|

'Haşdi Şabi'ye mi kaldık?'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik...

Yeni Şafak
09:54 - 20/10/2017 Cuma
Güncelleme: 10:10 - 20/10/2017 Cuma
Yeni Şafak
Fatma Barbarasoğlu, Özlem Albayrak, Hayrettin Karaman, Yusuf Kaplan, Ömer Lekesiz
Fatma Barbarasoğlu, Özlem Albayrak, Hayrettin Karaman, Yusuf Kaplan, Ömer Lekesiz

Hayrettin Karaman, Yusuf Kaplan, Fatma Barbarasoğlu, Ömer Lekesiz ve Özlem Albayrak'ın yazılarının en çok dikkati çeken kısımları şöyle:

'İstemeyen vatandaşlar müftülüğe gelmezler'

“Rus parlamentosunun alt kanadı Duma milletvekillerinden Vladimir Sısoyev medeni kanunda kilise nikahının devlet tarafından tanınmasına imkan veren bir değişlik teklifi hazırladığını açıkladı. Teklifin yasalaşması durumunda kilise nikâhı, yeni evlilere resmi nikâhla aynı hakları verecek. Sısyoyev, teklifi Rusya’da çok sayıda inançlı insan olması ve bunların büyük bölümünün Ortodoksluk mezhebine mensup olmasıyla gerekçelendirdi...

.....

Müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verildiğinde müftü İslam hukukunu da bileceği için yapacağı akdin, ülke kanunlarına uygunluğu yanında İslam hukukuna da uygunluğunu sağlayacaktır.İstemeyen vatandaşlar müftülüğe gelmezler, böylece onlara “İslam hukukuna göre de uygunluk sağlanmaz”; yani kimseye İslam hukuku dayatılmış olmaz. İstemeyene İslam hukukunun dayatılmaması, isteyene de inancına uygun nikah akdi yapılması din ve vicdan hürriyetinin tabii bir sonucudur.


'Yerel yönetimlerde devrim şart!'

Yerel yönetimler, altyapı hizmetleri yapan aktörler olarak algılanıyor Türkiye’de. Çok yanlış bir algılama bu. Altyapı hizmetleri esas itibariyle merkezî yönetimlere aittir; yerel yönetimler sadece tamamlayıcı roller üstlenebilir.Yerel yönetimlerin iki temel faaliyet alanı vardır: Sosyal ve kültürel faaliyetler.

Türkiye’de tam tersi bir uygulama sözkonusu: Altyapı faaliyetleri, yerel yönetimlerin birincil faaliyet alanı olarak algılanıyor ülkemizde. Niçin? Elbette ki, büyük bir rant kaynağı olduğu için.

YEREL YÖNETİMLERDE DEVRİM ŞART! 

Hâl böyle olunca da, bütün hizmet planlamaları ranta göre programlanıyor. Bu da şehirleri mahveden çarpık bir yapılanma ve yapılaşma biçimlerinin oluşmasına yol açıyor.Şehirlerimizin kültürel, tabiî, mimarî, estetik ve rûhî dokusunu yerle bir ediyor... Dolayısıyla insanların ahlâkını, karakterini, ilişki biçimlerini çözüyor...






'Kentimizde türeyen kargaseverler...'

Sizi bilmem ama benim için oldukça önemli bir haber yer aldı haber sitelerinde bir kaç ay önce. Mısır’ın İskenderiye şehrinde bir karga, açık camdan içeri girerek, uyumakta olan bebeği boynundan ısırmış ve bebek ölmüş.Niye bu haberi paylaşıyorsunuz, dört bir yanımız şiddet haberi kaynıyor, İskenderiye’deki haberi paylaşacak ne var diye sorabilirsiniz... 

Kentimizde türeyen karga severler yüzünden bu haberi paylaşmak zorundayım. ZORUNDAYIM. 

Hayvan sevgisi konusunda kafamız bir hayli karışık. Kafamızı karıştıran durumlardan biri cani karakterli insanların, hayvanlara verdiği zarar. Gün geçmiyor ki ya bir kedinin ya bir köpeğin iki ayaklı caniler tarafından işkence görüntülerine tanık olmayalım. Bu görüntüler hepimizi üzüyor. Hayvanlara olmadık işkenceyi yapan iki ayaklılarla aynı varlık kategorisinin paylaşıyor olmak kanımızı donduruyor. Fakat bu durum marazi hayvan sevgisi gösterilerini görmemize engel olmamalı.


'FETÖ'nün zırhı'

Paris doğumlu, İstanbul Robert Koleji, Manchester Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun olan, Türk-Polonya İş Konseyi, Türk-Yunan İş Konseyi, Center for Democracy in Southeast Europe (Güneydoğu Avrupa’da Demokrasi Merkezi) gibi çeşitli iş ve toplumsal kuruluşların Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulunan ve halen TESEV yönetim kurulu üyeliği, Açık Toplum Enstitüsü’nde danışma kurulu üyeliği ile Helsinki Yurttaşlar Derneği üyeliği yapan, İletişim Yayınları’nın kurucularından Osman Kavala’nın, terör örgütleriyle ve kumpasçılarla olan çok boyutlu ilişkileri hakkında sorgulanmak üzere gözaltına alınması, Gezi eşkıya kalkışmasının, 17/25 Aralık seçim ayarlı darbe teşebbüsünün ve 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin, zincirleme bir projenin halkaları olarak görüldüğünü ve doğrudan FETÖ zırhını delinmesine mahsus bulunduğunu teyit ediyor.Gelinen bu noktadan itibaren, muhabbet ilişkileriyle FETÖ tehlikesini görmekten aciz kalanların, FETÖ etkisine kapılarak kuruluk-yaşlık denklemin tuzağına düşenlerin, Almanya’nın ve Amerika’nın Türkiye’yi kıskaca alma çabalarına karşı, “cezalandıracaksanız AK Partilileri cezalandırın, size muti olan laikçileri cezalandırmayın” sızlanışına sarılanların gözleri hala açılmamışsa bundan sonra da açılmayacak demektir.

'Eee ne oldu şimdi? Haşdi Şabi'ye mi kaldık?'

“Eee ne oldu şimdi? Sünnileri katleden Haşdi Şabi’ye mi kaldık?” sorusunun cevabını ise önceki gece Varşova’dan dönüş yolunda Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi aslında: Hem Haşdi Şabi’yi hem de Peşmergeyi kastederek, “Türkiye birilerine mahkum değildir” dedi. Politikamızı ve hareket kabiliyetimizi kendimizin belirleyeceğini, adımımızı da ona göre atacağımızı ifade eden Erdoğan şöyle konuştu: “Bildiğiniz gibi bu süreç yeni başlamadı. Aylar öncesinden başladı. Biz Barzani’ye de yeğenine de bu konuları defaatle anlattık. ‘Bu gidiş iyi değil, yanlış yapıyorsunuz, gelin bu işleri yoluna koyalım’ dedik. ‘PKK ile mücadelede gereğini yapmadınız, bize verilen sözleri yerine getirmediniz, biz ise size hep yardımcı olduk, olmaya devam ediyoruz’ dedik. Özel temsilcilerimizi gönderdik, sanki biz onlara borçluyuz gibi özel temsilcilerimize farklı yaklaşım ortaya koydular”.Evet, Kerkük’ün Sünni bir yönetim altında bulunması Türkiye olarak bizim içimizin daha rahat olmasını sağlayacaktı; ama Barzani’nin öngörüsüz adımları Türkiye’yi tavır koymak zorunda bıraktı. Barzani hem kendisi kaybetti, petrol kuyuları için çoktan iştahla el ovuşturan Haşdi Şabi’ye karşı Kerkük’ü kaybederek eski sınırlarına çekildi, hem de Türkiye’yi siyaseten takınmak istemeyeceği bir tavır içine girmeye mecbur bıraktı.

#Yeni Şafak
#Hayrettin Karaman
#Yusuf Kaplan
#Fatma Barbarasoğlu
#Ömer Lekesiz
#Özlem Albayrak
6 yıl önce