2006 yılında Miss Model of Turkey güzeli seçilen Sevil Uyar, modellik yapmanın yanı sıra birçok dizi ve film projesinde yer alıyor. Alaylı olarak başladığı oyunculuğa zamanla eğitim alarak devam eden Uyar, Ayla Algan gibi başarılı oyunculardan da dersler almış. Kendisini geliştirmek için gece gündüz çalışan genç oyuncu, Yahşi Cazibe, Sihirli Annem, Aşk Yeniden gibi dizilerde yer alarak bu zamana kadar genellikle komedi türündeki projelerle karşımıza çıktı. Beyazperde de bu kalıbın dışına çıkmaya başlayan Uyar, 22 Nisan'da vizyona girecek olan 'Kabr-i Cin Mühür' adlı korku filminin başrolünde yer alıyor. Turgay Başyayla, Volkan Başaran, Burcu Küçük, Mehmet Vanlıoğlu gibi başarılı isimlerin yer aldığı filmin yapımcılığını ise Oğuz Sözen ve Göktuğ Pehlivan üstleniyor. Film, yanlış yapılan büyü sonrasında Cin'in serbest bırakılmasının ardından yaşanan olayları ürpertici bir şekilde anlatıyor. Korku filminde yer almanın kendisine keyif verdiğini ifade eden Uyar, “Korku ya da dram rollerinde düz oynamak gerekiyor. Komedi oynamak diğer türlere göre çok daha zor. Aslında komedi yetenek işi” diyor. Biz de Uyar'la biraraya gelerek filmi ve oyunculuğunu konuştuk.
O dönemde bana hem korku hem de komedi filmi için teklif geldi. Bu zamana kadar hep komedi türünde oynadığım için korku filminin içinde yer almak istedim.
Zorlanmadım ama ürperdiğim sahneler oldu. Üç harflilere inanıyorum ama yaşamak, onları canlandırmak başka bir şeymiş. Ayrıca filmin çekildiği ev çok eski ve tozluydu. Alerji oldum.
Kabul etmekte biraz zorlandım. Bu zamana kadar korku filminin setlerinde olayların yaşandığını hep duydum. Aynı şeyleri bizim de yaşayabileceğimizi düşünerek korktum. Fakat ekip çok iyiydi. Plastik makyajlardan ses efektlerine kadar her ayrıntı çok iyi düşünülmüştü. Yapımcılarımızın da desteğiyle senaryoya dahil olmayı kabul ettim.
Dram türünde de oynadım komedide de... Komedi oynamak bana göre daha zor. Dram ve korku daha düz oynanıyor. İnsanları güldürmek özellikle bu dönemde oldukça zor. Komedi yapan her türlü karaktere bürünür diye bir şey yok. Komedi yetenek gerektiriyor.
1,5 yıldır evliyim ve bazı kurallarım var. Sorumluluğum arttığı için şehir dışı işlere gidemiyorum.Senaryonun iyi olması önemli. Rolün beni içine çekmesi gerekiyor. Heyecan katmayan senaryoya dahil olamıyorum.
Eşimle film izlemek istediğimizde ben ilk korku filmine yöneliyorum. İzlemeyi seviyorum ama korkunun da iyisi yapılmalı. Korkutayım derken güldürüyorlar, komik sahneler ortaya çıkıyor. Biz bu filmle kendimize güldürmüyoruz. Korku ve gerilimi aynı anda yaşamayı hedefledik. Yine de Türkiye korku filmlerinde kendini geliştirdi. Korku filmi için teklif gelse yine kabul ederim.
Modellik benim için avantaj oldu. Diğer oyunculardan bir adım öndeydim. Hem yetenek hem de güzellik olduğu için başrollere istendim. Seyirci ekranlarda güzel kız yakışıklı erkek görmek istiyor. Bu durum beni rahatsız etmek yerine ilerlememe neden oldu
Küçüklükten beri modellik yapmak ve oyuncu olmak istiyordum. Büyük bir firmanın insan kaynakları departmanında çalıştığım sırada annemden gizli güzellik yarışmasına başvuru yaptım. Birkaç gün sonra kabul edildiğim telefonu gelince hemen istifamı verip işten ayrıldım. İşimi gücümü bırakıp güzellik yarışmasına gittiğimi öğrenince bana çok gülmüşlerdi.
Babamı 6 yaşındayken kaybettim. Annem 5 kız çocuğuna bakmakla yükümlüydü. O yüzden hepimizi kontrolünde tutmak istedi. Bankacı olmamı istedi. Üniversitede Muhasebe bölümü okudum. Mezun olur olmaz Aydın'da iş imkanı olmadığı için İstanbul'a gelip ablamda kaldım. Ablalarımın hepsi evlendi ama bende öyle bir düşünce yoktu. Hep oyuncu olmak istiyordum. Evli olan ablamda kaldığım süreçte annemden gizli diyet ve spor yaptım. Annem benim o camiada olmamı istemedi. Daha sonra yarışmada Türkiye güzeli seçilince ve işimi de düzgün yapınca benimle gurur duymaya başladı. O süreçten sonra dizi ve filmlerden teklifler geldi. Bu zamana kadar hep tek başıma geldim.
Bu sektörde herkes pis ve işini kötü yapıyor diye bir şey yok. Ben işimi yoluna sokunca her şey çorap söküğü gibi gelmeye başladı. Para kazanmak için bir süre magazin programı sundum. Uykusuz günler geçirdim. Setlerden setlere koştum. İstanbul gibi bir yerde başımı sokabileceğim bir evim olsun diye çabaladım ve kendime sonunda ev aldım. Destek olan kimse olmadığı için sıkıntı yaşadım. Emekleyerek bu günlere geldim.
Tiyatro bambaşka. Sahneye çıktığım an her şeyi unutuyorum. Tüm stresimi atıyorum. Seyirciyle iç içe olmak farklı bir duygu. Oynarken onları da oyuna dahil edebilmek beni mutlu ediyor.