Hayrettin Karaman, Yusuf Kaplan, Fatma Barbarasoğlu, Ömer Lekesiz ve Özlem Albayrak'ın yazılarının en çok dikkati çeken kısımları şöyle:
'İstemeyen vatandaşlar müftülüğe gelmezler'
“Rus parlamentosunun alt kanadı Duma milletvekillerinden Vladimir Sısoyev medeni kanunda kilise nikahının devlet tarafından tanınmasına imkan veren bir değişlik teklifi hazırladığını açıkladı. Teklifin yasalaşması durumunda kilise nikâhı, yeni evlilere resmi nikâhla aynı hakları verecek. Sısyoyev, teklifi Rusya’da çok sayıda inançlı insan olması ve bunların büyük bölümünün Ortodoksluk mezhebine mensup olmasıyla gerekçelendirdi...
.....
Müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verildiğinde müftü İslam hukukunu da bileceği için yapacağı akdin, ülke kanunlarına uygunluğu yanında İslam hukukuna da uygunluğunu sağlayacaktır.İstemeyen vatandaşlar müftülüğe gelmezler, böylece onlara “İslam hukukuna göre de uygunluk sağlanmaz”; yani kimseye İslam hukuku dayatılmış olmaz. İstemeyene İslam hukukunun dayatılmaması, isteyene de inancına uygun nikah akdi yapılması din ve vicdan hürriyetinin tabii bir sonucudur.
'Yerel yönetimlerde devrim şart!'
Yerel yönetimler, altyapı hizmetleri yapan aktörler olarak algılanıyor Türkiye’de. Çok yanlış bir algılama bu. Altyapı hizmetleri esas itibariyle merkezî yönetimlere aittir; yerel yönetimler sadece tamamlayıcı roller üstlenebilir.Yerel yönetimlerin iki temel faaliyet alanı vardır: Sosyal ve kültürel faaliyetler.
Türkiye’de tam tersi bir uygulama sözkonusu: Altyapı faaliyetleri, yerel yönetimlerin birincil faaliyet alanı olarak algılanıyor ülkemizde. Niçin? Elbette ki, büyük bir rant kaynağı olduğu için.
Hâl böyle olunca da, bütün hizmet planlamaları ranta göre programlanıyor. Bu da şehirleri mahveden çarpık bir yapılanma ve yapılaşma biçimlerinin oluşmasına yol açıyor.Şehirlerimizin kültürel, tabiî, mimarî, estetik ve rûhî dokusunu yerle bir ediyor... Dolayısıyla insanların ahlâkını, karakterini, ilişki biçimlerini çözüyor...
'Kentimizde türeyen kargaseverler...'
Sizi bilmem ama benim için oldukça önemli bir haber yer aldı haber sitelerinde bir kaç ay önce. Mısır’ın İskenderiye şehrinde bir karga, açık camdan içeri girerek, uyumakta olan bebeği boynundan ısırmış ve bebek ölmüş.Niye bu haberi paylaşıyorsunuz, dört bir yanımız şiddet haberi kaynıyor, İskenderiye’deki haberi paylaşacak ne var diye sorabilirsiniz...
Kentimizde türeyen karga severler yüzünden bu haberi paylaşmak zorundayım. ZORUNDAYIM.
Hayvan sevgisi konusunda kafamız bir hayli karışık. Kafamızı karıştıran durumlardan biri cani karakterli insanların, hayvanlara verdiği zarar. Gün geçmiyor ki ya bir kedinin ya bir köpeğin iki ayaklı caniler tarafından işkence görüntülerine tanık olmayalım. Bu görüntüler hepimizi üzüyor. Hayvanlara olmadık işkenceyi yapan iki ayaklılarla aynı varlık kategorisinin paylaşıyor olmak kanımızı donduruyor. Fakat bu durum marazi hayvan sevgisi gösterilerini görmemize engel olmamalı.