Yüksek riskli ve piyasalardaki dalgalanmalara karşı fazla hassas bir yatırım olan batık tahviller, “yüksek verimli oldukları kadar yatırım yapılabilir statüde olmayan sabit getirili şirket tahvillerine verilen genel ad" olarak tanımlanabilir.
Tahviller, Standard & Poor's ve Moody's gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri notlara göre değerlendiriliyor. Standard &Poor's'un “BB ve B" ya da Moody's'in “Ba, B" kredi notuyla başlayan ve artan riskle birlikte C ve D notlarına kadar ilerleyen aşamalara dek notlandırılıyorlar. Kuşkusuz en az risk “BB"ya da “Ba" notu olanlar...
Tahvilleri çıkaran şirketler, kredi notları da oldukça düşük ve yüksek faizle sermaye piyasalarından borçlanma yolunu seçiyorlar. Daha sonra da kaliteli bir yönetimle şirketin performansını artırıp kademeli olarak kredi notlarını yükseltmeye çalışıyorlar. Tahvillere “batık" adı verilmesi ise, yatırım yapılabilir tahvillere oranla daha yüksek temerrüde düşme riski taşımalarından kaynaklanıyor.
En tehlikeli gelişmelerden biri de enerji sektöründeki batık tahvillere yatırım yapan Third Avenue yatırım fonunun çökmesi oldu. Ardından Stone Lion Capital de yükümlülüklerine bir süre için ara verdiğini açıkladı. Daha sonra ise Barclays Bank da Ocak raporunda, petrol fiyatlarında yükseliş olmazsa, önümüzdeki yıllarda 155 milyar dolarlık şirket tahvilinin de batık statüsüne düşeceğini belirtti.
Batık tahvil piyasasını etkileyen tek faktör petrol fiyatları değil. Para birimlerinin ve borsaların inişe geçmesi de batık tahvil piyasasını sarsan önemli gelişmelerden…