|

Savaş çocuk kitaplarına konu olmalı

Çocuk edebiyatı alanında ödülleri bulunan Fatima Sharafeddine, Ortadoğu’nun temel taşları olan düşünür, ilim adamı ve tarihçilerin hayatlarını çocuklar için kaleme alıyor. “Savaşın ortasında yaşayan çocuklara toz pembe bir dünya tablosu çizemezsiniz” diyen yazar, ekliyor: “Savaş çocuk kitaplarına konu olmalı.”

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/11/2016 Cumartesi
Güncelleme: 19:19 - 11/11/2016 Cuma
Yeni Şafak

Lübnanlı yazar Fatima Sharafeddine son dönem Arap dünyasının da en popüler çocuk kitabı yazarlardan biri. Sharafeddine, son beş yıl içerisinde, on iki yaşından küçük çocuklara yönelik otuz beşten fazla kitap yazdı ve eserleri başta İngilizce ve Fransızca olmak üzere çeşitli dillere çevrildi. 2007 yılında “Mountain Rooster” ile Lübnan Ulusal Komitesi'nin En İyi Çocuk Kitabı ödülünün sahibi oldu. “There is War in My City” adlı kitabı Anna Lindh Vakfı'nın 2010 yılı onur listesine dahil edildi. 2010 yılında, “Faten” adlı kitabı Beyrut Kitap Fuarı'nda en iyi kitap ödülünün de sahibi oldu. Yazarın çok sayıda kitabı Türkçe'ye de çevrildi. Türk okurlarıyla bir araya gelen ünlü yazarla kitaplarını ve yazı serüvenini konuştuk.



Türkiye'de “Tanıdın mı ben kimim” başlığıyla yayınlanan kitap dizisinden Orta Doğu medeniyetinin temel taşları olan düşünür, tarihçi, İslam alimi, devlet adamı gibi şahsiyetleri kendi ağızlarından okuyucuya aktarıyorsunuz. Bu kitap dizisini yazmaya nasıl karar verdiniz?



Bu kitapları yazmam gerektiğini düşündüm. Çünkü İbni Sina, İbni Haldun, İbni Batuta gibi önemli tarihi ve islami şahsiyetlerin hayatlarına okul müfredatlarında çok az yer veriliyor. Okullarda öğretilenler ise çocuklara hitap etmiyor. Çocukların gelişimleri ve kendi tarihlerini öğrenmeleri açısından bu değerli şahsiyetlerin hayatlarını bilmeleri büyük önem taşıyor. Ben de onların anlayacağı bir dil ve üslupla bu şahsiyetlere hayat vermeyi tercih ettim.



AŞKLA YOLA ÇIKTIM



Peki çocuk kitapları yazmaya nasıl karar verdiniz? Bu yolculuğa nasıl çıktınız?



Amerika'da yaşadığım yıllarda çocuklarım için Arapça yazılmış kitaplar aradım fakat iyi kitaplar bulamadım. Lübnan'a ziyarete gittiğim sırada, orada da çocuklara uygun kitaplar olmadığını gördüm. Şunu fark ettim, İngilizce yazılmış çok sayıda iyi çocuk kitapları var ve bu alanda uzun yıllardır epey yol kat etmişler. Arap edebiyat dünyası ise bu konuda oldukça geride kalmış. Ben de bir şeyler yapmaya karar verdim. Çocuklarla ilgili eğitim alanındaki tecrübelerim, hayal gücüm ve Arapça diline duyduğum aşkla yola çıktım ve çocuk kitapları yazmaya başladım. Kitaplarımın, Arap dilini en doğru şekilde yansıtmasına ve çocukların anlayacağı basit bir düzeyde olmasına dikkat ettim. Çünkü Arap dünyasında yazılan çocuk kitapları ağır bir dille kaleme alınıyor. Onların seviyesine uygun bir dil tercih edilmiyor.



Kitaplarınızda çok çeşitli konulara değiniyorsunuz. En dikkat çekici olanları ise savaşın anlatıldığı kitaplar. Türkçe'ye de çevrilen “Bir Kuş Olsaydım” adlı eserinizde Filistin savaşına yer veriyorsunuz. Çocuk dünyasına savaşı anlatmak zor olmuyor mu?



Çocuklar düşündüğümüzden çok daha zekiler. Etraflarında olan bitenlerin fazlasıyla farkındalar. Savaşın ortasında yaşayan çocuklara toz pembe bir dünya tablosu çizemezsiniz. Coğrafyamızda yaşayan çocukların büyük bir bölümü de savaşın ortasında büyüyor ve bu gerçekle yaşıyorlar. Savaşın kitaplara yansıması çok doğal ve onlara anlatmalıyız. Çocuklar, kendi hayatlarının hikayelerini okumayı seviyorlar. Örneğin, sizin bahsettiğiniz «Bir Kuş Olsaydım» Filistinli bir çocuğun duvarların arkasında kalan evine duyduğu özlem anlatılıyor.



Şimdilerde Suriye›de uzun yıllardır devam eden savaşa tanıklık ediyoruz. Bu savaşla ilgili bir çalışmanız var mı?



Evet, şu sıralar ben de Suriye'deki savaşı anlatan bir kitap yazıyorum. Halep'ten Türkiye'ye oradan da Avrupa'ya göç etmeye çalışan bir ailenin yolculuğunu anlatıyorum. Kitabın üzerinde çalışıyorum ve henüz tamamlamadım .



ORTA DOĞU'DA OLANLARI HERKES ÖĞRENMELİ



Avrupa'da çocuk atölyelerine katılıyorsunuz. Aynı zamanda Lübnan'ın dağ köylerinde yaşayan çocuklarla ilgili çalışmalara katılıyorsunuz. İki farklı coğrafyada yaşayan çocuklar arasında ne gibi farklılıklar buluyorsunuz?



Çocuk her yer yerde çocuktur. Lübnan›daki köylere gidip çocuklarla bir araya geldiğimde onlara kitap okuyorum . Onların okumaya, kitaplara büyük ilgisi var. Avrupa›daki çocuklar da Lübnan›dakiler kadar meraklı ve ilgililer. Ancak Brüksel›de ilginç bir anım olmuştu. Fransızca›ya çevrilen ve Lübnan savaşını anlatan bir kitabımı, gittiğim okullarda okuyordum. Büyük bir şaşkınlıkla «Sen yaşlı biri değilsin. Nasıl savaşları bu kadar iyi biliyorsun» demişlerdi. Çünkü, yaşanan en son savaşın 2. Dünya Savaşı olduğunu sanıyorlardı. Ben de onlara, «Sizin gibi okula gidemeyen hatta su bile bulamayan savaşın ortasında yaşayan çocuklar var» dediğimde inanamamışlardı. Orta Doğu›da neler yaşandığının başka ülkelerdeki çocukların öğrenmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım.



Türkiye'deki çocuklarla da bir araya geldiniz. Buradaki çocuklar hakkında ne düşünüyorsunuz?



İki kez Türkiye›ye geldim ve birçok okulda kitap okuma etkinlikleri yaptım. Öğrencilerin, kitaplara olan ilgisinden memnun kaldım. Çocukların başka dillerden çevrilen kitaplar okuması önemli. Böylece yeni ülkeler, yeni hayatlar tanımış oluyorlar. Zaten Arap ve Türk kültürü birbirine çok benziyor. Tarihimizde, dilimizde pek çok ortak yön var. Bu bağların kitaplar aracılığıyla güçlendirilmesini önemsiyorum. Son yıllarda Türk yayıncıların Arapça›dan çeviri kitaplara daha çok yer vermesi aramızdaki bağları daha da güçlendirecektir.



Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteci çocuklarla ilgili çalışmalarınız var mı?



Lübnan'daki mülteci kamplarına gidiyorum.Orada çalışmalar yapıyorum. Türkiye'deki kamplara da önümüzdeki dönemlerde ziyaretlerde bulunacağım. Suriyeli çocuklarla kitap okuma atölyeleri yapmayı planlıyorum.





• • •


İbni Batuta


Fatima Sharafeddine


Nar Yayınları


28 sayfa



#Fatima Sharafeddine
#Çocuk edebiyatı
#İbni Batuta
7 yıl önce