|

Tatarları bu mektuplar kurtardı

İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyetler'in zulmünden kaçan birçok Kırım Tatarı'nın hayatı Fatih'te bir kahvehaneden giden mektuplarla kurtuldu. Mektupları kayıt altına alan Cafer Gülümoğlu. Mektupların tutulduğu defterin şimdiki sahibi Süleyman Akçura, “1946 yılından 1948'e kadar 177 aile, dedemlerin yazdığı kurmaca mektuplarla kurtulmuş” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 4/12/2016 الأحد
Güncelleme: 12:06 - 4/12/2016 الأحد
Yeni Şafak

İkinci Dünya Savaşı yıllarında Almanya bir kısım Kırım Tatarını esir alıp kamplarda zor şartlar altında çalıştırdı. Almanya'nın işgaliyle sonuçlanan savaşın ardından ise Sovyetler Birliği, Alman kamplarında kalan Kırımlıları geri istedi. Kırımlılar için Sovyetlerin eline düşmek adeta ölüm demekti. Bu sırada İstanbul'da ise tanıdıklarını kamplardan kurtarmak isteyenler harekete geçmişti. Fatih Aslanhane Caddesi'nde 'Hamza Bey'in Kahvesi'nde, Hamza Göktay ve Cafer Gülümoğlu önce Tatar arkadaşları ve yakınlarının adreslerini kayıt altına almak için bir defter tutmaya başladı ancak daha sonra işler değişti. Avrupa'daki kamplardan kurtulmak isteyen Kırım Tatarları kahvehaneyle irtibata geçince, Göktay ve Gülümoğlu da buraya gelmek isteyenler için harekete geçti. O zamanlar gelmelerinin tek şartı ise Türkiye'de akrabalarının olduğunu kanıtlamalarıydı. Göktay ve Gülümoğlu kamplarda isimlerini bir şekilde öğrendikleri kişilerin akrabalarıymış gibi mektup yazıp yüzlerce insanın hayatını kurtardı.





ANNEM SANDIĞINDA SAKLARDI


Defter şimdilerde Cafer Gülümoğlu'nun torunu Süleyman Akçura'da. Akçura, dedesini 80 yıl önce tuttuğu deftere gözü gibi bakıyor. Küçükken defterden haberdar olmadığını söyleyen Akçura, defteri keşfediş hikayesini şöyle anlatıyor: “Defteri küçüklüğümde pek fazla hatırlamıyorum ama hep annemin sandıkta sakladığını biliyordum. Açıp da içinde ne olduğunu bize ne dedem anlattı ne de dayım. Bir gün dayımın kızı Zehra teyze bize geldiğinde defterden bahis açıldı. Kendisi çok düşkündü anavatanına. Zehra teyze bunları açınca ilgilenmeye başladım. Küçüklüğümde kulak dolgunluğu olan şeyler de yavaş yavaş oturmaya başladı"





GELENLER YENİ BİR HAYAT KURDU


Dedesi ve dayısının Avrupa'yla iki yıl boyunca mektuplarla irtibat kurduğunu kaydeden Akçura, “Avrupa'daki kamplarda yaşam mücadelesi veren Tatarların her biri zaten birbirini tanıyor. Dedemlerin bu girişimi de anında duyuluyor, 'Kurmaca mektuplarla size yardımcı olacağız' deniliyor. 1946 yılından 1948'e kadar birçok aileyle buraya gelmeleri için ciddi irtibatlar sağlanmış. Gelenler ise kendilerine burada sıfırdan bir hayat kurmuş. Avusturya'dan gelen Yunus Basin mesela... 1946 yılında yazışmalar başlamış. 1948'de Türkiye'ye gelebilmişler. Kendilerini de yakInen tanırdım. Buraya gelenlerden biri de hep isimlerini duyduğum Cemil amca ve eşi Cemile teyzeydi Rahmetli babam evde oturmaz, her bayram bizi alır şehirde ne kadar Kırım Tatarı varsa ziyaret ederdik. O zamanlarda hatırlıyorum, Kırımlılar Türkiye'ye hep ak topraklar derdi. Vatan toprağına gidelim, yerleşelim fikri onların aklında hep vardı, hala da vardır" şeklinde konuşuyor.





BİR CEMİYETİN İLK ADIMLARI


Defter ile birlikte bir cemiyetin ilk adımlarının atıldığını belirten Akçura, “Fatih Aslanhane Caddesi Numara 8'de dedem Cafer Gülümoğlu ve Hamza Göktay tarafından oluşturulan Kırım Türk Cemiyeti'nin ilk temelleri diyebileceğimiz bir belge bu defter. O zamanlar Avrupa'dakilerin Türkiye'ye gelebilme umutları yok. Kampdakiler arasında da Hamza dayımın kahvesi bir şekilde duyuluyor. Kahvehaneyi adeta bir üs ediniyorlar ve oradan yazışmalar başlıyor. Yazışmaların hepsi de defterle kayıt altına alınıyor. Bu kayıtlar bir yerde işe de yaramış aslında. Buraya geldiklerinde mesleği ya da bir hayatı olmayan insanlardan bahsediyoruz. Kayıtlar sayesinde onlar için Erenköy taraflarında kamp gibi bir yerleşke kurulmuş" diyor.



Eski ve yeni adresler


Tarihi belge niteliği taşıyan defterde göç eden kişilerin fotoğrafları, isimleri ile Avrupa'daki adresleri, Türkiye'de bulunan yakınlarının ismi ile adresi, iletişime geçilen tarih ile Türkiye'ye geldiği tarih ve şimdiki adresleri bulunuyor.



Şehit çocuklar defterde


Defterdeki bazı aile fotoğraflarının üzerinde artı işaretleri bulunuyor. İşaretlerin anlamı ise fotoğraf altında şöyle açıklanmış: “Şu işaret olan çocuklar, talebeler ve insanlar belirsiz bir infilak neticesi şehit olmuşlar"



En çok kayıt İtalya'dan


Defterde Avusturya'dan 62, Almanya'da 36, İtalya'dan 69 ve İsviçre'den 10 olmak üzere toplam 177 kayıt bulunuyor. Bazı sayfaları ise eksik... Hamza Göktay'ın kahvehanesinin yerinde şimdi başka bir dükkan var. Dükkan sahipleri ise kurtarılan hayatlardan habersiz.







#Süleyman Akçura
#Sovyetler
#Kırım Tatarı
٪d سنوات قبل