|

Gündelik hayata mizahı ekledim

Kısa süre önce Alametifarika isimli bir kitap çıkaran Özlem Metin, oldukça keyifli ve eğlenceli hikayeler anlatıyor okuruna. Metin, “Gündelik hayatımızda bizi gülümseten, eğlendiren durumlarla çok sık karşılaşmayız. Bunlara yazar olarak bizim katabileceğimiz değer böyle anlardaki ironiyi, gülünç çelişkileri yakalayabilmek ve göstermek olmalı” diyor.

Ayşe Sevim
04:00 - 10/10/2018 Çarşamba
Güncelleme: 13:30 - 9/10/2018 Salı
Yeni Şafak
Özlem Metin
Özlem Metin

Mizah öyküsü deyince ne anlamalıyız? Argo cümlelerin ve müstehcen esprilerin sayfalarda dolaşması kurgusal bir metni mizah öyküsü yapar mı? Eğer yaparsa mizahın ince bir zekayla beraber anılmasını nasıl değerlendirmemiz icap eder? Bahsettiğimiz iki unsur – müstehcenlik ve argo- ince zekadan çok kaba bir bakışla alakalı değil midir? Kolaycılığa kaçmadan – bu iki unsura bulaşmadan- kişiyi güldürebilecek kurgu nasıl oluşturulur? Normalde kimsenin gülümsemediği sıradan bir olaya daha dikkatle bakarak oradaki detayları yakalayınca mı mizah öyküsü yazmış oluruz? Bu sorularla sizi çektiğim bir cevap var. Siz de mizahın ince bir zekâ gerektiğine inanlardansanız, sizi Özlem Metin’le tanıştırmak isterim. İlk kitabı yayınlanan yazar modern hayata büyütecini yaklaştırıyor ve hadiselerin göremediğimiz keyifli yönlerini resmediyor. “Alametifarika” kitabının yazarıyla mizah hikayelerini konuştuk.

İyi mizah öyküleriyle her zaman karşılaşmıyoruz. Kaba saba yazmayı mizah zanneden kalemler var. Mizah öyküsü deyince ne anlamalıyız?

Mizah öyküsü deyince olayların, kişilerin ya da durumların alışılmadık, çelişkili, gülünç yanlarını ortaya koyan, topluma ya da kişilere yönelik eleştirilerini mizah yoluyla ifade eden öyküler aklıma geliyor. Edebiyatın en samimi anlatım yollarından biridir mizah, bu samimiyet illa kaba saba yazılmasını gerektirmez. Basit kelime oyunlarına, gereksiz argo kelimelere, küfürlere başvurmadan da mizah tarzınızı ortaya koyabilirsiniz.

Şehirde yaşayan, her gün karşılaştığımız insanların hikayelerini yazmışsınız. Gündelik olayları bu kadar eğlenceli göstermeyi nasıl başardınız?

Gündelik hayatımızda bizi gülümseten, eğlendiren durumlarla çok sık karşılaşmayız. Tam aksine hayat meşguliyetlerle, çarpıklıklarla, istemeden yapmak zorunda kaldığımız bir çok işle doldurur zamanımızı. Kitaptaki karakterlerin yaşadıkları olaylar da aslında can sıkıcı durumlar. Bunlara yazar olarak bizim katabileceğimiz değer böyle anlardaki ironiyi, gülünç çelişkileri yakalayabilmek ve göstermek olmalı. Yoksa orijinalinde zaten komik olan bir durumu anlatmanın çok da özel bir yanı yok. Sizi üzen zor durumlara neşe katabilmek, bu şekilde tepkinizi gösterebilmek kıymetlidir. İnsan hallerini gözlemlemek, olayların içinde gizlenen insani zaafları yakalamak – en çok da kendimde bulmak - ve tabiatımdaki mizah duygusu yazmaya başladığımda bana yardımcı oluyor.

GERÇEKTEN BESLENEN KURGU HİKAYELER

Kitapta yirmi hikaye var, bu hikayelerin hepsi kurgu mu, yoksa sizin bizzat yaşadığınız anlar da var mı içinde...

Hikayelerde benim hayatımdan bazı ufak hadiseler, anlar, duyduğum sözler, rastladığım kişilikler olabilir ama bunlar hiçbir zaman ana hikâyeyi oluşturmaz. Hepsi için mutlaka baştan sona bir kurgu çalışması yapmışımdır. Hikaye anlattığım haliyle birebir gerçek olsaydı yazmazdım zaten, sanatsal değeri eksik kalırdı.

Mizah öykülerinde abartı unsuru sıkça kullanılır sizin kitabınızda da bunu görüyoruz. Fakat abartının fazlası hikayenin tadını bozuyor. Bu dengeyi nasıl sağlıyorsunuz.

Abartma, hikâyelerin bazı anlarındaki duyguyu daha iyi vermek, olaydaki absürdlüğü ya da ironiyi ortaya çıkarabilmek için gerekli olabiliyor. Parlatmanız, köpürtmeniz gereken durumlar vardır. Burada işinize yarıyor. Ama bunu yaparken inandırıcılıktan, sahicilikten ve samimiyetten uzağa düşmemeniz lazım. Bir şekilde okuyucuyu ikna etmeniz gerekiyor. Yoksa okurken zihni “Böyle bir şey olabilir mi?” sorusuna takılıp hikâyeden kopabilir.

PEK ÇOK ORTAK NOKTA BULUNUR

Alametifarika’nın yazarı insanları nöbetçi eczanelerde, düğünlerde, otobüs seyahatlerinde, sınav esnasında, ofiste vs. resmetmiş, gerçek hayatın içindeki sevimli anları çoğumuz yakalayamıyoruz. Kitabınız insana yaşadığı sade anların ne kadar keyifli olabileceğini de gösteriyor, yazarken okuyucuya böyle bir hediye de vermek istemiş miydiniz?

Okuyucuların kendi hayatlarından pek çok ortak nokta bulacaklarını biliyordum. Sonuçta anlatılanlar hepimizin bir şekilde parçası olduğumuz yaşantılar. Kitabı okuduktan sonra gündelik hayatlarındaki bu anlara farklı gözle bakmaya başlarlar mı bilmiyorum. Böyle bir katkısı olursa çok mutlu olurum ama yazarken bunun için özel bir niyetim yoktu açıkcası. Ben kendi kendime gerçeği tahammül edilebilir kılmak için mizahı ve ironiyi kullanıyorum. Yoksa kibirli insanlara, yeni gelen müdürleri alabildiğine öven arkadaşlarınıza, toplumsal kalıplara ve kabul edilmiş kollektif saçmalıklara dayanmanız zorlaşabilir. Mizah ve ironinin yardımıyla bunlara karşı tavrınızı incelikli bir duruşla ortaya koyabilirsiniz.

#Özlem Metin
#Alametifarika
#Yeni Şafak Kitap Eki
#Kitap Eki
6 yıl önce