Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fadime Serçeli, Elbistan'da üniversitede beraber görev yaptığı bilim insanlarıyla deprem bölgesinde yerin sismografik incelemesini yaptıklarını anlattı.
İlk depremden dakikalar sonra yine bölgede sarsıntı yaşandığını hatırlatan Serçeli, ilk depremde hasar alan binaların ikinci ve 9 saat sonra meydana gelen üçüncü depremle tamamen yıkıldığını ya da hasar gördüğünü ifade etti.
Bölgede Doğu Anadolu Fayı olduğunu, fayın Karlıova'dan başlayıp Kahramanmaraş'a kadar uzanarak oradan iki kol halinde devam ettiğini belirten Serçeli, şunları söyledi:
"Elbistan'da zemin büyütmesi oldukça fazla"
Serçeli, Adana'da yaptıkları incelemede ise yıkımların genellikle yüksek binalarda yaşandığını, Kahramanmaraş'ta ise hasar alan yerlerin belirli bölgelerde toplandığını gördüklerini dile getirdi.
Elbistan'ın ortasından Ceyhan Nehri'nin geçtiğini hatırlatan Serçeli, nehrin muhtemel dolgu taşıdığı malzemeyle oluşmuş kesimine denk gelen binaların çok daha fazla hasar alarak yıkıldığını ifade etti.
Bölgedeki yıkımların zemin ve bina uyumsuzluğu kaynaklı olacağını da düşündüklerini belirten Serçeli, "Diğer taraftan da baktığımızda zemin gerçekten burada kötü. Deprem sonrası bu bölgede alınan kayıtlara baktığımızda zemin büyütmesinin oldukça fazla olduğu da görülüyor." diye konuştu.
"Enerji birikmesi ya da sıkıştırma söz konusu olmuş"
Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığını anımsatan Serçeli, Türkiye'nin en büyük kısmının Anadolu bloğu üzerinde kurulduğunu, bu bloğu Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fayının sınırladığını ifade ederek, şunları kaydetti:
Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergin Ulutaş ise uzmanlık alanı olan ivme ve zemin büyütmesi konusunda çalışmalar yaptığını belirtti.
Aynı üniversiteden Doç. Dr. Tahir Serkan Irmak da zemin özelliklerine belirleme çalışmasının deprem öncesi yapılıp, binaların o değerlere göre tasarlanmasının gerekli olduğunu söyledi.
Dr. Öğretim Üyesi Berna Tunç ise deprem ve diğer afetler için hazırlıklı olunması ve bu konuda ciddi adımların atılması gerektiğini belirtti.