|

Orda bir vadi var uzakta

Latife Tekin’in çocuk kitabı Altınçayır Vadisi’nin Çocukları kitabı çocuk ve doğa ilişkisini anlatıyor. Doğanın tahrip olmaması için biraraya gelen çocukların mücadelesini anlatan kitaba aslında ilk gençlik romanı demek daha doğru olur.

04:00 - 15/05/2020 Cuma
Güncelleme: 23:49 - 14/05/2020 Perşembe
Yeni Şafak
Aslına bakarsanız bu eseri ilk gençlik edebiyatı eserleri arasında değerlendirmek daha doğru olacaktır.
Aslına bakarsanız bu eseri ilk gençlik edebiyatı eserleri arasında değerlendirmek daha doğru olacaktır.
SEVİNÇ ŞAHİN

“Latife Tekin bir çocuk kitabı yazdı” diye duyduğumda büyük bir merak sarmıştı zihnimi. Ölümü hem sevgili hem arsız olarak niteleyen yazar, çocuklar için neler yazmıştı acaba? Eminim benim kadar herkes merak etmiştir. Yetişkinler için yazdığı eserlerle başkalığını, yeniliğini ortaya koymuş bir yazar olan Latife Tekin, ilk romanı “Sevgili Arsız Ölüm”le hemen dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış ve bu başarılarına sürekli yenilerini ekleyerek, edebiyat dünyasında haklı bir yer edinmiş kıymetli yazarlarımızdan biridir. İlk kitabının yayınlandığı tarih olan 1983’ten bu tarihe kadar birçok eser vermiş olan Tekin, öyle sanıyorum ki artık çocuklar için yazmanın vakti geldiğine inandığı için bir de çocuklar için kalemi eline almıştır.


Latife Tekin’i okuyanlar bilir, romanlarında ele aldığı meseleleri öyle açıkça yazmaz, olayları ve kişileri biraz fantastik, biraz gizemli, biraz masalımsı bir üslupla kaleme alır. Okuyucunun zihnine “bu gerçek mi, yoksa hayal mi” şüphesini düşürerek, merakını tüm eser boyunca diri tutmayı başarır. Adına büyülü gerçekçilik diyebileceğimiz bu tarzı, yazdığı ilk çocuk edebiyatı eserinde de görmekteyiz. Büyülü gerçekçilik, fantastik ve gerçek, alışılmış ve alışılmamış olanı bir arada kullanır ve doğal olan ile doğaüstü olanı okuyucuyu şaşırtmadan kaynaştırır. Latife Tekin yetişkinler için yazdığı eserlerde de Altınçayır Vadisi’nin Çocukları’nda da seçimini büyülü gerçekçilikten yana kullanmıştır. Yani kendisiyle özdeşleşen bir tarzda.

İLK GENÇLİK EDEBİYATI

Aslına bakarsanız bu eseri ilk gençlik edebiyatı eserleri arasında değerlendirmek daha doğru olacaktır. Altınçayır Vadisi’nin Çocukları’nı okurken bu vadi nerede acaba, Türkiye’nin hangi bölgesinde, diye bir soru takılıyor insanın aklına. Ama cevabı müphem kalan bir soru bu; her yer olabilir burası. Topraklarından tarih fışkıran, bir takım maddi menfaatler sebebiyle doğanın kirletildiği, babaların sakat kaldığı, annelerin yüzlerinin gölgelendiği, insanların hayatlarının bir sisle kaplandığı bu yer çok tanıdık, çok rast gelinebilecek bir yerdir; tüm ülkedir!

Altınçayır Vadisi, geçmiş ve geleceğin iç içe olduğu bir yer. Bir zamanlar, Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi, madencilikle başı belada olan bir yer. İşkenceyle çalıştırılmış “İçi dolu çuvallarla elleri başlarının üstünde iki büklüm yürüyen yarı çıplak” kölelere benzeyen (Karaboğular) kayalıklarla dolu Kızıl Dağ ve orada olduğu anlatılan şeyler, vadi halkının gönlünde ve dilinde birçok efsaneye dönüşmekte. Kuru Ağaçlar Korusu, Siyah Orman, Kirli Göl (Ağılı Çanak), son model Altınpark sitesi, Küllü Mağara, Karpuzlu Şelalesi, dehlizli tünellerin üzerine kurulmuş evler, antik tiyatrolarla çok değerli bir vadi burası. Kıymeti bilinmemiş, bilinçsiz madencilik yüzünden kirlenen havasıyla gitgide nüfusu azalmış bu vadide insanların hayatlarını daha da zorlaştıran rüzgarlar esmeye, yağmurlar yağmaya başlamış bir de. Sadece havası değişmemiş, iklimi de değişmiştir Altınçayır Vadisi’nin. İnsanların esen bu rüzgarlara taktıkları isimler, bu yöre halkının ne kadar darlandığını anlatır niteliktedir: Büyük Savurgan ve Küçük Savurgan.

Altınçayır Vadisi’nde yıllar önce kapanan altın madeninin tekrar açılması gündeme gelince köyde gruplaşmış, birbirleriyle tatlı tatlı didişen çocukları ortak bir noktada bir araya gelir. Ama bu birliktelikle olaylara ne kadar etkileri olur bu çocukların, işte orası bilinmez.

Kitabın ana kahramanı Altınçayır Vadisi’nde yaşayan bir küçük kız Asinaz ama gönlü büyük. Büyükannesi Sultanay sayesinde doğayla hemhal yaşayan, Asinaz’ın en büyük hayali, arkadaşı Semagül’le birlikte geçmişe gidebilmek. Semagül ailesiyle birlikte Altınçayır Vadisi’ni terk edenlerden maalesef. Asinaz onu çok özlüyor ve ona yazdığı mektuplarla kavuşacakları günü satır satır örüyor. Büyükannesinin ona öğrettiği bazı ritüellere bel bağlamış, onlar vesilesiyle hem Semagül’e kavuşmayı hem de vadinin eski güzel günlerine kavuşmasını umuyor.

DOĞA İÇİN EL ELE

“Altından değerli” bir vadi olan Altınçayır Vadisi’nin sonu ne oluyor, Asinaz, Semagül’e kavuşuyor mu? Vadinin üzerindeki karabulutlar dağılıyor mu? Bunlar okuyup görmeniz gereken detaylar. Latife Tekin’in büyülü gerçekçilikle yazdığı Altınçayır Vadisi’nin Çocukları, okuyucu çocukların dimağlarına bir rüya taşıyacak ve o çocuklar bu rüyayı gerçekleştirmek için el ele vererek, katledilen doğayı tekrar dirilteceklerdir. Bu hem bir dua hem bir dilek olarak burada kalsın.

Keyifli okumalar.

#Altınçayır Vadisi’nin Çocukları
#Latife Tekin
#Can Yayınları ​
4 yıl önce