşılayacak doğalgazı da çıkarabilirsek, doğalgaz ithalatından kurtulabiliriz. Kendi doğalgazımızı kullanırsak enerji maliyetlerini çok ciddi biçimde düşürmüş oluruz.

Nükleer enerjideki yatırımlar arttırılmalı: Enerji ihtiyacımızın yüzde 25’ini karşılayacak kadar en az 4 tane nükleer santral kurmalıyız. İlerleyen süreçte ihtiyaca göre daha fazla da kurulabilir. Avrupa’ya baktığımız zaman Almanya enerjide dışa bağımlı olduğu için çok sıkıntı çekmekteyken enerjisinin yaklaşık yüzde 70’lik kısmını nükleer santrallerden karşılayan Fransa çok rahat durumda. Bu durumu gören Almanya tekrar nükleer santrale yönelmektedir. Hatta AB nükleer enerjiyi yeşil enerji kategorisine almaya çalışıyor.

POTANSİYEL ORTAYA ÇIKACAK

Önümüzdeki yıllarda elektrikli araçlara olan talep ile dizel ve benzinli araç talepleri düşecek; petrole olan bağımlılığımız azalacaktır. Enerji faturamız çok yüksek, her yıl bu kadar para verip enerji ithal edemeyiz. 7-8 yıl içerisinde enerji faturamızı 20-30 milyar doların altına düşürmemiz gerekiyor. Bu rakamlar da petrol ve petrol ürünleri ithalatına ödenecektir. Petrol konusunda da yapılacak araştırmalar ve sondaj çalışmaları ile Türkiye’nin potansiyeli ortaya çıkacak belki petrolde de ithalattan kurtulacağız.

Enerjide son 20 yılda 100 milyar dolardan fazla yatırım yaparak kurulu gücümüzü 30 bin megawatt seviyelerinden 100 bin megawatt seviyelerine çıkardık. Önümüzdeki 7-8 yılda 100 milyar dolar ilave yatırım yaparak kurulu gücümüzü 250 bin megawatt seviyelerine çıkarmalıyız. Bu yatırımlarım önemli bir kısmı yenilenebilir enerji alanında olacaktır. Bu sistemler kurulduktan sonra 30-40 yıl boyunca hammadde alımı olmadan üretim yapacak sistemlerdir. Ülkemiz lojistik olarak 3 kıtanın kesişme noktasındadır. Uçak ile yapılacak 3-4 saatlik yolculuk mesafesi içinde 1,5 milyar insana ulaşabiliriz. Üç tarafı denizler ile çevriliyiz ve karayolu taşımacılığında da önemli bir kavşakta bulunuyoruz.

İHRAÇ DA EDEBİLİRİZ

Her yıl en az 20 milyar dolar yatırım ile enerjideki bu dönüşümü hayata geçirmeliyiz. Kendi ihtiyaçlarımızı karşıladığımız gibi enerji ihraç eden ülke konumuna da gelebiliriz. Bu dönüşümü gerçekleştirirsek sanayicilerimiz ve ihracatçılarımız düşük maliyetle elektrik kullanacak, lojistik konusundaki avantajları da kullanarak dünyadaki rakipleri ile daha kolay rekabet edebilirler ve ihracatta çok daha büyük rakamlara ulaşabiliriz.

Sürekli enflasyon, cari açık, işsizlikten şikâyet ederek bir yere varamayız. İstenilen yatırımları yaparsak, cari açık, enflasyon, işsizlik gibi ülkemizde son 40 yılın en önemli sorunlarını çözmüş, AB ülkelerinin sahip olduğu refah seviyesine rahatlıkla ulaşabiliriz. Aslında ödevimiz çok zor değil biraz daha fazla odaklanma, çalışma, gayret ve sabır gerekiyor.

#Avrupa Birliği
#Rusya
#Ukrayna
#enerji
#GES
2 yıl önce