Bazı yerler vardır ki lezzeti açıldığı günden itibaren hiç değişmez. Balat sahilinde, Bulgar Kilisesi'nin çaprazında bulunan Köfteci Arnavut da böyle yerlerden biri. Ne yeri ne masaları ne de tabelası yıllardır hiç değişmemiş.
Lezzet desen ilk günkü gibi. Orijinal adı Mavi Köşe Lokantası olsa da damak tadına düşkün müdavimler arasında Köfteci Arnavut olarak tanınıyor. Leziz köftesi ve ciğeri bir yana Arnavut tatlısı olan Trileçe de burada yenilmeli. Sıcak havalarda zor muhafaza edildiği için bu aralar onun yerini Kıbrıs tatlısı dolduruyor.
Terbiyeli işkembe çorbası da lezzetiyle yıllara meydan okuyor. Her gün çıkan çorba ve ızgara çeşitleri haricinde tas kebabı, mevsime göre fasulye yemekleri de yapılıyor. Yoğurtlar ise Silivri'deki bir mandıradan geliyor. Masaya gelen folya kapaklı cam şişe Güzelpınar kaynak su bile sizi geçmişe götürmeye yetiyor. Mekanda birçok farklı lezzet var ama lokantanın ünü, dilden dile yayılmış olan köfteden geliyor. Günün belli saatleri açık olan mekan Pazar günleri maalesef kapalı. Sabah 10 ile öğleden sonra 4 arası hizmet veriyor. Bu salaş mekanda öğlen saatlerinde yer bulmak pek mümkün değil.
Yıllara meydan okuyarak müşterilerine hizmet veren bu küçük dükkan, Balat'ın mimli mekanlarından. Şu an ise üçüncü kuşaktan Mina İştay işletiyor. Babasından el alan İştay'ın dedeleri 1910 yılında Arnavutluk'tan gelerek Balat'a yerleşmiş. Dedeleri Balat'ta işe başlayıp çevrenin sevdiği esnaflardan olmuşlar. Dedesi bir mezbahada çalışan İştay'ın babası da ilkokulu bitirince 1937'de Mavi Köşe Lokantası'nı açmış. Dedesi, babası ve amcası tarafından yıllardır işletilen mekan uzun bir süredir İştay'ın himayesi altında.
Burada yapılan her şey günlük. Ürünler taze. İştay, yıllanmış lezzetlerin tarifini isteyen müşterileriyle paylaşıyor. Hatta etini aldığı kasaba dahi yönlendiriyor. Nerede olursa olsun burada yediklerimizin tadını bizce yakalamak mümkün değil. Bir kere her şeyi bakır sahanlarda pişiriyorlar. Yıllardır aynı yerde aynı dükkanda aynı lezzetlerle tek bir eşyanın yerini değiştirmeden var olmaya devam ediyor olmalarının sebebi ise bir dede nasihatı: “Dükkanı şatafatlı yapmanıza gerek yok, kendiniz ve ürünleriniz temiz olsun.”
