Dil, yazım şekillerinden yazın türlerine, söylen bütünlüğünden göstergelerin şeylere ait okumalarına; tekâmül derecesinde insanların anlaştığı ya da meylettiği yazılı belgelerin sağlamasını yine bu ortak bildirişim simgeleri üzerinden yazan ve okuyan arasında inşa etmiştir. Metnin okura sadakati felsefi ideler ya da ideolojilerin, yazara bağlılığı ise biyografilerden ve mahfillerden sıçrayan edebiyat tarihinin kabullenmeleri ile yazan tarafından teskin olunuşun müracaatıdır.
Yaşarken yazmanın taşıdığı rizikoya ait bir söylemden öte Thomas Bernhard üslubu taşıyordu, benim okurum 300 kişidir ifadesi.
Okur korkmasın ve okusun: “Şiir gulyabanidir, ölmez”, kimse inanmasa da...