|

Göçmen moda pazarında

Batı dünyasında göçmenlere karşı yürütülen iki yüzlü siyasete en büyük tepki moda sektöründen geliyor. Göçmen botlarından çanta yapan aktivistler, defile düzenleyenler, “biz de göçmeniz” diye sesini yükselten ünlüler dikkat çekenler arasında.

Serap Cebeci
04:00 - 15/03/2020 الأحد
Güncelleme: 22:22 - 14/03/2020 السبت
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Göçmenler ve sığınmacılar son yıllarda dünya gündemini meşgul etmeye devam ederken, göçmen karşıtı politikacılarla, göçmen ve insan hakları savunucularını da birçok mecrada karşı karşıya getiriyor. İnsan hakları savunucuları kendilerine has yöntemlerle göçmen yasalarını protesto etmeye devam ediyorlar. Bazen bir moda haftasında, bazen bir ödül töreninde, bazense sadece bir tasarım hikayesinde…


Almanya’da iki aktivist genç, göçmenlerin nehri geçmek için kullandığı botlardan çanta yaparak, kar amacı gütmeden oluşturdukları yeni marka ile göçmenlerin tehlikeli yolculuklarına ve trajedilerine dikkat çekmeyi hedeflediler. Üniversite öğrencileri Günther ve Azzaoui’nin hikayeleri, yardım amaçlı Kos Adasına gitmeleri ile başladı. Vera Günther, fikrin sahildeki çöpleri temizlerken geliştiğini anlatıyor. İki öğrenci sahile atılmış patlak botlardan parça kesip Berlin’deki bir moda tasarımcısı arkadaşlarına gönderiyorlar. Tasarımcı arkadaşlarının bir el çantası prototipiyle kendilerine geri döndüğünü aktaran Günther, Mimycri markasını yaratan süreci “Dünyanın daha fazla çantaya ve sırt çantalarına ihtiyacı olduğunu düşünmüyoruz, ama bu bizim için bir sembol. Atık olarak kabul gören bu malzeme aslında bir cesaret ve umut hikayesi. Zor durumlarda bakış açımızı değiştirerek olumlu bir şey bulabiliriz.” sözleriyle anlatıyor.


SİYASİ TAVRA YÜKSELEN TEPKİ SESLERİ

Göçmenlere yönelik siyaseti ve 7 müslüman ülkenin vatandaşlarına giriş yasağı getiren kararnamesi ile eleştirilen ABD Başbakanı Donal Trump’da Moda ve sanat dünyasından ünlü isimler tarafından ciddi eleştiri ve protestolara maruz kalmış; moda topluluğu yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa karşı adeta bir vokal olmuştur. “W” dergisinin hazırladığı bir videoda dünyanın farklı ülkelerinden; tasarımcı, manken, fotoğrafçı ve sanat yönetmeni 81 ünlü isim, Amerika’ya bir sefer daha göçmen olduklarını hatırlattı. Videoda özellikle Vogue’un tasarımcı yönetmeni Diane von Furstenberg ve Grace Coddington ile dünyanın en ünlü mankenleri arasında sayılan Brezilyalı Adriana Lima veya Hollandalı Doutzen Kroes gibi dikkati çeken isimler sırayla “Ben bir göçmenim” dedi. Siyah-beyaz çekilen videoda, Adriana Lima “Ben Adriana Lima ve göçmenim” sloganı ile gündeme geldi. Aynı moda haftasında Amerikalı tasarımcı Prabal Gurung, modellerini “gelecek kadındır” ve “ben göçmenim” ibaresini içeren sloganların olduğu t-shirtlerle yürüttü. No Borders, Chnge, Jigsaw, fenti gibi bir çok markası farkındalığı artırmak için hem yazılı hem tasarımsal olarak dikkat çekici girişimlere devam ediyorlar. Fenty markasının tasarımcısı ve ünlü şarkıcı Rihanna “nereye gidersem gideyim Barbados hariç ben bir göçmenim” ifadelerini kullanırken, markasının 2. Koleksiyonunda “göçmen” kelimseninin kökeni ve tanımı olan bir gömleğe yer verdi. İngiltere’nin bilinen markası Jigsaw vitrinlerinde ve reklam panoların da.“ göç” sloganını kullanarak konuyu tekrar gündeme getirdi. Yayınladığı manifestoda “ göç olamadan patates çuvalları satardık; korku, tecrit ve hoşgörüsüzlük bizi geride tutar” dedi.


KÜLTÜRLER BİRBİRİNDEN BESLENİR

Gönüllü göçlerin yanında; gerek savaşlar, gerek hastalıklar, gerekse kıtlık ve işsizlikten dolayı zorunlu olarak ülkelerini terk eden insanlar yeni bir yaşam hakkı için mücadele vermeye devam ediyorlar. Hemen hemen her kültür yeni bir ülkeye ve kültüre göç ederken uyum ve asimilasyon yaşamıştır. “Daha iyi bir yaşam” için sığındığı ve evlat edinildiği ülkeyi değil, aynı zamanda menşei ülkesini de değiştirmektedir. Dünya tarihi çok daha büyük göçlere tanıklık etmiş ve günümüz kültürünün temel taşlarını oluşturmuştur. Farklı milletlerin yaşadığı ülkelerde bir yandan kültürel dejenerasyonlar yaşanırken bir yandan da o coğrafyaya bir çok açıdan zenginlik katmıştır. Göçenler arasında bulunan yaratıcı insanlar, sanatçılar ve zanaatkarlar tanıştığı yeni kültürden beslenirken bir yandan da o kültürü beslerler. Özellikle moda sektörü tasarımdan üretimine kadar doğası gereği uluslar ötesi bir dünyadır. Tasarımcıların ve sanatçıların kültürel kavşaklardan ilham alması yaygındır ve moda dünyası bulunduğu çevrenin sınırlarını aşarak kendini daima beslemiştir.


NAEMM KHAN’DAN RIFAT ÖZBEK’E KADAR ÇOK RENK VE FARKLI SESLER

Fas seramiklerinden etkilen tasarımcı Naeem Khan’dan, Türk motiflerini İtalyanlara ve Dünyaya sevdiren Rıfat Özbek’e kadar birçok tasarımcı köklerinin zenginliklerini göç ettiği ülkeye beraberinde götürmüştür. Göçün getirdiği zenginlikler üzerine odaklanan bazı tasarımcılar moda, kültür ve sanattaki çeşitliliği yücelten konsept markalar oluşturmaya devam ediyorlar. Oscar de la Rante, Carolina Herrer, Jason Wu, Prabal Gurung ve Altuzarra gibi önemli göçmen modacılar, Göçmen olarak geldikleri Amerika’da önemli moda evleri kurup büyüttüler ve tasarımları ile Amerika’yı moda kulvarın da ön sıralara taşıdılar. Moda, sürdürülebilir heyecanlar ve yenilikler yaratmak adına, hiçbir zaman fiziki sınırların tutsaklığına taraftar olmamıştır. Zira Modayı besleyen ve zenginleştiren en önemli şey, yeni insanlar, yetenekler, fikirler ve renklerdir.

UMUDUN HİKAYESİ PODYUMDA
  • İngiltere’de yaşayan Türk modacı Zeynep Kartal geçen yıl görücüye çıkardığı “Umudun Hikayesi” koleksiyonunu Türkiye’ye sığınan Suriyeli kadınların katkısı ile hazırladılar ve Londra Moda haftasında moda severlere sundular. Sınırları kaldırmak adına yapılan pozitif ve farkındalık yaratan protestolarla beraber az da olsa modanın tanınan isimleri tarafından sığınmacı karşıtı çıkışlarda yapılmadı değil. Ünlü Modacı Karl Lagerfeld, Almanya Başbakanı Angela Merkelin 1 milyondan fazla sığınmacıya kapılarını açtığı için eleştiren ve sığınmacı politikalarını devam ettirdiği takdirde Alman vatandaşlığından çıkacağını söylemişti.
#Moda
#Göçmenlik
#Kültür
#Naemm Khan
٪d سنوات قبل