|

Darbeye karşı direnen medya

15 Temmuz gecesi ve sonrası hemen hemen tüm medya, eşi benzeri görülmemiş bir işbirliğiyle darbeye karşı direndi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da darbe girişimi sırası ve sonrasında yaptığı konuşmalar ile medyanın iyi bir sınav verdiğini ve bu duruşu takdir ettiğini açıkladı. Türkiye medya tarihinde bir ilk olan bu güçlü duruşun ötesnde kimi medya kuruluşlarında gazeteciler bizzat cuntacılara karşı direndi. Gecenin seyrini değiştiren önemli kahramanlardan biri de hiç şüphesiz Turksat’a girip yayınları kesmek isteyen hainleri oyalayarak televizyonların yayınlarına devam etmesini sağlayan bilişim görevlileri oldu.

Yeni Şafak ve
04:00 - 15/07/2017 Cumartesi
Güncelleme: 08:58 - 15/07/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Darbeye karşı direnen medya
Darbeye karşı direnen medya

15 Temmuz akşamı, FETÖ mensubu askerlerin Ankara’da savaş uçaklarıyla alçak uçuş yapmaları ve İstanbul’daki köprülerin trafiğe kapatılması ile Türk medyası‘son dakika’ düğmesine bastı. 22.00’dan sonra sosyal medyaya düşmeye başlayan hareketlilik; eş zamanlı olarak internet siteleri ve televizyonlar tarafından “güvenlik önlemi” ve “hareketli saatler” ifadeleri ile haberleştirildi. Saatler 22.37’yi gösterdiğinde ise Yeni Şafak internet sitesi Yeni Şafak Haber Müdürü Recep Yeter imzalı haber ile Ankara ve İstanbul’da yaşanan askeri hareketliliğin darbe girişimi olduğunu ‘son dakika’ bilgisi olarak duyurdu ve bu andan itibaren Türk medyası da şanlı direnişin ortağı oldu. Mısır gazeteleri Türkiye’de darbe oldu diye baskıya gitmişken, İran medyasında darbe girişimine ilişkin gizli bir sevinç yaşanırken, Türk medyası tüm bu yayınlara sağlam bir duruş sergiledi.


HAKSEVER HABERCİLİK DERSİ VERDİ

Deneyimli gazeteci Oğuz Haksever, yayını devraldığı andan itibaren yılların verdiği birikimle, sakin ama gelişmelerin de ciddiyetini hissettirecek şekilde gece boyunca yayınlarına devam etti. Başbakan Yıldırım da ilk olarak NTV’ye bağlandı. Darbe girişiminde çok sonra o karanlık geceyi anlatan Haksever, bir çok darbe gördüğünü ancak 15 Temmuz’un çok farklı bir darbe girişimini olduğunu söyledi. ’Darbe başarılı olsaydı medya ne yapacaktı’ sorusunun sorulması gerektiğini ifade eden Haksever, “Medyanın olanı vermesi bile darbeye karşı halkta bilinç uyandırdı. Medya için o gece kritik olan, Başbakan Binali Yıldırım’ın, ‘Bu bir kalkışmadır’ demesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CNN Türk’te halkı darbeye karşı koymaya çağırması. Generallerin yayınlarda darbeye karşı olmalarını söylemeleri en etkili yöntemlerden biri oldu. Sokağa çıkmayan askerler bile bir darbe yapıldığını televizyonlardan öğrendi. Görsel paylaşımlar çok büyük destek verdi, o da medyadır. Halkın direnişi görülmeye başladıktan sonra darbe başarısızlığa uğradı. Benim en çok canımı sıkan yabancı basının tavrıydı. Aslında 15 Temmuz ulusal, toplumsal hazinemizin en değerli parçalarından biri haline geldi. Darbeye karşı olmak da medyanın işlevlerinden biridir” ifadelerini kullandı. CNN Türk ekranlarından canlı yayın yapan CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat ise darbe girişimi sırasında çok sayıda kritik ismi canlı yayına telefonla bağladı. Türkiye’de yaşanan olağanüstü hareketliliğe dair gelişmeleri duyuran Fırat’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la 00.07’de yapmış olduğu görüşme ise medyanın sembolü oldu. Darbe girişimi sırasında Marmaris’te bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, FaceTime ile CNN Türk yayınına katıldı. Erdoğan’ın CNN Türk’teki açıklaması dünya basınında da geniş yer buldu. Erdoğan, “Halkımıza çağrı yapıyorum: milletimizi illerimizin meydanlarına, havalimanlarına davet ediyorum, milletçe toplanalım. Bunların azınlık grubu, tanklarıyla, toplarıyla gelsinler” dedi.

DARBECİLER MEDYA
KANALLARINI HEDEF ALDI

FETÖ’cü askerler, darbe girişiminin ilk dakikalarından itibaren İstanbul ve Ankara’daki TRT binalarına yöneldi. Darbeciler TRT World’ü ele geçirerek uluslararası yayın yapmak istedi.

TRT’nin İngilizce yayın yapan televizyon kanalı TRT World’un İstanbul’da bulunan binası, darbeci askerlerce ele geçirilmeye çalışılan ilk televizyon kanalı oldu. Ulus’taki TRT binasında çalışan gazetecilere müdahale edilmeye çalışılırken, darbeci askerlerin sabah saatlerinden itibaren uluslararası yayın yapmaya hazırlandığı ortaya çıktı. İstanbul’daki TRT kanallarına düzenlenen işgal girişimiyle aynı anlarda Ankara’daki TRT binası da hedef alındı.


YENİ ŞAFAK VE TVNET KORSAN BİLDİRİYİ TANIMADI

15 Temmuz gecesi çok sayıda televizyon kanalı ve internet sitesi TRT ekranlarında okutulan ve korsan bir şekilde yayınlanan ‘darbe bildirisini’ yayınlarken yenisafak.com ve TVNET sorumlu yayınclığını göstererek bildiriyi hiçbir şekilde tanımadı. Birçok medya kuruluşunun ‘TSK yönetime el koydu’ ifadeleriyle yer verdiği ‘Yurtta Sulh Konseyi’nin korsan darbe bildirisi, Yeni Şafak sayfalarında ve TVNET ekranlarında yer almadı.

SÜLEYMAN SOYLU VE VATANDAŞLAR TRT’DE

Darbecilerden geri alınan TRT’de ilk açıklamayı Süleyman Soylu ve Tijen Karaş yaptı. Darbecilerce karartılan TRT binasına halkla birlikte giren Soylu, kontrolün darbeci askerlerden geri alınmasını sağladı. TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren de o gecenin canlı şahitliğini yapan ve direnen isimlerden birisiydi. Yönetiminde bulunduğu kanalın darbeci hainlerden boşaltılması için var gücüyle çabalayan Eren, “15 Temmuz gecesi sadece Türk tarihinin bir dönüm noktası değil tüm yazarlar, gazeteciler için de bir dönüm noktasıydı. Hepsi tarihe tanıklık ediyorlardı. Benim için de çok zorlu bir geceydi” dedi.


ÜZERİME DÜŞENİ YAPMAYA ÇALIŞTIM

Eren, “Bazı kişiler, Ankara’daki TRT yönetim binasının ön tarafında, 2 askeri yere yatırmaya ve silahlarına el koymaya çalışıyordu. İşte bu benim şahitlik ettiğim bir olay. Hem bir Türk vatandaşı olarak hem de TRT’de bir müdür olarak üzerime düşen görevi yapmaya çalışıyordum. Hem kanalın güvenliğini sağlamak ve hem de olan biten her şeyi halka iletmek zorundaydım. TRT’nin İstanbul’daki İngilizce yayın yapan kanal binası (TRT World) darbeciler tarafından ilk ele geçirilmeye çalışılan televizyon kanalıydı. O gece yaklaşık 10 televizyon binası işgal edilmiş, yayınları kapatılmıştı. Tüm çalışanlar hem güvenliklerini sağlamaya çalışıyor hem de olan biteni rapor etmek istiyorlardı” diye konuştu.

CNN TÜRK’Ü VATANDAŞLAR KURTARDI

İstanbul ve Ankara’daki TRT binalarına darbeci askerlerin düzenlediği işgal girişiminin bir benzeri de İstanbul Bağcılar’da bulunan Doğan Medya Center’da yaşandı. Hürriyet gazetesi, Kanal D ve CNN Türk kanallarının bulunduğu binaya saat 3.27’de giren bir grup darbeci asker, önce canlı yayında olan CNN Türk yayınını kesti. Vatandaşlar, yayın organlarına sahip çıkmak için bölgeye akın etti. Güvenlik görevlileri, çalışanlar ve darbeci askerler arasında arbede yaşandı. Canlı yayın stüdyo katına giren darbeci askerler, sunucu, reji ve kamera arkası görevlilerini de dışarı çıkardı. Halkın binanın önünde toplanmasının ardından polisin de müdahalesiyle birlikte yayın tekrar normale döndü. TRT-1’de işgal girişimi bildirisi okunurken, NTV ve CNN Türk bildirinin okunduğunu okuyucularına kısa süreli de olsa görüntülü olarak duyurdu.


NEDİM ŞENER BİZZAT DİRENDİ

FETÖ tarafından hukuksuz olarak yargılanan ve bir süre cezaevinde yatan gazeteci Nedim Şener ise darbecilere karşı bizzat direnenlerden biri oldu. Darbe girişiminin başladığı ilk saatlerden itibaren, girişim ile ilgili tüm gelişmeleri twitter hesabından an be an aktarmaya başlayan Şeneri girişimin bir darbe olduğunun adını koyarak, darbe girişiminin sahiplerinin FETÖ’cü cunta olduğunu söylemişti. Daha sonra ortaya çıkan görüntülerde cuntacı askerlerle tartıştığı görünen Şener, CNN Türk binasında darbecilerin derdetst edilmesinde başrol oynadı. Şener o geceyi şu ifadelerle anlattı;

CESUR İLE KORKAĞIN, VATANSEVER İLE HAİNİN BELLİ OLDUĞU GECEYDİ

“Gazeteci görünümlü Fethullahçı Terör Örgütü üyesi Kerim Balcı darbe gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkı sokağa çağırmasından sonra ne demişti hatırlayacaksınız; “…Cumhurbaşkanı sorumsuz davranıyor. Eli silahlı insanların karşısına sivil insanları çıkarmak, geçmişte Suriye’de olduğu gibi Mısır’da olduğu gibi vahim hatadır. Bizim insanımız bırakınız bombayı veya G3 tüfeğinin kurşununa karşı nasıl savunmaya geçeceğini, nasıl siper alacağını, yerde yatmayı bilmez. Biz askeri eğitimimizi büyük oranda zaten AK Parti yönetimi döneminde ücretli olarak yapmış bir toplumun evlatlarıyız, askerin karşısına toplum çıkarılmaz.”

FETÖ BU HALKI TANIMIYORDU!

Güya halkın içinden geliyorlardı ama FETÖ’cüler bu halkı tanımıyorlardı. Zor zamanlarda bu halkın kaderini eline aldığını bilmiyorlardı. İşte 15 Temmuz 2016, benim için o dirence o kararlılığa ve yıkılmazlığa gözlerimle şahit olduğum bizzat yaşadığım bir gecedir. 15 Temmuz askerlik görevini yaparken hep arkasında durduğum G3 piyade tüfeğini namlusu bana çevrilmiş vaziyette ilk kez karşıdan gördüğüm geceydi.

DARBECİLERİN KAYBEDECEĞİNİ EN BAŞTAN YAZDIM

Darbe gecesi eşim ve kızım akrabalarımızın evindeydi. Ben ise kendi evimizde FETÖ Çatı iddianamesini okuyordum. Saat 21.30 gibi televizyonda askerlerin Boğaziçi Köprüsü’nde trafiği Anadolu yakısından kapattığını gördüm. İlk haber terör operasyonu şeklinde geliyordu. Sosyal medyada darbe girişiminden söz ediliyordu. Hatta bir subayın “Darbe oldu herkes evine gitsin” şeklinde sözlerini dinledim. İnanamıyordum, hemen İstanbul Emniyet’ini arayıp bilgi almaya çalıştım. Kimseye ulaşamıyordum, sonunda orasının da askerler tarafından çevrildiğini öğrendim. Çok kısa sonra bunun bir darbe girişimi olduğu hatta Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından, “FETÖ’cü darbe” olduğu açıklandı. Anında sosyal medya imkanlarıyla tepki gösterdim. Bir yandan da ailemle irtibat kurup eve gelmelerini bekledim. Halk sokağa çıkmıştı, yalnız İstanbul ve Ankara değil Anadolu’nun kentlerinde darbecilere direnen halkın mücadelesinden örnekler gelmeye başladı. Saat 24.00 olmadan darbecilerin kaybedeceğini yazdığımı hatırlıyorum. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CNNTürk aracılığıyla halkı sokağa çağırması, darbecilerin kesin mağlubiyetiydi. Ancak bu durum darbecileri girişimden hemen vazgeçirmedi. Kısa süre sonra darbecilerin CNNTürk’ün yayın yaptığı Bağcılar’daki Doğan Medya Center’i basacağı haberi geldi.

VURUN ULAN VURUN!

Eşimle vedalaşıp aracımla Bakırköy’den Topkapı ve Vatan Caddesi üzerinden Bağcılar’a doğru yola çıktım. FETÖ’cü askerlerin elindeki tankların sokakta, helikopter ve F16’ların havada insanları vurduğu bir ortamda, tankların ezdiği otomobillerin arasından Bağcılar’a doğru yol alıyordum. Yollarda darbecilere karşı direnen insanlar vardı. Doğan Medya Center binasına geldiğimde darbecilere karşı direnen halk televizyon binasının önündeydi. Aralarından geçip binanın kapısına geldim. Kendimi tanıtıp, içeri girilmesine izin verilmeyen kapıdan geçtim. Asansörle doğrudan CNNTürk’ün bulunduğu üçüncü kata çıktım. Kapı açılır açılmaz karşıma dört asker çıktı. Onlara, “Burası bizim namusumuz, evimiz. Evimize girdiniz ulan çıkın buradan şerefsizler” dedim. O anda askerlerin silahları doğrulttuğunu gördüm. Hemen bir yüzbaşı belirdi. O da silahını doğrulttu. “İn aşağı sıkacağız” diyorlardı. Onlara, “Sana söylüyorum sıkacaksanız sıkın. Vurun ulan vur, vur hadi vur, vur” diye bağırıyordum. Arkadaşlar beni merdivenlerden Kanal D’nin bulunduğu ikinci kata indirdiler. Darbeci askerler de arkamızdan geldi. Orada da benzer bir mücadeleye girdim. Arkadaşlar, “Polis operasyon yapacak” diyorlardı. Ama böyle bir durumda ya polislerden ye askerlerden ya da içeride bulunanlardan bazılarına zarar gelebilirdi. Oysa bina önünde, “Asker dışarı” diye slogan atan halk vardı. Arkadaşlar zorla beni asansöre bindirdi ve giriş katına geldim. Aklıma binaya girmesine izin verilmeyen halkı içeri almak geldi. Görevlilerin kapalı tuttuğu kapıyı açtım ve halk binanın içine doluştu. Çok kısa süre sonra darbeciler kararlı halkı görünce, çatışmaya gerek kalmadan teslim oldular.

BİR YÜREĞİN ÇELİK TANKTAN
DAHA SERT OLDUĞU GÖSTERİLDİ

16 Temmuz sabahı eve döndüğümde darbecilerin son çırpınışlar içinde olduğunu görüyordum. Kısa süre sonra darbe girişimi başladığı yerde Boğaziçi Köprüsü’ndeki askerlerin elleri havada teslim oluşuyla sonlanıyordu. Gece endişeli yatan 13 yaşındaki kızım ertesi gün son durumu öğrenince mutluydu, “Hayatımda bir kez darbe gördüm o da 24 saat sürmedi” diyordu. Kızım haklıydı. Evet darbe girişimi saat 21.30 gibi başladı ve fiilen 12 saat bile sürmemişti. Hatta 16 Temmuz akşamı saat 20.30 gibi tamamen bertaraf edildiği düşünüldüğünde darbe girişimi 24 saat bile olmadan bastırılmıştı. Ama arkasında 248 şehit ile 2 bin 800 civarında yaralımızı bıraktı. Ama 15 Temmuz darbesine karşı direniş, bir yüreğin çelik tank paletinden daha sert, 15 yaşında daha askerlik çağına gelmemiş bir çocuğun general rütbesi taşıyan teröristlerden daha vatansever, 75 yaşındaki bir teyzenin, elinde silahı ölüm saçan üniformalı teröristlerden daha cesur olduğunu tüm dünyaya gösterdi.

TÜRKSAT’TA BİR KAHRAMAN

15 Temmuz gecesi Türksat’ta FETÖ’nün darbecilerine kahramanca direnerek uydu yayınlarının devam etmesini sağlayan Asım Akkaya ise gecenin asıl gizli kahramanıydı. Akkaya hainleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın canlı yayına çıktığı saate kadar hainleri oyalamayı başardı.

#Recep Tayyip Erdoğan
#15 Temmuz
#Medya
7 yıl önce