|

Fotoğraf ve mektuplar tarihe not düşüyor

15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişimine karşı sokağa çıkan ve isimlerini kanlarıyla tarihe yazan şehitlerimizi unutmadık. Darbeci askerlerin kurşunlarına hedef olan 15 Temmuz Şehitlerini ve mesai arkadaşımız Mustafa Cambaz’ı bir kere daha minnetle anıyoruz.

Haber Merkezi
04:00 - 12/07/2020 Pazar
Güncelleme: 16:49 - 11/07/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Mustafa Cambaz, 118 ulu camiyi bir araya 
getirdiği “Türkiye Ulu 
Camileri” albümü için 
Anadolu’nun bütün şehirlerini 
gezdi.
Mustafa Cambaz, 118 ulu camiyi bir araya getirdiği “Türkiye Ulu Camileri” albümü için Anadolu’nun bütün şehirlerini gezdi.

Yeni Şafak Pazar ekinin Mustafa ağabeyi, kayıt fotoğrafçısı, gazeteci, kedilerin babası, vatan aşığı Mustafa Cambaz dört yıl önce aramızdan ayrıldı. 15 Temmuz darbe girişimine direnmek için çıktığı sokakta, hain bir elden çıkan kurşunlar ayırdı onu bizden. “Abi yanımızda darbe oluyormuş haberimiz yok” sözleriyle alaya alsa da haklıydı. Kuleli Askeri Lisesi’nden çıkan askerler Çengelköy’e doğru ilerliyordu. Cambaz onları durdurmak için oradaydı. Mekânı cennet olsun. Mutlaka gülümseyen bir fotoğrafı vardır herkesin hafızasında. Fotoğrafa dava gözüyle bakan Cambaz Kütahya’dan Mardin’e, Diyarbakır’dan Bursa’ya seyahatler yaptı. Yaz kış demeden objektifiyle en güzel kareleri yakalamak için gezdi. Herkesin elinde telefon olmadığı zamanlardı, poz sıkıntısı çekmeden harcanan vaktin hayal bile edilemediği, hobi değil dava için koşturulan zamanlar...


HAYALLERİ KALDI

Tarihi dondurup fotoğraflamasa ondan başka kimse bunu yapmayacak gibi yüksek bir bilinç, saygı ve aşkla bastı deklanşöre. Yok olan süslemeleri, bozulan ahşapları gösterdi, cami mimarisindeki özel dokunuşlara değindi. Kapılar, kitabeler, köprüler, camiler, çeşmelerin elinden tutu, tarihin unutulanları arasına girmemeleri için. Çektiği fotoğraflar tamir, bakım, onarım çalışmaları görsel kaynak sağlayacaktır. Sanat tarihi, mimari, restorasyon öğrencileri için bitimsiz bir deniz olarak keşfedilmeyi bekliyor. Vefatından sonra fotoğraflarından sergiler yapıldı. Yaşasaydı Balkanlar’daki Osmanlı izlerinin peşine düşecekti. Yıllardır bir kenarda bekleyen çeşme fotoğraflarını kitaplaştıracaktı. Hayalleri hafıza kartlarında, albümlerde, anılarda kaldı.


Fotoğraf en önemli kayıttır

118 ulu camiyi bir araya getirdiği “Türkiye Ulu Camileri” albümü için Anadolu’nun bütün şehirlerini gezdi. Toprağın, taşın, insanın nabzını tuttu. Toplamda iki buçuk ay evinden uzak kaldı. Çantasındaki harita katlanmaktan ne hâle gelmiştir kim bilir... Yaşadığı ilginç olayları, camiler hakkındaki görüşlerini yazdı. Bu yol notları nerededir, okumak olacak mıdır bilemiyoruz...


Mustafa Cambaz bir röportajında ulu camileri bağımsızlık sembolü olarak gördüğünü söyledi. 15 yıllık çabasının çıkış noktasını şöyle anlattı: “Fotoğraflanacak detaylarının fazla olması bende ulu camilere karşı özel bir ilgi uyandırdı. Araştırmalarımda, Anadolu’daki Selçuklu ve Beylikler dönemi yadigârlarının hepsini bir arada toplayan bir çalışmanın henüz yapılmadığını gördüm. Bu bir eksiklikti ve yıllarca zihnimin bir köşesini meşgul etti. Türkiye sınırları içindeki ulu camileri en ince detaylarına kadar fotoğraflayıp kayıt altına almak ve bir albüm kitapta toplamak istiyordum. Çünkü fotoğraf en önemli kayıttır.”


Çeşmelerin peşine düştü

Sadece camiler değil, bütün tarihi eserlere alaka gösteren Cambaz yol altında kalmış, yazılardan rengi değişmiş, musluğu çalınmış, kitabesi silinmiş İstanbul’daki yüzlerce çeşmeyi fotoğrafladı. Kadim dostu yazar Mehmet Şeker, onun tarih ilgisi hakkında şunları söyledi: “Tarihî eserleri bir bütün olarak görüyor ve her biriyle ayrı ayrı ilgileniyordu. Geçmişten bugüne sağlam kalmış, dimdik ayakta duran veya harap hâle gelmiş nerede bir eser varsa, peşine düşer, araştırır ve fotoğrafını çekerdi. Çeşmeler konusu, kitap olarak ikinci sıradaydı. Büyük kısmını tamamladığını söylüyordu. En fazla bir iki ay uğraşsam tamamlarım diyordu.”


#Mustafa Cambaz
#15 Temmuz
#Darbe
#Yeni Şafak
#Şehit
#Fotoğraf
4 yıl önce