Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülünün bu yıl musiki dalında sahibi Klasik Türk musikimize yönelik birikimi ve kanun sazına hakimiyetiyle aşina olduğumuz duayen sanatçı Cüneyd Kosal oldu. 87 yaşındaki Kosal'ı ödül alacağı açıklandıktan sonra evinde ziyaret ettik. Kosal'ın Türk müziğine katkıları sadece icracı olarak değil besteci, araştırmacı, öğretici kimliği de oldukça mühim. Aynı zamanda İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu'nun kuruluş çalışmalarında ve sonrasında genel yönetmen yardımcılığı ve saz sanatçılığı gibi çeşitli hizmetlerde bulundu.
Ömrünü Türk musikisine adayan Kosal, "Bütün hayatım musikiyle geçti. Eskiden evime gelen giden çok olurdu. Talebelerimi burada çalıştırırdım. Ev okul gibiydi. Şimdi ne gelen var ne giden. Birkaç yakın talebem dışında. Müzik camiasından da arayan soranlar oluyor ama telefonla. Şimdi bir kenara çekildik oturuyoruz. Toplum olarak çok ilgisiz bir toplumuz. O bakımdan ummadığım anda karşıma çıkan bu ödül bana çok mühim geldi. Memnun oldum, iftihar ettim" diyor.
Kosal 87 yaşında olmasına rağmen hala çalışıyor ve üretiyor. Gençliğinde herkese hem icra hem de nota konusunda çok yardım ettiğini söyleyen Kosal, bir ara konservatuvarlarda adının 'Tez veren dede'ye çıktığını kaydediyor. Elindeki tüm notları İslam Araştırmaları Merkezi'ne bağışlayan Kosal, "Hiçbir kimseden yardım esirgemem, kapım herkese açık" diyor. Kosal'ın günümüz klasik Türk musikisinin bugünü için yorumuysa şöyle: "Şimdiki müzik alemi acayip bir alem. Türk klasik müziği batmış durumdadır. Nerede o klasik korolar… Özel topluluklar haricinde Türk müziğiyle uğraşan kimse kalmadı. Gayet hafifledi artık. Hep ıvır zıvır, havadan sudan şeylerle uğraşıyorlar. Dünyada da böyle, insanlık çok değişiyor. İnce işlerle uğraşanlar gitgide azalıyor."
- Sanattan çok cambazlık yapıyorlar
- Hayatını Türk musikisine ve sanatına adayan Kosal'a gerçek sanatçı kimdir diye soruyoruz. Kosal gerçek sanatçıyı şu sözlerle anlatıyor: "Gerçek sanatçı uzun bir tedrisattan geçmeli. Elbette Allah'ın verdiği kabiliyet de olmalı ama sadece bu yetmiyor. Çok miktarda okuyup yazmak icap ediyor. Ben mektep görmedim ama bütün ömrüm musiki alemlerinde geçti. Her türlü toplulukta bulundum. 30-40 senede refakatçi olarak çalmadığım kimse kalmadı. Fakat o zamanki müzisyenler de kalmadı artık. Çok sanatçı yetişiyor ama bunlar sanattan çok cambazlık yapıyorlar. Sazında sözünde usta ama bir topluluğa girerse arada kaybolup gidiyor."
