|

Ellerin sese dönüştüğü kitap

Ann Clare Lezotte, 2021 Scheider Aile Kitap Ödülü’nün sahibi kitabı Bana Bir İşaret Göster ile sesi elleri olan işitme engelli bir karakterin ve yaşadığı toplumun üzerinden “normal” kavramını sorguluyor.

04:00 - 15/06/2021 Salı
Güncelleme: 01:16 - 15/06/2021 Salı
Yeni Şafak
Bana Bir İşaret Göster, Ann Clare Lezotte, Çev. Arzu Altınanıt, Çınar Yayınları, 304 sayfa, 2021
Bana Bir İşaret Göster, Ann Clare Lezotte, Çev. Arzu Altınanıt, Çınar Yayınları, 304 sayfa, 2021
MERVE UYGUN

Bana Bir İşaret Göster kurmaca bir eser olsa da kökleri yaşanmış olaylarda gömülü. Hikâye, ABD’nin Martha’s Vineyard adasındaki 17. yüzyıl ortalarından 19. yüzyıl sonlarına kadar ortalama yirmi beş kişiden birinde görülen kalıtsal sağırlık gerçeğine dayanıyor. Kendisi de işitme engelli olan ve kütüphanecilik yapan yazar, Amerikan işaret dilinde kitap konuşmaları, engellilikle mücadele üzerine çalışmalar yapmakta. Yazarın bu romanını da mücadelesinin bir ürünü olarak görmek mümkün. Belirttiğimiz dönemdeki ada yaşantısını işitme engelli bir kız çocuğunun hayatı özelinden okura oldukça başarılı bir biçimde aktarmış Lezotte. Çocuğa temas eden saf ve yalın metinlerin doğrudan içine dahil olabiliriz. Çocuk dünyasının hayal ile gerçek karışımı bakışını, heyecanlı ve masum hâlini yansıtan bu anlatıların okuru sarıp sarmalayan bir atmosferi vardır. Fakat anlatıcının çocuk olduğu hikayelerin sınırlılıklarının bulunduğu da unutmamalıyız. Elbette eserin hangi yaş grubu için kaleme alındığı önemli. Bana Bir İşaret Göster genç okurlar için yazılmış bir roman olduğu için bu açıdan bir kısıt oluşturmuyor.

BİR ÇOCUĞUN GÖZÜNDEN

Dilerseniz kitap boyunca türlü maceralar atlatan kahramanımız Mary ile tanışalım. 11 yaşında, hayalperest, meraklı, okumayı seven ve hikayeler uyduran sağır bir çocuk. Sadece adadaki beyazlarla görüşen ve hayal kurmaya vakti olmayan annesi ile daha anlayışlı ve sınıfsal eşitsizliklere karşı dik duran tıpkı kendisi gibi sağır babasıyla birlikte yaşayan Mary’nin en büyük hayali ona doğuştan masalcı olduğunu söyleyen öğretmeni gibi bir öğretmen olabilmek. Yazar, adaya sonradan yerleşen İngiliz asıllı Amerikalı beyazlar, adanın yerli sakinleri Wampanoag Kızılderilileri, İrlandalılar ve azat edilmiş siyahi kölelerin bir arada yaşadığı bu topluluk içindeki sosyal eşitsizlikler ve adaletsiz uygulamaları romantize etmeden oldukça güzel bir şekilde işlemiş. Lezotte, dönemin kız çocuklarının erkekler kadar uzun süre okula gönderilmemeleri, ev işleri ile sınırlandırılmaları ve korse takmak, hareketlerine uygun olmayan abartılı elbiseler giymek durumunda bırakılmaları üzerinden toplumsal cinsiyet meselesine de büyüteç tutmuş. Adadaki sömürgeci zihniyetin yol açtığı ayrımcılık gözler önüne serilirken işitme engeli üzerinden bir ayrımcılığın olmadığı ve insanlar için ailelerindeki bir kişinin duymamasının işitmesi kadar doğal bir şey olarak algılandığı bilhassa altı çizilen husus. Bu durumu adaya inceleme yapmak için gelen bir bilim adamının (kitabın anlattığı dönemden dolayı çeviride de bu şekilde kullanılmış.) sağırlığı “zafiyet” olarak adlandırması, Aydınlanmacı düşünceleriyle insan ırkında mükemmeliyet için çabaladığını belirtmesi ve sonrasında yapacakları değiştirecektir.

Dilindeki sadelik ve akıcılık yanında anlatımındaki benzetmeler ve kelime seçimleriyle edebi unsurlardan ödün vermemiş olan eser özellikle genç okurlar için oldukça sürükleyici ve heyecanlı bir olaylar bütününe sahip.

#Ann Clare Lezotte
#Arzu Altınanıt
#Çınar Yayınları
3 yıl önce