İş Sanat Kibele Galerisi, Türk şiirinin büyük ismi Nâzım Hikmet’in 63 yıllık yaşamından kesitler taşıyan “Nâzım’a Yolculuk” sergisine ev sahipliği yapıyor. Şairin Selanik’ten Moskova’ya kadar uzanan yolculuğuna eşlik etme çabası olan sergide, genç yaşından itibaren hayallerinin peşinden giden, şiirler yazan Nâzım Hikmet’in hayatı ile ilgili şimdiye kadar bilinmeyen yönlerine dair izler taşıyor.
Serginin küratörü Haluk Oral, 20 yıldan bu yana Nâzım Hikmet’e dair her türlü belgeyi toplandığını dile getiriyor ve şözlerini şöyle sürdürüyor: “Nâzım Hikmet’i şair olarak çok seviyorum. Ancak bu 20 yıllık süreçte onu insan olarak da daha yakından tanıma şansı buldum. Bu kitabı yazma sürecinde onu daha iyi tanıdım ve empati kurdum. Çok dürüst ve vatansever biri olduğunu düşünüyorum.” Oral, 10 gün sonra yayınlanacak kitabından önce serginin açılmasının anlamlı olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Sergi tam anlamıyla bir Nâzım Hikmet yolculuğu oldu. Emre Senan çok iyi bir tasarımcı ve Türk edebiyatına ilgi duyan herkesin bu sergiye gelmesini öneririm. Belki, bu sergiyi gelenler yeni fikirler üretirler. Örneğin, bir Mehmet Akif Ersoy, bir Orhan Veli ya da Behçet Necatigil gibi isimler için benzeri bir çalışma fikri doğabilir.”
Serginin koordinatörü Ruken Kızıler sergi fikrinin ortaya çıkışını şöyle anlatıyor: “Yazarımız Haluk Oral, yıllardır topladığı Nâzım Hikmet’e dair mektup, fotoğraf, kitap, imzalı kitaplar ve pek çok belge üzerinden Nâzım Hikmet kitabı yayınlanma sürecine girdiğinde biz de bunun sergisini de yapmaya karar verdik.” Metinler aktıkça sergide anlatıma da yoğun ihtiyaç duydukların dile getiren Kızıler, Nâzım Hikmet’in büyük dedelerinden Moskova’ya gidişine kadar olan sürece ayna tutulduğunu dile getiriyor. Sergide Nâzım Hikmet ve oğlu Mehmet’in bir arada olduğu bir resim ve Nâzım’ın Münvevver’e yazdığı mektuplar ilk kez gün yüzüne çıkıyor.
Sergide birbirinden eşsiz belge ve fotoğraf var. Hepsini burada zikretmemiz zor. Şöyle bir özet geçebilirz.Şairin anneannesinin babası Müşir Mehmet Ali Paşa’nın 1878’de Almanya’da Berlin Kongresi’nde Osmanlı heyetinde bulunurken bir Alman gazetesinde yayımlanan şiiri ve Türkçe çevirisi ile Alman besteci Reinhold Stöckhardt tarafından bestelenen ve Türkiye’de hiç icra edilmeyen bestenin notaları, Nâzım Hikmet’in Heybeliada Bahriye Mektebi öğrenciliği sırasında yazdığı mektup ve fotoğraflar da bulunuyor. Bolu’da öğretmenlik görevi yaparken Zonguldak, İnebolu, Ankara, Bolu’yu kapsayan yolculuğu sırasında babasına ve annesine yazdığı mektuplardan örnekler, buralarda çektirdiği fotoğraflar serginin en dikkat çekici belgeleri arasında.
Nâzım Hikmet’in İstanbul’dan, Paris’te yaşayan ressam annesi Celile Hanım’a yazdığı ve menekşe ile süslediği mektup görülmeye değer. Şairin Rusya’ya ikinci gidişinde evlendiği Lena ile birlikte İstanbul’dakilere eski harflerle yazdığı mektuplar, şairin yakın dostu Kemal Tahir ile karşılıklı ithaflarına konu olan ve Kemal Tahir’in ikinci basım için üzerinde düzeltme yaptığı Sağırdere romanı, Nâzım Hikmet’in, yurtdışına gittiği için ancak ölümünden sonra basılabilen ve en önemli eserlerinden biri olan Kuvayı Milliye Destanı’nın İnkilâp Yayınları’na basılması için kendi el daktilosunda yazıp verdiği nüshası ve ona dair pek çok özel belgeyi bu sergide görebilirsiniz.
