Nazan Arısoy’un yeni romanı “Aşk’a Kadar Kapalıyız” okuyucu ile buluştu. Sevgiyle yeniden doğuşun mucizesini anlatan, ruhlarımızda açtığımız yaraları fark ettiren, iyileştirici, hayatımıza yürekten dokunan bu kitap, mutlu insan olmanın önünü kesen, kalın, gri, umutsuzluktan inşa edilmiş keder duvarlarınızı yıkacak. Piraye’de Nazım Olmak, Frida Kahlo, Tomrisçe, Cemal Süreya Aşk Günü Doğdu romanları bulunan, öykü ve senaryolar kaleme alan Arısoy’la yazarlık serüvenini ve yeni kitabını konuştuk.
İnsan yüreğine ayna olan kitaplar yazmaya gayretli, kusurlarımızı hatırlatıp şükretme ve tevekkül ile mutluluğa giden yola ışık tutmaya hevesli, bunu insani görev edinmiş aşık bir yoldaşım. Hem yaren, hem de sırdaşım.
DEĞİŞEN TANIMLARI KABUL ETMİYORUM
Aşk, Tanrı’nın insanlara hayatı güzelleştirmek için bahşettiği en kıymetli hediyedir. Aşk, zihinle sürdürülebilen bir yüce varlık değildir. Acıyla, kederle anılması da doğru değildir. Ayrılıkta değişiklik gösteren tanımlarını kabul etmiyorum. Aşk acısı diye bir tanım bana göre yoktur. Egonun memnun edilmediği, insanların tatmin olmadığı durumlarda aşkı günah keçisi yapmak hatadır. Aşk, yaşadığınızı hissettiren, en mükemmel hazzı veren varlıktır.
Bu kitap aşk ve ilişkileri insanlara mercek altına aldıracak. Herkese ayna tutup yüzleştirecek, mutluluk için kılavuzluk edecek. Aşkla yeniden doğuşun mucizesini anlatan, ruhlarımızda açtığımız yaraları fark ettiren, iyileştirici, hayatınıza yürekten dokunan bu kitap, mutlu insan olmanın önünü kesen gri, umutsuzluktan olma keder duvarlarınızı yıkacak.
Kitapta bir yaren sohbeti bulacaksınız. Sıradan aşk romanlarının içindeki gibi hayali kahramanlar yaratmanızı ve bu inandığınız hayali kahramanları kendi hayatınızda göremediğinizde mutsuz olmanızı değil, aşk için hakikat içinde aşk olmanızı sağlayacak cümleler sayesinde kendi gerçekliğinizle yüzleşmenizi arzu ediyorum.
Aşkın derinliğinde kaybolmakla, insan kusurlarından olma kıyılarda gezinirken tutku çamuruna bulaşma arasındaki farkı anlamanız için yüreğinize klavuzluk edecek.
