Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) verilerine göre geçen yıl rekor sayıda insan şiddet ve çatışma yüzünden evlerini terk etmek zorunda kaldı. Örgüt hazırladığı Dünya Göç Raporu’na göre geçtiğimiz yıl 26 milyon yeni mültecinin kaydı yapıldı, 55 milyon kişi ülkeleri içinde yer değiştirmek zorunda kaldı.
Doğal afetler, savaşlar, şiddet ve çatışma derken en son dünyayı kasıp kavuran Covid-19 göç ederleri olumsuz etkileyen unsurların başında geliyor. Yaşanan dram belki rakamlarda kendini yeterince göstermiyor ama geçtiğimiz hafta Bilgi Üniversitesi’nin Santralistanbul kampüsündeki Enerji Müzesi’ndeki sergi, göçün toplumlar ve insanlar üzerinde açtığı yaraya mercek tutuyor.
Öteki Hikayeler adlı sergi isminden de anlaşıldığı gibi göçtükleri şehirlerde “öteki” olarak algılanıp maruz kaldıkları sıkıntılara dikkat çeken insanların hikayesi. Müzenin içinde birden karşına çıkan bir tablo, bir video, bir heykel ya da upuzun zincirlerle hazırlanan sergi ziyaretçiyi göç eden insanların dünyasına davet ediyor. Eserler müzenin üç katında koridordan, duvarlara hatta duldalara saklanmış. Serginin Küratörü Denizhan Özer bu düzenlemeyi bilinçli olarak tercih ettiğinin altını çiziyor.
FARKLI DİSİPLİNLERDEN ANLATILIYOR
Uluslararası alanda ve farklı disiplinlerde eser vermiş 12 ülkeden 50 sanatçının katıldığı “Öteki Hikayeler” adlı sergide resim, heykel, fotoğraf, enstalasyon, baskı resim, desen, video art ve performans sanatları buluşturulmuş. Sergi 7 Şubat’a kadar gezilebilir.
Her göçün bir hikayesi olduğu gibi sergide yer alan her eserin de bir hikayesi var. 12 ülkeden 50 sanatçının gözünden göçün dile getirilen ortak hikayesi ise zorluk, güçlük ve kendi kimliğini oluşturma çabası karşısında hiç yitirilmeyen umut diyebiliriz.
Serginin Küratörü Denizhan Özer kendi gözünden göç edenlerin hikayesini şöyle dile getiriyor: “Güvende olma istemine bağlı olarak oluşan bu durum göç eden insanların gittikleri yerlere geleneklerini, kültürlerini, inançlarını, adetlerini hatta dillerini beraberlerinde götürmeleri, başka deyişle geçmişlerinden ve aidiyetlerinden uzaklaşmama çabası olarak ele alınabilse de, üst üste binmiş kimlikler olarak beliren bu boyut önceleri kutuplaşmalara yol açsa da zaman içinde melezleşerek göçmen kimliğinin yeniden konumlanmasını sağlayıp, gidilen yere de kültürel değerler katarak toplumsal yapıyı zenginleştirmektedir.
Göç olgusunu yaşayanlarla bunu bilmeyen ya da bilmek istemeyenler arasında arabuluculuk yapma amacı taşıyan sergi, sınır içi ve sınır ötesi boyutları gündeme getirerek ötekilerin hikâyelerini sanatçıların gözünden anlatmaktadır.”
12 ülkeden katılan sanatçılar
Sergide eserleri yer alan sanatçılar: Abel Korinsky, Adnan Jetto, Adviye Bal, Ahmet Umur Deniz, Ali Omar, Ali Raşit Karakılıç, Bahadır İşler, Baran Kamiloğlu, Berkan Baycan, Can Memişoğulları, Carole Turner, Corrine Silva, Deniz Pireci, Dilek Toluyağ, Elena Bellantoni, Ercan Ayçiçek, Fehim Güler, Fevzi Karakoç, Gizem Enuysal, Heather Brown, Hiba Aizouq, Iliko Zautashvili, Işıl Gönen, Jack Beattie, Jacque Crenn, Lale Duruiz, Levent Pınarcı, Mahmut Celayir, Martin Wohlwend, Mehdi Farzane, Morteza Khosravi, Mustafa Albayrak, Ömer Serkan Bakır, Özge Günaydın, Özkan Gencer, Paul Dunker Duyvis, Resul Aytemür, Rifaae Ahmad, Saghar Daeiri, Sema Özevin, Serina Tara, Stephan Twist, Tahir Ün, Tolga Boztoprak, Tuğrul Selçuk, Ufuk Uyanık, Yeşim Yıldız Kalaycıoğlu, Yıldız Doyran, Zahit Büyükişleyen ve Zeynep Yazıcı.
