Gençlerin ve akademik tarih anlatımına alışamayanların yardımına tarihi romanlar yetişiyor. Son yıllarda atılan adımlar sayesinde süper kahramanların yerini Türk İslâm tarihinden gerçek kahramanlar almaya başladı. 800 yıl Müslümanların hakimiyetinde kalan İspanya Endülüsünün ise İslâm medeniyeti için kıymeti yeni yeni anlaşılıyor.
ÖNCE GÖRDÜ SONRA YAZDI
Kudüs romanlarıyla bilinen yazar Nurettin Taşkesen, bu kez Endülüs üzerinden belge roman alanına katkı sunmaya devam ediyor. “Endülüs Fatihleri - Tarık bin Ziyad”, tarihi roman alanına birçok kitap kazandıran Mihrabad Yayınları arasından okura ulaşıyor. Endülüs’ü birkaç kitapta anlatacak olan Taşkesen, Kudüs için yaptığı çalışmaları Endülüs için de yapıyor ve geçtiğimiz aylarda İspanya’ya gidiyor. Kütüphane ve masabaşı çalışmalarının yanı sıra yazacağı belge roman için gözlem yapıyor. Yazacağı sokaklarda yürümenin, şehrin taşına, yapısına bakmanın farkını kitapta görebiliyoruz. İskeleye yanaşan gemilerin demir atışı, güneşin şehre etkisi, bahçelerdeki kameriye detaylarında gördüğümüz gibi...
İslâm’ı yaymak adına hareket eden Müslümanlar 711 yılında Lekke Vadisi’nde Hıristiyan ordusunu mağlup eder ve Avrupa’nın kapıları açılır. Bir ay sonra da sıra, Vizigotların başkenti Toledo alınır. Fetih sonrasındaki 100 yılda gerekleşen olayları anlatan kitapta savaşlar, entrikalar, yıkılan ve kurulan devletlere tanık oluyoruz. Bu başarıların en büyük pay sahibi ise Tarık bin Ziyad. Köleyken dikkat çeken, gayretiyle yeteneğini birleştiren Tarık bin Ziyad, valilik ve kumandanlığa kadar yükselir. 70 bin kişilik Vizigot ordusuna karşı 12 bin kişiyle savaşmıştır. Yanlış bilinenleri düzeltmeye de çalışan kitap, işte burada ortaya çıkan “Gemileri yakmak” deyiminin geldiği olayların da aslını anlatıyor.
DÜNYAYI ETKİLEDİLER
Tarık bin Ziyad dışında Musa bin Nusayr, oğlu Abdülaziz, Tarif bin Malik de fatihler arasında yer alıyor. İber Yarımadası’nı fetheden komutanlar hem dünyayı etkiler hem de gelişmelerden etkilenirler. 750 yılında Suriye’deki Emevi Halifeliği yıkılır ve Abbasi Devleti kurulur. Buradan ayrılan şehzadeler ise Endülüs’e geçer ve bağımsız Endülüs Emevi Devleti’nde yaşarlar. Batı’da meydana gelen Rönesans ile Endülüs’te yapılan ilim, fen, medeniyet sahasındaki keşifleri arasındaki bağlantıyı da yine romanda okuyoruz ancak bu konunun, ikinci kitapta yer alacağını öğreniyoruz. Bölgede yaşayan diğer dini grupların hayatları da Müslümanların gelmesiyle değişir. Kimi birlikte yaşamayı kabul ederken kimileri ordulara katılıp Müslümanlar aleyhinde çalışır.
Nurettin Taşkesen imzalı “Endülüs Fatihleri - Tarık bin Ziyad”, kültür ve medeniyet mirasımız olan Endülüs’ün her zaman karanlık olarak anılan Ortaçağ’da nasıl bir ışık olduğunu öğrenmek için iyi bir ilk adım.
