CIA’den sonra ABD istihbarat topluluğu da YPG’nin terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olduğunu raporladı. ABD Kongresi'ne sunulan istihbarat raporunda YPG’nin “PKK’nın Suriye’deki milis gücü” ve “otonom bir bölge arayışında” olduğu belirtildi. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI) Daniel Coats, Senato İstihbarat Komitesi’ndeki oturumda senatörlere ABD İstihbarat Topluluğu'nun Dünya Genelinde Tehditler Değerlendirmesi başlıklı raporu sundu. Raporun Suriye ile ilgili bölümünde “PKK’nın Suriye’deki milis gücü olan YPG, muhtemelen bir tür otonom yapı arayışında olacak ancak Türkiye, Rusya ve İran’ın direnciyle karşılaşacak” ifadelerine yer verildi. Ne var ki ABD, kendi istihbarat kuruluşlarının raporlarını hiçe sayarak ve kendi anayasasını ihlal ederek PKK/PYD’ye silah ve ekonomik yardım yapmayı sürdürüyor. Son olarak ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) skandal bir karara imza atarak 2019 bütçesinden terör örgütüne 550 milyon dolarlık bir pay ayırdı.
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) internet sayfasında geçen ay sonunda yapılan güncellemede ülke profilleri bölümünde PYD/PKK’nın, “Suriye’deki yabancı kaynaklı terör örgütleri” arasında yer aldığı görülmüştü. CIA, Türkiye’nin kırmızı listeye aldığı, Salih Müslim’i de PYD terör örgütünün lideri olarak tanımlamıştı.
Türkiye’nin PKK’yı bitirme hamlesinden dolayı endişeli olan ABD Dışişleri Bakanı Tillerson bugün Ankara’da olacak. Önceki gün Kuveyt’te de açıklamalarda bulunan Tillerson, Türkiye’nin terör örgütü PYD/PKK’yı bitirmeye yönelik hamlesi’nin DEAŞ mücadelesine gölge düşürdüğünü, dikkatleri dağıttığını savundu.
Geçtiğimiz haftalarda TRT World televizyonuna bir röportaj veren ABD’li eski general Mark Kimmit, YPG ve PKK bağlantısını inkar ederken, “Eğer bu kesin ve tartışmasız ise o zaman Amerikan ordusu, Amerikan Anayasası’nın 18. maddesini ihlal ediyor demektir” ifadelerini kullanmıştı. Pentagon 2019 bütçesinden PKK/PYD terör örgütüne Suriye’de DEAŞ’la mücadele bahanesine sığınarak 550 milyon dolarlık bir pay ayırdı. ABD Kongresi’nde söz konusu anayasa ihlaline ilişkin özel bir oturum halen düzenlenmedi.
- İran ve Rusya vurgusu
- Raporda Rusya ve İran’ın çıkarlarını garanti altına almak, yeniden inşa, petrol ve doğalgaz sözleşmeleri imzalamak için uzun vadeli bir vesayet dönemine hazırlandığı kaydedilerek, “İran, Suriye üzerinden Lübnan’a bir kara koridoru açmanın yollarını arıyor” değerlendirmesinde bulunuldu. Raporda şu ifadelere yer verildi: *Ekim 2017 itibariyle, komşu ülkelerde 5 milyondan fazla Suriyeli mülteci bulunuyor; ve tahmini 6.3 milyon kişi ülke içinde yerinden edildi. Yeniden inşa en az 100 milyar doları bulabilir ve tamamlanması en az 10 yıl sürebilir. Esed’in yıpranmış ekonomisi, temel masrafları karşılamak için muhtemelen İran ve Rusya’dan önemli devlet yardımları talep etmeye devam edecektir."
ABD, Senato İstihbarat Komitesi’nde sunulan raporda Pakistan’ı da hedefe koydu. Raporda şu ifadelere yer verildi: Pakistan, yeni nükleer silah kabiliyetleri geliştirerek ve militanlarla olan sıkı bağını koruyarak, ‘terörle mücadele ortaklığını’ kısıtlayarak ve Çin ile yakınlaşarak ABD’nin menfaatlerini tehdit etmeye devam edecek. İslamabad tarafından desteklenen militan gruplar, Hindistan ve Afganistan’da ABD çıkarlarına karşı olan saldırıları planlamak ve bu saldırıları yönetmek için Pakistan’daki güvenli bölgelerinden faydalanmayı sürdürecek. Pakistan’ın bölgesel ekonomik zayıflığı ve iç güvenlik sorunlarıyla pekişen bataklık durumu, Hindistan’a ilişkin sarsılan pozisyonunu algılamasına sebep olacak. Bu algılama, uzun süredir devam eden ‘yalnızlık’ korkusunu daha da şiddetlendirecek ve İslamabad’ın ABD’nin bölgedeki hedeflerine aykırı eylemlerde bulunmasına yol açacak.
- Tahran: ABD Suriye’den çıksın
- İran’ın Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan’dan güçlerini çekmesini isteyen ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’a Tahran’dan cevap geldi. İran dini lideri Ali Hamaney’in siyasi danışmanı Ali Ekber Velayeti, İran’ın Suriye’deki varlığının Esed rejiminden alınan izinle meşru olduğunu ileri sürerek ABD’nin ülkeyi terk etmesini istedi. Velayeti, yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye’deki siyasi çıkışın Astana’dan geçtiğine inandığını söyleyerek, Türkiye, İran ve Rusya arasında ortak bir yol olduğunu kaydetti. Velayeti geçtiğimiz haftalarda, “ABD, ya kendi isteğiyle buradan çıkar ya da tokatla çıkarırız” demişti.
