Polisiye romanlar, casusluk filmlerindeki gizem dünyanın en çok ilgi gösterdiği konulardır. Her şeyin dijitale döndüğü bu çağda masa başından değil de büyük riskler altında sahada çalışan ajanların hikayeleri masal gibi geliyor. Kitapta anlatılan olayların gerçekliği ise hem okurun merakını arttırıyor hem de kitabın etkisini. Bir de bu hikâyelerin içinde ünlü isimler yer alınca ajanlık hikâyeleri farklı bir boyut kazanıyor. Gazeteci yazar Timuçin Mert’in kaleme aldığı “Gri Kardinal Vladimir Putin” buna örnek bir çalışma. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tam iki yıl İstanbul Laleli’de simitçilik yaptığını biliyor muydunuz? Yazar Timuçin Mert, Moskova’nın James Bond’u Putin’in bambaşka bir yüzünü sergiliyor. Mert kitabın hazırlanış aşamasında sık sık seyahat etmiş binlerce sayfa evrak incelemiş. 15 bölümden oluşan kitapta 5 bin yıl önce Mısır’da başlayan casusuluk tarihinden farklı hikayeler de yer alıyor.
Ulu ağaçla düşünmek
Susanna Tamaro’yu Türkiye Yüreğinin Götürdüğü Yer Git kitabıyla tanıdı. Yazarın çocuk kitapları da daha sonra Türkçe olarak okura sunulmuştu. Ulu Ağaç adlı Zeplin’den çıkan bu kitabı ise Tamoro’nun hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap ediyor. İçinde ise yine okurunun alışık olduğu sımsıcak bir hikaye var. Kitabı bizim için Türkçeye kazandıran ise Eren Cendey. Kitabın temasına gelirsek, doğa ve insan ilişkisine odaklandığını söyleyebiliriz. Herkesin görevini gerçekleştirdiği, fakat insanın kendi görevini unuttuğu gerçeğini hatırlatıyor yazar bize. Ulu ağaç, bize başka bir alternatifin daha olduğunu söylüyor. Tamoro’da şu cümlelerle anlatıyor kitabını: “Bu kitabı yazarken yaşadığım duygu ve heyecan ancak on altı yıl önce yazmış olduğum yüreğinin götürdüğü yere git kitabıyla karşılaştırılabilir. Edebiyatın ruha seslenmeye gereksinimi vardır. Krizlerle ve anlaşılmaz olaylarla dolu böyle bir dönemde, aydınlık bir şeylere ihtiyaç var.”
Ulu Ağaç
Susanna Tamaro - Çev. Eren Cendey
Zeplin Kitap
2018, 152 sayfa
Hem yargıç hem seyirci
Toplum içinde nasıl davranılır? Ünlü sosyolog ve yazar Erving Goffman Toplum İçinde Davranmak adlı kitabında okurunu basit gibi görünen bu soru üzerine geliştirdiği düşüncelerle tanıştırıyor. Yüz-yüze karşılaşma ve durumlardaki etkileşim düzeninin esasını ve detaylarının okurla paylaşıldığı kitapta bireyin davranışlarına odaklanıyor. Goffman bize etkileşim içerisindeki bireyler, eş zamanlı olarak, birbirlerinin hem yargıcı hem de seyircisi olarak karşımıza çıktığını söylüyor. Kitabın arka kapağında bu noktada düzenin, öncelikle göz ve beden erişimi üzerinden, bireylerin birbirlerine yönelttikleri karşılıklı bakış, ilgi ve gözetim olarak kendini ifade ettiğini söylüyor. Düzenin “normalleri” kadar “delileri”, “damgalıları” veyahut da “madunları” da Goffman’ın merceğine takılıyor. Bu kitap, yazarın Heretik Yayıncılık’tan basılan Etkileşim Ritüelleri, Karşılaşmalar, Kamusal Alanda İlişkiler gibi eserleriyle birlikte okunabilir.
Toplum İçinde Davranmak
Erving Goffman - Çev. Adem Bölükbaşı
Heretik Yayıncılık
2018, 272 sayfa
Gerçek bir yaşam öyküsü
Kuş Evi, okuruna gerçek bir yaşam öyküsünü sunuyor. Yazarımız Eva Meijer, kuşların yoldaşlığını insanlarınkine tercih eden Gwendolen Howard’ın gerçek yaşam öyküsüne odaklanıyor. Len Howard olarak da bilinen sanatçı, varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir. Yaşamını müzik üzerine kurar ve 40’lı yaşlarına dek de müzisyen olarak üretimler yapmaya devam eder. Ancak, Howard, çocukluğundan bu yana diğer aile bireylerinden farklıdır. Büyüdükçe önce ailesini sonra da büyük şehri terk ederek kendine biçilen rolleri reddetme noktasına gelir. Sussex’in gözlerden uzak küçük bir kasabasında yaşamayı tercih eder ve burada sayısız ağacın olduğu bahçeli bir evde yaşamaya başlar. Howard bu evde kuşları doğal ortamlarında gözlemleme şansı elde eder. Onlarla aralarında arkadaşlığa varan, ilginç ve dikkat çekici bir ilişki başlar. Bu gairp dostluk kuşların dünyasındaki nice bilinmeyeni de ortaya çıkarır. Eva Meijer’ın kaleminden çıkan bu roman Hollanda’da büyük bir ilgiyle karşılandı. Ardından yediden fazla dile çevrildi.
Kuş Evi
Eva Meijer - Çev. Gül Özlen
Nebula Yayınları
2018, 248 sayfa
Öykülerin içinde bir kent şiiri
Yüz Kitap, kurulduğu günden bu yana farklı ve dikkat çeken kitaplar yayımlıyor. Son zamanlarda çıkardığı Chicago Kıyıları da onlardan biri. Yazarımız amerikalı yazar Stuart Dybek. Dybek, öykülerinde Güney Chicago’daki insanların hayatına odaklanıyor. Bu bölgedeki etnik mozaiği oluşturan insanların hayatını hayaller, mitler ve gerçeklerle harmanlanmış bir halde buluyoruz. Kullandığı dil sayesinde bizlere sanki Chicago’nun şiirini de okuan Dybek’in kendine özgü bir anlatım tarzı var. Başka bir Amerikalı yazar George Saunders, kitaptaki Sıcak Buz öykünün yazar olmak istemesine neden olduğunu söylüyor. Kitapta neler mi var? İşte ufak bir özet: “Bir conga davulcusu ölmüş sevgilisinin hayalinin peşinden metronun derinliklerine sürreal bir yolculuk yapar. Alkolik bir kasap kendini ölü bir kızla buzluğa kilitlenmiş bulur. Uyurgezerler mahallenin lokantasına dadanır. Belediye tarafından kentsel dönüşüm bölgesi ilan edilen mahallede binalar yıkılır, caddeler otobana dönüştürülürken mahalledeki işsiz gençler kaybettikleri geçmişi sokaklarda arar dururlar.”
Chicago Kıyıları
Stuart Dybek - Çev. Başak Bekişli
Yüz Kitap
2018, 182 sayfa
Gençler için çağdaş bir klasik
Celâl Al-i Ahmed, çağdaş İran Edebitatı’nın önde gelen isimlerinden biri. Yazarımız aynı zamanda Samed Behrengi, Sâdık Hidâyet gibi önemli İranlı yazarların çağdaşı. Tefrika Yayınları’nın Türkçeye kazandırdığı eserde Celâl Al-i Ahmed aslında özellikle gençlere hitap ediyor. Yine de kitabın yediden yetmişe herkesin severek okuyacağı bir klasik olduğunu da belirtmek gerekiyor. Arıların Hikayesi’nin ana konusu ise şöyle: Kemend Ali Bey, varlıklı bir adamdır. Kendisine hediye olarak gelen bal kovanlarıyla ilgilenmeye başlar. Her sene kovanların sayısını arttırır. Arıların balını tam zamanında toplar, onlara da kışı geçirmelerine yetecek kadar bal bırakır. Ancak zaman ilerledikçe Kemend Ali Bey, arılardan daha fazla bal almaya başlar. Bu arılar için ciddi bir sorun olur. Her sene yaşanan döngüye alışmışlardır ancak kendilerine hiç bal kalmamasını kabullenemezler. Şimdi ya emeklerini korumak için yeni bir yurt aramaya gitmeleri ya da ‘buna da şükür’ diyerek kalmaları gerekiyordur. Bu naif hikaye Celâl Al-i Ahmed’in yalın dili ile süslenmiş.
Arıların Hikayesi
Celâl Al-i Ahmed - Çev. Turgut Say
Tefrika Yayınları
2018, 96 sayfa
