|

Bulutlar donar da güneş donmaz mı?

Behçet Necatigil sadece dil ve üslup bakımından Evliyâ Çelebi’yi radyo oyununa taşımaz. Bir anlatıcı olarak, yani o eğlenceli, neşeli, esprili, bir 17. yüzyıl Osmanlısının neredeyse bütün kaygılarını taşıyan, seyyah ve yazar Evliyâ Çelebi’nin şahsiyetini de oyuna başarılı bir şekilde dâhil eder.

Yeni Şafak
13:44 - 9/09/2015 Çarşamba
Güncelleme: 10:47 - 22/09/2015 Salı
Yeni Şafak
ÖMER YALÇINOVA


Mustafa Ruhi Şirin, Cahit Zarifoğlu'nun Radyo Oyunları'na yazdığı önsözde Behçet Necatigil'in İstanbul radyosunda oynanan ve zamanında çok beğenilen radyo oyunlarından övgüyle söz eder. Okuduğumda şair, öğretmen, deneme yazarı, çevirmen Behçet Necatigil bir de radyo oyunları mı yazmış diye merak etmiş, biraz da şaşırmıştım. Mustafa Ruhi Şirin oyunların içeriğine dair bir şey söylememiş. İkinci merakım ve şaşkınlığım, içeriğe dair oldu. Behçet Necatigil'in radyo oyunlarına uyarlamak için seçtiği metinler; Naîmâ Tarihi ve Evliyâ Çelebi'nin Seyahatname'siydi. Karışıklık olmasın diye hemen belirtelim: Behçet Necatigil'in Seyahatname'den uyarladığı oyunun ismi Evliyâ Çelebi; Naîmâ Tarihi'nden uyarladığının ismi ise Naîmâ. Üzerinde düşünülmesi gereken bir husus olarak Evliyâ Çelebi'nin İstanbul radyosunda 1966-1967 yılları arasında oynandığına dikkat çekelim.


ÇEVİRİ OYUNLARI DA VAR

Naîmâ ve Evliyâ Çelebi bugüne kadar kitap olarak yayımlanmamıştı. Everest yayınları, “Everest Keşif” dizisinden bu kitapları 2015 yılında gün yüzüne çıkardı. Semih Tezcan, Evliyâ Çelebi'ye yazdığı önsözde Behçet Necatigil'in Almancadan çevirdiği ama yayımlanmayan beş oyunundan daha söz eder. Oynanıp oynanmadığına dair bilgimizin olmadığı bu oyunlar Günther Eich'den yapılmış çevirilerdir. Semih Tezcan, ayrıca radyo oyunlarının Almanya'da doğuşu, benimsenmesi, özellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra yoğunlukla yazılıp oynanması, muhatap bulmasına dair de bilgiler verir. Hatta Almanya Savaş Körleri Derneği'nin en iyi radyo oyununu bir heyet kurarak seçtiklerini de anlatır. Behçet Necatigil de radyo oyunlarını yazarken, Almanca örneklerinden hareket etmiştir diye düşünür. Çünkü Necatigil titizdir; hem dinlerken hem de okurken keyif alınacak, derli toplu oyunlar yazar. Semih Tezcan bir gün Necatigil'in, Günther Eich'ten çevirdiği beş oyunun da bulunup yayımlanmasını temenni eder.


ESPRİLİ BİR ÇALIŞMA

Naîmâ Tarihi, kaynak bir kitaptır. Siyasi yönü ağırdır. 17. yüzyılda yazılmış. Seyahatname de kaynak bir eserdir, 17. yüzyılda yazılmış. İkisinde de bilgi verme ön plandadır. İkisi de tarihî belge olma özelliği taşır. Fakat Seyahatname konusu gereği gayet rahat ve esprili, Naîmâ Tarihi ise yine konusu gereği gayet ciddi ve yontulmuş bir dille yazılır. Seyahatname daha çok mekân, diyalog ve günlük hayat merkezli ilerler. Siyasi yönlere çok girmemeye, girse de yorum yapmamaya çalışır Evliyâ Çelebi. Evliyâ Çelebi'nin merakı çok yönlüdür. Hemen her şeyi merak eder. Gidip görmek, dinlemek ister. Bir yerdeki doğa olaylarından orada yetişen meyve ve sebzelere, türbelerden berber dükkanlarına, ünlü kişilerden âlimlere kadar görmediği, tanışmadığı, dinlemediği şey yoktur. Bunların tamamını kendi kişisel tarihi içinde işler. Naîmâ ise tarih kitabı olmanın bütün özelliklerini taşır. Ama şair bir şahsiyettir Naîmâ. Olayları anlatırken güçlü imgelerden, tasvirlerden faydalanır. Okunması kolay, heyecan verici olaylar anlatır. Behçet Necatigil'in Naîmâ Tarihi'nde ilgisini çeken, bu yönler olmuştur. 1960'ların Türkiye'sinde bile ilgiyle ve heyecanla dinlenen hikâyeleri Naîmâ Tarihi'nden devşirir.


Seyahatname'nin her sayfası eğlencelidir. Evliyâ Çelebi'nin dili, üslubu, zekası okuyucuyu büyüler. Onun kaleminde gerçekler bile masal gibidir. Tasvir ettiği yerleri gidip görelim, belki de -tabii modern şehirleşme orayı tarumar etmemişse- tasvirlerinde gayet isabetlidir. Yine de bunlar okuyucuya masal diyarı intibaı uyandırır. Bu da Evliyâ Çelebi'nin geniş hayal dünyasnı ve anlatımındaki gücü gösterir. Onun kullandığı sıfatlar, tamlamalar şairanedir. Naîmâ'nın kalemi de bu şekilde kıvraktır, dili akıcıdır. Onda okuyucuyu zorlayacak taraf; tarih bilgisi gerektiren siyasi, hukuki, askeri terimlerin çokluğu, bir de olayların birbirine bağlanması ve takibidir. Bu yüzden Naîmâ'nın hitap ettiği kitle, Evliyâ Çelebi'nin hitap ettiği kitleye göre küçüktür. Behçet Necatigil'in hüneri; Naîmâ Tarihi'nden geniş bir dinleyici kitlesini ilgilendirecek olayları seçmesi ve yeniden tanzim etmesidir. Evliyâ Çelebi'de gösterdiği hüner ise; Çelebi'nin geniş hayal dünyası, bilgi dağarcığı, bir de her şeyi yazma istediğinden kaynaklanan dağınıklığı toparlaması, onları derli toplu şekilde, radyo oyununa dönüştürmesidir.


DİLİNE SADIK KALIR

Naîmâ'yı okurken çok dikkat etmemiştim. Fakat Evliyâ Çelebi'de daha bir net gördüm. Behçet Necatigil sadece dil ve üslup bakımından Evliyâ Çelebi'yi radyo oyununa taşımaz. Bir anlatıcı olarak, yani o eğlenceli, neşeli, esprili, bir 17. yüzyıl Osmanlısının neredeyse bütün kaygılarını taşıyan, seyyah ve yazar Evliyâ Çelebi'nin şahsiyetini de oyuna başarılı bir şekilde dâhil eder. Seyahatname'yi yazan âlim, derviş, araştırmacı ve seyyah olan Evliyâ Çelebi'yle Necatigil'in radyo oyununda da karşılaşırız. Necatigil bunu yaparken, Evliyâ Çelebi'ye zorla farklı bir elbise giydirmeye çalışmaz. Ona 1960'ların modasına uygun cümleler kurdurmaz. Esere olabildiğince sadık kalmaya çalışır.


17.YY BİR YOLCULUK

Evliyâ Çelebi radyo oyunu 22 bölümden oluşuyor. Çelebi'nin neden seyahat etmeye başladığını, seyahatlerini neden yazdığını, bunları yazarken nelere dikkat ettiğini belirten ilk bölümden sonra macera başlar. Ortaya mert eşkıyalar, kör saatçiler, donan bulut ve güneşler, yalancı paşalar, saka kuşuyla köpeğin dostluğu, Gürcü esirler, savaş sahneleri… çıkar. Kısaca 17. yüzyıl Osmanlısının inançları, hırsları, hayalleri, ilişkileri, bilgileri, mekanları… bir de Behçet Necatigil'in kalemiyle kendini gösterir.



Behçet Necatigil

Evliyâ Çelebi

Eylül 2015


Everest Yayınları


432 sayfa




#Mustafa Ruhi Şirin
#Behçet Necatigil
#Evliyâ Çelebi
9 yıl önce