“Ortadoğu ne demektir? Neyin ortasıdır? Kime göre ortadır bu coğrafya. Yetmezmiş gibi bir de “Yakındoğu"nun bir parçası diyorlar. Kime yakın? Kime uzak?" Peki Türkiye nerede? Kimin yakınında, kimin uzağında? Ülkelerin, milletlerin, kültürlerin nerede durduğunu belirleyen merkezler bizi nerede konumlandırıyor?
Felatun Beyle Rakım Efendi'den Fatih Harbiye'ye, Huzur'dan, Benim Adım Kırmızı'ya kadar edebiyatın da derdi olmuş bir meseledir Türkiye'nin nerede olduğu… Ne doğuya ne batıya yaranamayan “Araf"ta bir memleket… Hiçbir zaman tek bir tarafta olmayacağız bu aşikar, ama bir tarafta olmak yerine kendimizi bilmekle başlayabiliriz belki tanımaya… Yazar Ertuğrul Fındık'ın kaleme aldığı ismiyle müsemma Gavurca-Türkçe Sözlük tam bu noktada bildiğinizi sandığınız kavramların, cümle kalıplarının aslında bildiğiniz değil bilmeniz gereken şekilde zihninize kazıdığınızı ifade ediyor.
Kavramlarla yürütülen bir cephe savaşı içinde olduğumuzu söyleyen yazar Batı'nın yani kendi deyimiyle 'gavurların' zihinlerimizi, düşünme biçimlerimizi de inşa ettiğine dikkat çekiyor. “Dinlerarası diyalog", “başkası olma kendin ol", “savaşta her yol mübahtır", “empati", “dünya vatandaşlığı", “gelişmekte olan…" diye başlayan kavramların tanımını yeniden yapıyor ve madalyonun öbür yüzüne çeviriyor okuru. “Birey" kavramı kullanılırken aslında , “ben süperim, ben önemliyim, ben, ben, ben…" dediğinizi, “dünya vatandaşlığı"nın köleliğin peşinen kabulü olduğunu, insanın bağlarını, kökenlerini inkar etmesi anlamına geldiğini, “profesyonel" kelimesinin Türkçesinin aslında dünyanın kuralına uy, dünyanın oyuncağı ol, demek olduğunu ifade eden yazar, “barış"ı ise şöyle tanımlıyor: Ölmediğim, ama herkesi öldürebildiğim ortam…
Sözlüğü “Bir uyandırma kitabı... Bir zihin temizleme süreci, bir arınma çabası, bir farkında olma sevdası benimkisi" diyerek tanımlayan yazar, çarpıcı örneklerle bir 'düşünme biçimi' oluşturmaya çalışıyor.
Sözlük özellikle son yıllarda modernizmin hayatımıza dahil ettiği ve farkında olmadan zaman zaman kullandığımız kavramların ilk önce “dayatılan" tanımını yapıyor, sonra da kimi zaman mizahi kimi zaman vurucu ifadelerle başka bir düşünme şeklinin de olduğuna işaret ediyor. Bu kavramların düşmanı olmadığını, sadece keilmelere sahip çıkma derdinde olduğunu belirten Ertuğrul Fındık, önsöz bölümünde oldukça iddialı sözlerle ifade ediyor derdini: “Bu sözlük bir başlangıç. Ne bu savaş, ne de gâvurun kavramları bitecektir kıyamet gününe kadar. Benim bı- raktığım yerden siz devam edin. Satır aralarında çelişkiye düştü isem hoş görün ya da kendinizi tutamıyorsanız uya- rın. Kitabı bitirdiğinizde zihninizde 'gâvurun kavramları' diye bir şey filizlenir ve bu kavramlara karşı gardınızı almayı mesele haline getirirseniz bu kitabı toptan çöpe de atabilirsiniz."
Sosyal medya hesapları aracılığıyla kelime kartlarının okurlarla paylaşıldığı Gavurca Türkçe Sözlük bu anlamda sanal ortamda da varlık göstererek canlı kalacak.
- Kitabın künyesi:
- Gâvurca-Türkçe Sözlük
- M. Ertuğrul Fındık
- Öncü Yayınevi
- Haziran 2016
- 64 sayfa
