Hiç birimiz annelerimiz gibi örtünmüyoruz. Baş örtülerimiz, giydiklerimiz, 'tarzı'mız, bırakın 40-50 yılı, 10 yıl öncesinden bile çok farklı. Tabi bu konudaki düşüncelerimiz de… Günlerce, aylarca bunla ilgili her ayrıntıyı masa yatırdık, konuştuk, tartıştık. Ancak tesettür ile ilgili tartışmaların süregelmesi bir anlamda tekstil sektörünü de besliyor. Piyasanın büyümesinin en ilginç sonuçlarından biri de çemberimizin hayli genişlemesi. Yani artık bu işin içinde artık sadece biz yokuz. Mankeni de var, şarkıcısı da... Ünlü bir simanın başını örtmesinde tabi ki bir beis yok. Ama mesele o değil, başörtünün 'şov' malzemesi haline gelmesinde.
Geçtiğimiz hafta magazin gündemini meşgul eden konulardan biri de doğrudan 'başörtüsü'yle alakalıydı. Ünlü sunucu Ece Erken, TRT ekranlarında yayınlanan bir program için canlı yayında başörtüsü taktı. Olay hemen sosyal medyada tartışılmaya başladı. “Canlı yayında kapanarak reklam yaptı” diyen de oldu, ”çok yakıştı” diyen de... Hatta “Türkiye nereden nereye geldi” gibi cümleler de kuruldu. En beklenmedik tepki ise ünlü şarkıcı Seda Sayan'dan geldi. Sayan, yıllar önce benzer şekilde, kendi programında başını örttüğünü, bu nedenle de RTÜK'ten ceza aldığını söyledi. Olayın takipçisi olacağını da ekleyerek, 'geçen sürede ne değişti' diye sordu hayranlarına. Allahtan kısa bir süre sonra RTÜK açıklama yaparak, programın Seda Hanım'ın baş örttüğü için değil, ürünün gizli reklamını yaptığı için ceza aldığını açıkladı. Buna sevinmedik desek yalan olur. Zira Seda Sayan'ın 'başörtüsü mağduru' olduğu bir dünyayı kabullenmek hepimiz için biraz zor olurdu!
Evet biz değişiyoruz. Ama mesele artık o kadar büyük ki, bizim değişimimizden dahi bağımsız ve hızlı ilerliyor. Biz fark etmeden tesettür şov büyüyor. Reklamlarda başörtülüler için şampuan reklamları dönüyor, kim daha önce tesettüre girdi kavgaları paparazzi programlarına konu oluyor. Bizler ise yavaş yavaş konunun dışına çıkıp, dışarıdan olan biteni anlamaya çalışıyoruz. Yükselen 'değer' ilgi görmeye devam ediyor.
Tabi tesettürün şov haline gelmesinin tek örneği yukarıdaki örnek değil. Dikkat çekici başka bir olay da Şubat ayında yaşandı. 10. İzmir Abiye Fuarı'nda gerçekleşen Karma Tesettürlü Tasarımcılar defilesinde tasarlanan kıyafetleri ünlü mankenler taşıdı. Bu isimlerin hepsi kıyafetlerle beraber başlarını örterken, defilenin 'en ünlü' ismi olan Özge Ulusoy'un örtünmemesi gözlerden kaçmıyordu. Magazin basınına göre Ulusoy kapanmak istememişti. Bu bağlamda Ulusoy'un içinde bulunduğu tesettür şovu reddedip, bir anlamda kendi şovunu yapmayı tercih etmiş olduğunu söyleyebiliriz. İlginç olan ise bunun bir manken için 'tercih' olması. Yani başını örtmemesi Ulusoy için bir Türkan Şoray kanunu mudur, öyleyse bunun nedeni nedir, bilmiyoruz. Ya da tesettür giyim defileleri ancak ünlü mankenlerin varlığıyla mı gerçek değerini bulur... Sorularımızın yanıtı net değil. Netleşse de canımızı hayli yakacak. Ancak bunun uzun uzun tartışılması gerektiği bir gerçek.
