|

Mutlu olmaya vaktimiz yok

İlk gösterimini Berlin Uluslararası Film Festivali’nde yapan ve jüri özel ödülünü alan Pooya Badkoobeh’nin Terbiye (Dressage) isimli filmi 8. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamında gösterildi. İnsanların daha iyi bir yaşama sahip olmak için daha çok çalıştıklarını söyleyen yönetmen Badkoobeh, “Ama daha iyi ve mutlu bir yaşama çalışmaktan vakit bulamıyorlar. Terbiye de böyle bir aileye mercek tutuyor” diyor.

Harun Karabuç
04:00 - 18/11/2018 Pazar
Güncelleme: 13:04 - 17/11/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
İranlı genç yönetmen Pooya Badkoobeh’nin Terbiye (Dressage) isimli filmi 8. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamında gösterildi.
İranlı genç yönetmen Pooya Badkoobeh’nin Terbiye (Dressage) isimli filmi 8. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamında gösterildi.

İranlı genç yönetmen Pooya Badkoobeh’nin Terbiye (Dressage) isimli filmi 8. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamında gösterildi. İlk gösterimini Berlin Uluslararası Film Festivali’nde yapan ve jüri özel ödülünü alan film, Tahran’ın yakınlarında küçük bir kasabada yaşayan 16 yaşındaki Golsa’nın hikayesini perdeye yansıtıyor. Pooya Badkoobeh ve filmde başrol Golsa’yı canlandıran Negar Moghaddam ile bir araya geldik. İnsanların daha iyi bir yaşama sahip olmak için daha çok çalıştıklarını söyleyen yönetmen Badkoobeh, “Çünkü çok paran varsa daha iyi bir yaşamın olur düşüncesine inanıyorlar. Ama daha iyi ve mutlu bir yaşama çalışmaktan vakit bulamıyorlar. Terbiye de böyle bir aileye mercek tutuyor” diyor.

Filmin arkasındaki hikaye nedir?

Aslında 15 yıldır televizyon reklamları yönetmenliği yapıyordum. Sinemayla iç içe bir ailede büyüdüm. Babam yapımcı. Bir erkek kardeşim oyuncu. Reklam sektöründe 15 yıl çalıştıktan sonra ilk filmimi yapmaya karar verdim. Bir arkadaşımla birlikte Terbiye’yi yazmaya başladık. Yazımı ve tamamlanması iki yılımı aldı. Sonra da yapımı için kolları sıvadık.


Filmin konusu nedir?

Tahran yakınlarında yaşayan orta sınıf bir ailenin öyküsü. Ve kahramanı 18 yaşında bir kız ve hikayesi onun ve onun toplumdaki sorunları hakkında. Hikaye İran’da oluyor, ama sadece İran halkı ve ailesiyle ilgili değil. İran gibi bir ülkenin sonu ve diğer birçok ülke gibi. Bu kadar.

Neden böyle bir film yapmak istediniz?

Söylediğim gibi reklam endüstrisinde çalışıyordum. Bir gün fark ettim ki reklam ve pazarmalardan insanlar çok etkileniyor. Daha iyi bir yaşama sahip olmak için daha çok çalışıyorlar. Çünkü çok paran varsa daha iyi bir yaşamın olur düşüncesine inanıyorlar. Bu yüzden de çok çalışıyorlar. Ama daha iyi bir yaşama sahip olmak için yeterli zamanları yok. Birlikte zaman geçiremiyorlar. Bu problemi fark ettim. Bu sorun birçok ülkede var, hatta çok gelişmiş ülkelerde de var. Dolayısı ile bu tip bir aileyi ve birçok toplumda var olan bu meseleyi seçtim. Ebeveyn ve çocuklar arasında boşluk var. Özellikle ergenlerde. Çünkü o çağlardaki çocukların birçok sorunları oluyor. Birçok yeni şeyle uğraşıyorlar. Bu yüzden anne babasının ilgilerine dikkatlerine ihtiyaçları var. Ancak ailelerin yeterli vakitleri yok. Ailelerin de çok fazla sorunları var. Bu filmin çıkış noktası da aile ve çocuklar arasındaki bu boşluk oldu.

OYUNCULUK KEŞİF
Terbiye’deki rolünüzü anlatmakla başlayabilir misiniz?

Golsa, orta sınıf bir ailede yaşayan genç bir kız. İçinde bulunduğu toplum ile sorunları olan biri. Bu sorunlar, çevresinden, arkadaşlarından ve hatta ailesinden de kaynaklanıyor. Onun dünyasını anlamak benim için çok zordu.

Özel bir anlamı var mı bu rolün. Spesifik bir balantı var mıydı?

Golsa ile aramızda benzerlikler olduğunu düşünüyorum. Yönetmenin beni bu role seçmesinin sebebi de bu olsa gerek. Sonuçta ben de Golsa gibi birtakım benzer deneyimler yaşadım zamanında. Gerçek hayatta çok benzer şeyler yaşadım ben de. Ancak Golsa ile aramızdaki en büyük fark ben dışa dönük bir insanım. Ama Golsa benim tam tersim, içe dönük. Problemlerimiz aynı ama bunlara gösterdiğimiz tepkiler farklı.


Yönetmen olan babanız sizin de yönetmen olmanızda nasıl etkili oldu?

Babam sinemaya yönelmemde muhakkak etkili olmuştur ama daha çok bu yolu kendim seçtim diyebilirim.

Genel olarak oyunculuk sizin için ne ifade ediyor?

Oyunculuk kendinizi bilme ve anlamanızı sağlıyor. Kendinizi daha iyi tanımanın bir yolu. Oyunculuğun anlamı kendini keşfetmek.


Terbiye’nin başarılarını kutlamaya devam mı yoksa başka projeler var mı?

Dressage’ın başarısını kutluyorum hala. Fakat bir süre sonra oyunculuğa devam edeceğim. Aslında yeni bir teklif aldım ama henüz kabul etmedim. Seçimlerimi yaparken daha ihtiyatlı davranıyorum.

Kiyarüstemi’den hikayeciliği öğrendim
İranlı yönetmenlerden ne kadar etkileniyorsunuz?

Benim için en büyük yönetmen Abbas Kiyarüstemi. Ondan çok şey öğrendim. Onunla ne yazık ki tanışma fırsatım olmadı. Kiyarüstemi bana hikaye anlatımında basit olmayı öğretti.

Terbiye ilk uzun metraj filminiz ama büyük başarılara imza attı şimdiden.

Evet, öyle oldu. Terbiye ilk gösterimini bu yıl içinde Berlin Uluslararası Film Festivali’nde yaptı ve jüri özel ödülünü kazandı. Negar Şangay’da en iyi kadın oyuncu ödülülü kazandı. Filmimiz birçok festivale hala davet ediliyor. Kışa doğru İran’da gösterime girecek.

İran’dan sonra da Almanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerde gösterilecek.


Kültürlerimiz
benzer
Bir yönetmen olarak sizin gelecekle ilgili nasıl planlarınız neler?
Türkiye’de bir film projesi yapmakla ilgili mi yoksa genel olarak mı soruyorsunuz?

A.. Türkiye ile ilgili bir planınız varsa lütfen anlatın!

Aslında Türkiye ile ortak prodüksiyon yapmayı düşünüyorum. İran kültürü ve Türk kültürü arasında benzerlik var. Türkiye’de çok fazla ekipman ve tesis var ve bu çok pahalı değil. Öyleyse neden olmasın. Birlikte yapabiliriz. Ama henüz somut atılmış bir adım yok.

Türk yönetmenleri ne kadar tanıyorsunuz?

En çok Nuri Bilgi Ceylan’ı tanıyorum. Tanışmadık ama tanışmayı çok isterim. Bir kere Cannes’da aynı salondaydık ama film izlediğimiz için konuşamadık. Onun filmlerini çok seviyorum. Kendine has bir hikaye anlatıcılığı var. Çok zeki.

Gelecek film projenizle ilgili neler söyleyebilirsiniz? Spoiler olmayacaksa...

Spoiler’dan ziyade bu tarz sorular beni çalışmak için kamçılıyor. Çabucak bitirmeye itiyor. Bir sonraki filmim prodüksiyon aşamasında, henüz bitmedi. Ama gelecek seneye tamamlanmış olacak. Filmin konusu yaşam ve ölümle ilgili. Ben de her insan gibi bu konuyu çocukken düşünmeye başladım. Ölümle ilgili ilk anım ve tecrübem çocukken büyükbabamı kaybettiğimde oldu. Çocukluğumdan beri bunu film yapmayı düşünüyordum.


#DRESSAGE
5 yıl önce