Bugünlerde kime sorsanız tasarımcı. Ev tasarımcısı var, 3D tasarımcı var, kaş ve saç tasarımcısı bile var. Şaka bir yana tasarım işi mühim. Biz de bir bilene soralım dedik ve Dilek Karaman'ın kapısını çaldık. Dilek Karaman kim mi? İstanbul Haliç Üniversitesi İç Mimarlık bölümünden birincilikle mezun, 2008 yılında kurduğu DK İç Mimarlık Ofisi ile düşlerindeki evi, ofisi, yaşam alanını oluşturmak isteyenlere hizmet veren bir iç mimar. Herkesin evini kendisi dekore etmesi konusunda Karaman, "İnsanlar yaşam alanlarının konforunu kendi ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirdiği sürece hayat kalitesi de yükselecektir. Bu değerlerlerin içinde fonksiyonelliğin tasarımla buluşması ve doğru kişi ile bu sürecin yürütülmesi ortaya güzel bir eserin çıkması demektir" diyor.
Mobilya seçiminde de artık modüler yerine birbirinden bağımsız mobilyalar tercih ediliyor. Karaman bunun sebebini ise insanın doğaya öykünmesi olarak açıklıyor ve ekliyor: "Doğadaki mimarinin ahengine bakın. Tüm her sey biribiri ile bagımsızdır fakat hiçbir şey rahatsız edici değildir. Renklerin uyumu birbiri içinde akışkandır. İç mimaride bu tasarım da aslında en zor tasarımlardan biridir. Bu uyumu yakalayabilmek için iyi bir göze ve matematiğe ihtiyaç vardır. Akabinde zevkli bir tasarımcı ile karsı karısyaysanız bu ahengi yasam alanlarınızda hissetmeniz keyif vericidir."
Doğadan ilham alırken günümüzün malzemelerini de kullanmamız gerekiyor. 50 yıl önce kullanılan malzeme belki de bugünün şartlarına uyum göstermiyor olabilir. Bu konuda iç mimarların da zaman zaman trend olan malzeme ve dokuları mekanlarda kullanmayı tercih ettiklerini söyleyen Karaman, tasarımı bir bütün olarak düşünüyor. Trendi bir objeye veya daha büyük hacimli bir ürüne yüklemek yerine küçük dokunuşlarla büyük değişimlere ulaşıyor. Hedefi ise o mekanda anlatılmak istenilen vurguyu hissettirebilmek. İşte Karaman'ın yaşam alanını daha kaliteli bir yer haline getirmek isteyenler için önerileri:
*Benim için bir mekandaki felsefelerimden bir tanesi eşyaları kaldırdığımızda mekanın çıplak haldeki mimarisidir. Tavan, zemin, duvar gibi yaşam alanlarının ana hatlarını oluşturan karelerde kullanılan malzeme ve dekorasyon bunun üzerine konulacak olan ürünler ile birbirini tamamlaması gerekir.
*Dekorasyondaki ana felsefelerden birisi de tasarım bir sonraki gelecek olan dizaynın zemini olmalıdır.
*Bir mekanı tasarlamak için kesinlikle bu konuda iyi bir iç mimar ile yola çıkılmalıdır. Bu konu benim gözümde günümüzde hala taşları yerine oturmamış bir durum. Her bir projemde ilk önce bu konuyu aşarak tasarım sürecime geçiyorum.
*Tasarım tek başına değerlendirilemez şehrin dokusu, çevrenin dokusu, iç tasarımı yapılacak mekanın tarzı ve durumu hepsi bir bütündür ve kişi tüm bu değerler içerisinde yönlendirilmelidir. Kesinlikle bu süreç öncesinde iç mimar ile yaşam alanı dekore yaptıracak kişinin tanışmış olması gerekir.
*İç mimaride tasarım benim gözümde fonksiyonellikle beraber yürüyen bir kavramdır. Fonksiyonel olmayan bir tasarım eksik kalmıştır ve ihtiyaca cevap veremeyen mutsuz mekanlardır.
*Dekorasyonu yapılacak mekanda mekan ile seçilecek olan ürünlerin oranlarının birbiri ile uyumu çok önemlidir. Bir ürün seçilirken oran ve renk olarak diğer secilen ürünlerin önüne geçer ise mekandaki algının tümünü yansıtmadan odak noktası oluşturmuş ve iç mimari tasarım dilinin ortadan kaldırmış oluruz.
*Yeni çıkan malzemeler günümüzde oldukça başarılı. Bu malzemelerden doğru miktarda kullanılırsa tasarımlarda keyif verici alanlar oluşturmuş oluruz.
*Tasarımı yapılan mekanda küçük detaylar çok önemli. Bir mekanın tamamlayıcı unsurları aksesuarlardır.
*İç mimaride bir dekorasyon yapılırken sadece mekanın dili değil o bölgedeki kültürün dilini de yapılacak olan dekorasyona yansıtmak çok önemlidir. Şehir, çevre, binanın yapısı, mekanın yapısı, tasarımı yapacağımız kişinin zevkeri bir bütündür bazen halkanın en önemli baglayıcı unsurlarıdır.
