|

'Arakan'da mülteciler yaklaşık 400 bin civarında'

Türk Kızılayı Genel Başkanı Kınık, İstanbul'da düzenlenen Arakan konferansında yaptığı konuşmada "Geçen senenin Ağustos ayında başlayan olaylarla neredeyse, Arakan eyaletinin yerleşim birimlerinin yüzde 70'i yok edildi. Nüfusu da yüzde 80'inin ötesinde Bangladeş'e sürüldü. Ayrıca Arakan'ın farklı bölgelerinde de mülteci olan yaklaşık 400 bin civarında insan var" dedi.

Yeni Şafak
18:44 - 2/01/2018 Salı
Güncelleme: 19:26 - 2/01/2018 Salı
AA
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık

Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, "Geçen senenin Ağustos ayında başlayan olaylarla neredeyse, Arakan eyaletinin yerleşim birimlerinin yüzde 70'i yok edildi. Nüfusu da yüzde 80'inin ötesinde Bangladeş'e sürüldü. Ayrıca Arakan'ın farklı bölgelerinde de mülteci olan yaklaşık 400 bin civarında insan var." ifadelerini kullandı.

Medipol Üniversitesi Kavacık Güney Kampüs Konferans Salonu'nda gerçekleşen "Arakan" konferansına katılan Kınık, sebepleriyle Arakan katliamını anlattı. Medipol Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hülya Özkan'ın oturum başkanlığını yaptığı konferansta, Türk Kızılayı'nın bölgedeki faaliyetleriyle ilgili bilgi veren Kınık, Güneydoğu Asya'yla tarihsel anlamda çok fazla bağ olduğunu vurguladı. Arakan'ın coğrafi ve tarihsel yapısına değinen Kınık, şunları kaydetti:

"Çok boyutlu bir çatışma"

"Ülkeyi terk eden insan sayısı 2013 krizinden bu yana yaklaşık 1 milyon 100 bine ulaşmış. 700 bin civarında yeni, ülkeyi terk eden bu anlamda insan var. Bu coğrafyanın jeostratejik olarak çok büyük önemi var. Arakan'da da 800 yıllık ahşap işçilikle yapılmış camiler gördüm. Arakan'daki özellikle son dönemde alevlenen 2013 sonrası durum çok boyutlu bir çatışma. Bunun nedenleri aslında toplumun içinde. Bu toplumun içindeki bu hadiseyi uluslararası siyasi konjonktür besliyor ya da burada yapılan insan hakları ihlallerini veya savaş suçlarını cezasız bırakıyor."

Dünyada 40 civarında aktif savaşın olduğunu dile getiren Kınık, sayısız hak ihlalleri ve savaş suçları işlendiğini söyledi. İnsanların evlerinden ve ülkelerinden zorla çıkarıldığını dile getiren Kınık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Rohingya Müslümanları sistematik bir biçimde zayıf bırakılmış bir halk"

"Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nce bu saldırılar yasal bir kılıf bulma noktasına gelmiş. Arakan'daki hadisede de gördüğümüz, yaklaşık 1.5 milyonluk Rohingya Müslümanları, sahipsiz, sistematik bir biçimde zaafa uğratılmış ve zayıf bırakılmış bir halk olduğudur. Aynı zamanda Rohingyalılar, savunucuların olmadığı, kendilerini ifade edebilecek bir liderliklerinin kurulmasına izin verilmediği, komşu ülkelerinden yeterli desteği alamadıkları için de haklarını koruyabilecekleri bir dayanışma, direniş sergileyemeyen bir halk. Geçen senenin Ağustos ayında başlayan olaylarla neredeyse, Arakan eyaletinin yerleşim birimlerinin yüzde 70'i yok edildi. Nüfusu da yüzde 80'inin ötesinde Bangladeş'e sürüldü. Ayrıca Arakan'ın farklı bölgelerinde de mülteci olan yaklaşık 400 bin civarında insan var. Neredeyse tamamı yerlerinden edilmiş, bunların büyük kısmı Bangladeş'e kaçmak durumunda kalmış, geri kalanı da ülke içerisinde mülteci pozisyona gelmiş."

Kınık, yakın zamanda yapılan bir saha araştırması olduğuna dikkati çekerek, yaklaşık 6 bin 700 insanın sistematik bir biçimde Myanmar'ın içinde öldürüldüğünün kanıtlandığını söyledi. Kınık, bunun sivil toplum kuruluşunun yaptığı bir tespit olduğunu vurguladı. Uluslararası toplumun harekete geçmiş gibi davrandığını fakat mekanizma etkili olamadığı için bunun karşılığının olmadığını vurgulayan Kınık, şöyle konuştu:

"Uluslararası toplumun tavrı ne oluyor?"

"Uluslararası toplumun tavrı ne oluyor? Myanmar hükümetine, Arakanlı Müslümanlara yönelik sistematik insan hakları ihlallerine ve askeri operasyonlara son vermesi çağrısı yapan karar, 10'a karşı 122 "evet" oyuyla BM Genel Kurulu'nda kabul edildi. İçinde Rusya, Çin ve Suriye'nin bulunduğu 10 ülke bu BM kararına karşı çıkıyor. Cumhurbaşkanımız 'neden dünya 5'ten büyüktür' diyor. Bu aslında küresel vicdanın bir sesi. Siz 5 daimi ülkeden birisiyseniz, istemediğiniz bir kararı veto ediyorsunuz. Dünyanın bütünüyle karşı çıksa, sizin bu vetonuzla bu sistem kilitlenebiliyor. Dolayısıyla bu sistemin Arakan'daki durumu da patolojik."

"Myanmar'da şu an sivil ve asker koalisyonu anayasal olarak tanımlanmış ve bir güç paylaşımı var" diyen Kınık, 3 bakanlığın askere ait olduğunu ve Meclis içerisinde askerin parlamenter anlamında kotası olduğunu belirtti.

Kınık, güvenlikle ilgili bütün bakanlıkların askeriyeye ait olduğunu ifade ederek, "Özellikle Arakan eyaletinin tamamında askeri rejimin yönetimsel anlamda hakim olduğu, sivil unsurların bu anlamda hakim olmadığını ifade etmekte fayda var." dedi.

"Myanmar'da sivil unsurların desteklenmesi gerekiyor"

Türk Kızılayı'nın Arakan'da yaptığı hizmetleri anlatan Kınık, şunları söyledi:

"Türkiye bu bölgede ne yaptı? Devlet kuruluşlarımız, AFAD, Türk Kızılayı, İHH, neredeyse Türkiye'de uluslararası yardım yapan bütün kuruluşlarımız seferber olduk. Bu anlamda Myanmar tarafında, Myanmar Kızılhaçı ile bir anlaşma imzaladık. Arakan bölgesinin içinde şu anda kısıtlı da olsa faaliyet gösterebiliyoruz. Özellikle gıda, nakit destekler ve uç bölgelere dağıtılmasıyla ilgili Myanmar Kızılhaçı ile beraber çalışmalar yürütüyoruz. Ama bu çok çok zor oluyor. Myanmar'da sivil unsurların desteklenmesi gerekiyor. Biz de bu anlamda Myanmar Kızılhaçı'nı destekliyoruz. Şu an Arakan'ın içinde 10 tane insani yardım deposunun inşa edilmesi ve yardımların dağıtılması, araç gereçlerin alınmasıyla ilgili bir anlaşma imzaladık. Yaklaşık yarım milyon dolarlık Arakan içerisinde kapasite oluşturacağız. Biz her zaman masada şunu belirtiyoruz; 'Rohingyalılar, bir gün buraya dönecekler."

İHH Genel Başkan Yardımcısı Sait Demir de Arakan'ın tarihini anlattı.

Konferansın sonunda Anadolu Ajansı İstanbul Haberleri Editörü Hüseyin Altınalan, Kınık'a plaket takdim etti.

#Kerem Kınık
#Medipol Üniversitesi
#Türk Kızılayı
#Arakan
6 yıl önce