Bu hafta ilk kez okul zilleri çaldı, kimi öğrenci heyecanla kimi öğrenci farklı endişelerle okula başladı. Aileler ve okullar bu konuda öğrencilere nasıl destek olmalı, okula uyum sürecini nasıl yönetmeli konularında Uğur Okulları Psikolojik Danışmanlık Rehberlik ve AR-GE’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin değerlendirdi. Öğrencilerin kaygılı hissettikleri anlarda kendilerini güvenli hissettikleri kişilerle yakınlıklarını sürdürmek istediklerini söyleyen Barış Sezgin şöyle devam etti: “Stresli ve kaygılı olan çocuklar güvenli bir liman olarak ebeveynlerini ve eğitimcilerini görmek istiyorlar. Eğitimciler en kısa zamanda öğrencilerle güven bağı oluşturmalıdır. Bu güven bağını kurmanın en hızlı yolu da öğrencinin ebeveyniyle güven ilişkisi içinde olmaktır. Ebeveynin öğretmenle pozitif iletişim halinde olduğuna tanık olan çocuk annesinin güvendiği bu ‘yabancı’nın güvenilir biri olduğunu düşünür ve kaygısı azalır. Buna ek olarak öğretmenler de tutarlı bir şekilde, öğrenciye yalan söylemeden annesinin ne zaman gelip onu alacağını söylemesi gerekir, o saat gelene kadar sınıf içinde gerçekleştirilen keyifli etkinlikler, öğrencinin arkadaşlarıyla kaynaşmasına ve okuluna alışmasına yardımcı olacaktır. Okula uyum sürecinin en iyi şekilde geçirilmesi için okul psikolojik danışmanlarının büyük rolü vardır. Okul psikolojik danışmanları bu sürece hazırlıklı olmalı ve süreci yöneten, eğitimcileri yönlendiren kişi olmalılardır.”
EBEVEYNLER KAYGILI OLMAMALI
Okula gelirken öğrencilere eşlik eden ebeveynlerin ise sabah okula gelirken kaygılı olmaları gerektiğini dile getiren Sezgin, “Eğer ebeveyn kaygılı ise öğrenci ‘güvensiz’ bir yere gittiğini düşünür ve kendisi de kaygılanır. Bu sebeple ebeveynler kaygılı olmamalı, sabahları keyifli olmaya, okula giderken çocuklarıyla okulla ilgili sohbet etmeye dikkat etmelidirler” diye konuştu.
