|

Meclis'te tarihi konuşma

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM 26. Dönem 2. Yasama Yılı açılışında konuşma yaptı. 15 Temmuz şehitlerini anarak konuşmasına başlayan Erdoğan, "15 Temmuz'da Meclisimiz, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, ikinci defa gazilik şerefine nail oldu" dedi. Yenikapı ruhunun korunması gerektiğini belirten Erdoğan, ABD ve Avrupa'nın siyasetini eleştirdi.

Yeni Şafak
14:35 - 1/10/2016 Cumartesi
Güncelleme: 09:03 - 3/10/2016 Pazartesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nde yeni yasama yılı Atatürk Anıtı'ndaki törenle başladı. TBMM'nin 26'ncı Dönem 2'nciYasama Yılı, Atatürk Anıtı'na düzenlenen törenle başladı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başkanlık Divanı üyeleri ve milletvekillerinin katılımıyla Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Anıt'taki tören İstiklal Marşı'nın okunmasıyla sona erdi.


TBMM giriş kapılarında yoğun güvenlik önlemleri alındığı görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan saat 14:45 sıralarında Meclis'e geldi.



TBMM Genel Kurulu, saat 15.00'de Meclis Başkanı Kahraman başkanlığında toplandı. Kahraman'ın sunuş konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Genel Kurula davet etti. Erdoğan, yasama yılı açış konuşmasını yaptı.



Genel Kurul, Erdoğan'ın konuşmasının ardından birleşime ara verecek. Teamüllerin aksine Genel Kurul, aranın ardından çalışmalarına devam ederek, Irak ve Suriye Tezkeresi'ni görüşecek.





TBMM Başkanı İsmail Kahraman, sunuş konuşması yaptı. Kahraman'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:



Meclisimiz önceki yasama yılında aktif ve verimli bir çalışma sergiledi. Ne yazık ki Türkiyemiz bir darbe teşebbüsüyle karşılaştı. Bir ihanet şebekesi milli varlığımız ve bütünlüğümüze kast etmeye çalıştı. Beyni yıkanmış, asker kıyafetli terörist bir grup, silahları milletin bağrına doğrulttu.






Ender yaşanan bir trajedi yaşadık. TBMM bombalandı, helikopterlerin ateşine maruz kaldı. 14 polisimiz yaralandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bombalandı. Cumhurbaşkanımızı öldürmek için suikast girişiminde bulundular. TBMM'yi açtım. Ertesi gün, TBMM'yi olağanüstü toplantıya davet ettiğimi duyurdum. Tanklar namlularını Meclis'e çevirmişken, her türlü zorluğu ve şahadeti göze alarak, Meclis'e koşan ve toplantıya katılan değerli milletvekillerimize teşekkür ve takdirlerimi sunuyorum.



Milletimiz, 15 Temmuz gecesi demokrasiyi özümsediğini, bir daha darbe olamayacağını ispat etti. Camilerden yükselen selalar, ezanlar, gece boyu süren demokrasi nöbetleri ile millet darbeyi yendi; Türkiye'de artık darbe devrini kapattı. 15 şehitleri, milletimiz ve gazilerimize şükran borçluyuz. Meclis'te ortak bildiri yayımlandı, AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Devlet Bahçeli ve Halkların Demokratik Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a teşekkür ederim. Bu birlik görüntüsü Yenikapı Mitingi ile taçlandı.




En öncelikli konularımızdan biri sade, sivil, demokratik, hürriyetçi ve merkezinde bireyin olduğu yeni bir anayasa yapmaktır.



20'ye yakın CHP milletvekilinin salonu terk etti


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni yasama yılının açılışına ilişkin olarak Meclis kürsüsündeki konuşmasına başladığı anlarda dikkati çeken bir sahne yaşandı. Deniz Baykal, Fikri Sağlar, Barış Yarkadaş, Mustafa Balbay, Haluk Koç, Veli Ağababa ve Mustafa Akaydın'ın da aralarında bulunduğu 20'ye yakın CHP milletvekilinin salonu terk ettiği görüldü.



TBMM Başkanı Kahraman'ın konuşması ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM yeni yasama yılının açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:



Sayın Başkan, değerli milletvekilleri TBMM'nin 26. Dönem 2. Yasama Yılı açılışında sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum. Tüm milletvekillerimizi saygıyla yad ediyorum. Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere ahirete göçmüş olanları rahmetle anıyorum.



23 Nisan 1920 gününden bugüne TBMM tarihinin pek çok dönüm noktası vardır. Bundan sonra 15 Temmuz 2016 gecesinin TBMM tarihinde de ayrı ve özel bir yeri olacaktır.



Darbe girişiminin ardından derhal bu salonda toplanarak, tepkiyi Meclis'te ortaya koyan sizlere şükranlarımı sunuyorum. Milletvekillerimiz onurlu ve güçlü bir duruş sergileyerek bu kuruma sahip çıktı.



Demokrasi nöbetlerinde 29 gece sabahlayan on milyonlarca vatandaşımıza borcumuzu asla ödeyemeyiz. Türkiye bir avuç hainin dışında 79 milyonj vatandaşının tamamıyla bir özgürlük ve demokrasi dersi vermiştir. Milletimiz terör örgütlerine olduğu gibi darbe heveslilerine de meydanı bırakmayacağını gösterdi. Şahsım başta olmak üzere hepimizin milletimize can borcumuz olduğunu unutmamalıyız. Daha çok çalışmalı, daha çok üretmeli ve Türkiye'yi daha ileri taşımalıyız.



15 Temmuz'da Meclisimiz, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, ikinci defa gazilik şerefine nail oldu.




15 Temmuz'u unutmamak ve unutturmamak mecburiyetindeyiz. Bunun için okullardaki ders müfredatları ve ders kitaplarından belgesellere, ebedi eserlere, kadar her mecrada 15 Temmuz'un işlenmesini teşvik etmeliyiz. Bu mücadelede tereddütte düşen, yorulan, bunalan, duraksayan herkese şunu tavsiye ediyorum, böyle bir durumda şehitlerimizin listesini önünüze koyun, resimlerine bakın, mesleklerine, ailelerine bir bakın. O gece çekilen görüntüleri izleyin. Şehitlerimizin, gazilerimizin hikayelerini dinleyin.



O gece bu hissiyatı anlamayan ve anlamak istemeyenler oldu, yaşananları 'senaryo, oyun, tiyatro, böyle darbe mi olur' diyerek küçümsemeye çalışanlar oldu. Her kim ki 15 Temmuz'a amasız, fakatsız, lakinsiz darbe diyemiyorsa, lanetleyemiyorsa o da darbe girişiminin bir parçasıdır, en azından gönüllü destekçisidir.



"Yenikapı ruhunun korunması hepimizin görevidir"


Milletimiz 7 Ağustos'ta Yenikapı'da 15 Temmuz karşısındaki duruşunu sergilemiştir. Bu manzaraya iştirakleriyle siyasi parti ve kurum temsilcilerimize teşekkürlerimi ifade ediyorum. Türkiye'nin ve Türk milletinin vatanı, özgürlüğü söz konusu olduğunda tek ses, tek nefes olduğunun örneği olan Yenikapı ruhunun korunması hepimizin görevidir. Meclisimizin yeni yasama döneminde Yenikapı benzerinin tekrarlanacağına inanıyorum. Bu hepimizin aynı şeyleri düşünüp, söyleyeceği anlamı değildir. İnanç, düşünce, tarz farklılıklarımız mutlaka olacaktır. Bizden beklenen temel konularda birlik ve beraberliğimizi güçlü tutmamızdır.



"Bu anlamsız tartışmayı da geride bırakacağımıza inanıyorum"


Her yeni durum gibi, doğrudan milletin oyu ile seçilen Cumhurbaşkanlığı makamı konusunda da ilk anda beliren tereddütler, zaman içinde ortadan kalkmıştır. Bugüne kadar yasama, yürütme, yargı organlarıyla ve milettiyle uyum içinde bir Cumhurbaşkanlığı vazifesi icra ettiğime inanıyorum. Önümüzdeki dönemde de ülkemi en iyi şekilde temsil etmek, anayasal görevlerimi ve milletimin beklentilerini en ileri derecede karşılamak için tüm gücümle çalışmayı sürdüreceğim.



Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratmaya yönelik çalışmaları üzüntüyle karşılıyorum. Hiç kimsenin özellikle kendileri de seçimle gelen TBMM üyelerinin buna hiç hakkı yoktur. Bugünden sonra bu anlamsız tartışmayı da geride bırakacağımıza inanıyorum.



"Operasyonlar, bölge halkı tarafından da destekleniyor
"


Bu eylemlerde şehit olan askerimiz, polisimiz, korucularımızın kanlarını teröristleri katbekat fazla sayıda imha ederek yerde bırakmıyoruz. Ama PKK terör örgütünün, sadece ve sadece Türkiye'nin Suriye ve Irak'a yönelik dikkatini dağıtmaya, özellikle bu eylemlerinin amacı, bölge halkı tarafından da gayet doğru şekilde teşhis ediliyor. Dikkat edilirse, bir süredir bölücü örgütün ve müzahir kuruluşlarının kitlesel eylemlerine katılım oranı onda birini dahi bulmayacak şekilde düşmüştür. Bölge insanı, kendisinin ve çocuklarının geleceğini, karanlık bir takım güçlere peşkeş çeken, bu uğurda oluk oluk kan akıtmaktan çekinmeyen bu örgütle bağını büyük ölçüde koparmıştır. Güvenlik güçlerimizin yürüttüğü operasyonlar, bölge halkı tarafından da destekleniyor. Devlet olarak, bölücü örgütün bölgede yaptığı tahribatın izlerini silmek, vatandaşlarımızın mağduriyetlerini gidermek, şehirlerimizi yeniden imar etmek için yoğun bir çaba içindeyiz. İnşallah önümüzdeki dönemde, bu konuda da ülkemizin ve milletimizin birliği, beraberliği, kardeşliği, huzuru, güvenliği doğrultusunda daha olumlu gelişmelere hep birlikte şahitlik edeceğiz.



2023 vurgusu


Bugüne kadar yaşadıklarımız bize, kendi projelerimizi hayata geçirme iradesiyle hareket etmeden bu meselelerin üstesinden gelemeyeceğimizi göstermiştir. Elbette bunun bir güç ve imkan işi olduğunu biliyoruz. Şayet Türkiye, ekonomik göstergeleriyle, yatırımlarıyla, istihdam potansiyeliyle, sosyal yardımlarıyla, savunma sanayisiyle bugünkü seviyesine ulaşmamış olsaydı, örneğin 1990'ların düzeyinde kalsaydı, iç ve dış saldırılar karşısında bu kadar güçlü bir duruş sergileyemezdi. Bugün çözümünde zorlandığımız sorunların üstesinden gelebilmemizin yolu da 2023 hedeflerimize ulaşmamızdan geçiyor. Bu konuda en büyük görev TBMM'ye ve onun siz kıymetli üyelerine düşüyor.



Ülkemizin önünü açacak, 2023 hedeflerimize ulaşmamıza katkı sağlayacak her hususta Meclisimiz öncü olmalıdır. Bunun için mümkünse yeni bir anayasayı, en azından kapsamlı bir anayasa değişikliğini süratle hayata geçirmeliyiz. Anayasa değişikliği konusunda Meclis bünyesinde halen süren çalışmaları olumlu bir adım olarak değerlendiriyorum. Bu çalışmanın, kapsamı genişletilerek bir an önce sonuçlandırılması, milletimizde, Meclisimizin uzlaşmayla yapısal değişimi başarabileceği yönünde bir umudun filizlenmesini sağlayacaktır. Yine, Meclis içtüzüğünün, bu yüce kurumun daha etkin, süratli ve pratik çalışma yürütmesine imkan verecek şekilde yeniden ele alınmasını önemli görüyorum. Meclis ve milletvekilleri ne kadar etkin çalışırsa, milletimiz nezdindeki itibarları da o kadar artacaktır. Tüm sorunların yegane çıkış yolunu milli iradede gören bir Cumhurbaşkanı olarak, anayasa ve içtüzük çalışmalarını desteklediğimi, destekleyeceğimi belirtmek isterim.



ABD'nin çelişkili politikası


Bilhassa son dönemde Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgemize yönelik politikalarında ciddi bir tutarsızlık ve çok başlılık işaretlerine şahit oluyoruz. Amerika yönetiminin bir kısmı, ısrarla Suriye'de ve Irak'ta PKK/PYD-YPG terör örgütüyle ortak çalışma yürütürken, bir kısmı da bizim hassasiyetlerimize daha yakın politikalar izlemeye çalışıyor.





Avrupa Birliği'nin ülkemize söz verdiği vize serbestisi uygulamasının bu ay yürürlüğe girmesi gerekiyor. Birlik tarafından yapılan açıklamalara baktığımızda, terörle mücadele gibi, Türkiye için hayati bir konunun, sürecin ön şartı haline dönüştürülmeye çalışıldığını görüyoruz. Açık söylüyorum: Bu tavır, Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye verdiği sözü tutmak istemediğinin ilanıdır. Ve yine açıkça ifade ediyorum: Kendileri bilirler…






Gündem yoğun


Meclis, bugün başlayacağı yeni yasama yılında önemli düzenlemeler için yoğun gündemle çalışmaya hazırlanıyor.



Meclis'in 26. Dönem ikinci Yasama Yılı'ndaki ilk işi açılışın hemen ardından ele alacağı, Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon konusunda Hükümete verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin Başbakanlık Tezkeresi olacak.



Meclis'in yasama yılı açılış programı kapsamında saat 19.00'da Tören Salonu'nda resepsiyon gerçekleştirilecek.



Genel Kurul, 4 Ekim Salı gününden itibaren çalışmalarını sürdürecek. Meclisi 2017 yılı bütçesine kadar yoğun bir gündem bekliyor.



#Türkiye Büyük Millet Meclisi
#TBMM
#Meclis
#26. dönem
7 yıl önce