İlk andan beri sokaklarda vatan, millet ve din yolunda canını hiçe sayan vatandaşlar girişimin sonrasındaki günlerde meydanlara akın etti. Geceyi evinin koridorunda geçiren çocuklar, camlardan en uzağa oturup Kuran okuyan nineler bugünlerde meydanlarda. 16 Temmuz itibarıyla katılımın her geçen gün arttığı alanlarda darbecilere karşı haklı zaferimiz kutlanırken bir yandan da bilinçli şekilde ciddiyetle tutulan nöbet aralıksız sürdü. Bu ailelerden birinin reisi olan Levent Turhan, en büyüğü 17, en küçüğü 6 yaşında olan dört çocuk sahibi. Turhan, önce köprüdeki direnişe destek olduğunu ve sonrasında ailece meydanlara geçtiklerini söyledi ve şöyle devam etti: “Meydanlara sahip çıkmak için 3 gündür buraya geliyoruz. Devletimize, kendi oyumuzla getirdiğimiz cumhurbaşkanına hep sahip çıkacağız. Bizi silahla zapt edemezler. Sonuna kadar beklemeyi sürdüreceğiz. Darbeci rütbeliler için sorgusuz sualsiz idam istiyoruz.”
Darbe girişimi akşamında İstanbul Okmeydanı'nda bulunan Safiye Obuz ve ailesi o anları şöyle anlatıyor: “İlk gün çok kötüydü. Okçular Tekkesi'nde toplandık. Uçaklar alçaktan geçince arkadaşım bayıldı.” Sabah ezanına kadar uyumadan bekleyen Obuz Ailesi, 2 saatlik uykuyla tekrardan sokağa çıkmış: “Kasımpaşa İskelesi'nde toplanıp Taksim'e yürüdük. O günden beri de her akşam geliyoruz. Cumhurbaşkanımız evlere dönün diyene kadar bekleyeceğiz. Meydanlarda bir sıkıntımız yok, burada birlik beraberlik var, herkes burada. CHP, MHP, inanan inanmayan hep beraber yürüdük.”
Darbe haberlerini duyar duymaz ruhsatlı silahını alıp havaalanına giden Hasan Keskin, patronları ve 61 yaşındaki babasının da peşinden geldiğini ifade ediyor. Tankların önüne taş, sopa atarak durdurmaya çalışmışlar. Oradaki olaylar yatıştığında ise Boğaz Köprüsü'ne giden Keskin, “Sabaha kadar cephe cephe gezdik. Ertesi gün havalimanına geçtik tekrar ve orada sabahladık. Ezanların sesi adamı çok kötü etkiliyor, tüylerim diken diken oldu. Mili irade ve doğruluk için meydanlara geliyorum” diyor. 4 çocuklu Keskin ailesi dede ve torunları elele bayrak sallayıp marşlar söylüyor.
Hizmetlerine 1996 yılından beri devam eden Mimar Sinan İmar Kültür ve Eğitim Vakfı, Taksim Meydanı'nda su dağıtımı yapıyor. Günlerdir ikramın devam ettiğine değinen kurum başkanı Serdar İnan, “Van depreminde de aşevi açmıştık, şimdi de buradayız. Olaylar başladığında Kuleli'nin önündeydik ve mücadelemizi verdik. Ondan sonra da meydanlardaydık halkımız çekilene kadar hizmetimiz devam edecek” diyor. Vakfın yanı sıra Simit Sarayı da Taksim Meydanı'nda akşam 8'den gece 3'e kadar ücretsiz simit, çay ve limonata ikramında bulunuyor.
Ordu'da düğünlerinin hemen ardından Ordu Büyükşehir Belediyesi “16 Temmuz Demokrasi Meydanı”ndaki demokrasi nöbetine katılan çiçeği burnunda Samet ve Ebru Akbaş çifti, vatandaşların duygulanmasına neden oldu. 15 Temmuz akşamı Çankırı'daki kınadan sonra meydana koşup darbeye karşı durdular. Alkışlarla karşılandıklarını belirten damat Samet Akbaş “Sabah saatlerine kadar meydanda olduk sonra düğün için Ordu'ya döndük ve 17 Temmuz'daki nikah töreninin ardından Başkomutanımız çağrısı ile yeniden meydana geri döndük” ifadelerini kullanıyor. Düğünü ertelemeyi de düşündüklerini söyleyen Akbaş sözlerine şöyle devam etti: “Birlik ve beraberlik duygusu o kadar sardı ki bizim de meydanda olmamız gerektiğini eşime söyledim, o da doğru olduğunu söyledi ve evde oturan milletimiz için de bir örnek olsun istedik. Darbeye darbe ile karşılık veren tek ülke Türkiye'dir, Türk milletidir. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, tüm milletimizden Allah razı olsun.”
Direniş gecesi Yeşilköy'de olan Yunus Ulaş, tek başına yaşıyor. Toplumu bir arada görmenin çok güzel bir duygu olduğuna değinen Ulaş, “Cami avlusuna atılan ses bombası veya mermiler bizi korkutmadı, daha çok tekbir getirdik. Ülkeye baş kaldıran bu caniler bizden değiller. Artık kimsenin böyle bir şey yapacağını tahmin etmiyorum. Şişli bölgesinde çalışıyorum, sabah işe akşam meydanlara geliyorum. Burada kimseyi mağdur etmiyorlar, her ihtiyacımız karşılanıyor. Burada olmak acılarımızı dindiriyor” diyor.
Nijeryalı Emre Ergin, yakın zamanda Türk vatandaşı olmuş. Ergin o gece arkadaşlarıyla Çağlayan'daymış. “Allah'a şükrettim, Türk milleti zalime izin vermedi” diyen Ergin, sözlerine şöyle devam ediyor: “Geçen savaş uçaklarından korktum ancak sokakları bırakmadık. Vatanı teslim etmedik. Sonrasında tüm arkadaşlarımla o günden beri meydanlarda nöbetteyiz. Bizim cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Afrika'ya çok yardım etti. Bütün Afrika onu destekliyor, durmak yok yola devam.”
