Yalnızlık, zaman ve pişmanlık... Üç Nokta – Mânâya Vuslat isimli kitabında Ahsen İlhan bu ve bunun gibi kavramların üzerinde durmaya çalışıyor. Hayy Kitap etiketi taşıyan bu ilk kitabında İlhan duygusal bir anlatıyla adeta başka bir dünyanın içinden denemelerle okuruna sesleniyor. İçten bir muhabbete benzeyen metinler okurunu da bu muhabbete davet edecek kadar açık. Kitabın sayfalarını çevirdikçe okur İlhan’ın cümlelerinin eşliğinde bir yola çıkmış oluyor.
MUHABBETLE DEVAM EDEN YOL
Kitap dokuz ayrı bölümden oluşuyor. Yazar yolculuk boyunca bazı kavramların anlam arayışındayken sayfalar ilerlerken her şeyi yeniden anlamlandırmaya başlıyor. İlhan kelimeleriyle kalbe dokunan, samimi bir el uzatış ile çağrı yapıyor. Varoluşun özüne dönüyor ve bizi hakikate yaklaştıran o kederli ve uzun yolun sırlı güzelliklerine kapı aralıyor. İşte bu yolculuktaki en keskin duraklardan biri de yalnızlık. Bu kavramı irdeleyen İlhan, duygusal bir anlatıyla okurlarına adeta başka bir dünyanın içinden sesleniyor. Kendisiyle yaptığı içten bir muhabbete benzeyen metinler okurunu da bu konuşmaya davet edecek kadar samimi ve açık.
Yolun başka bir durağında da zaman kavramı var. Burada da kendimizi bir düşünce pratiğinin içinde buluyoruz. Bu kavramın insan için nasıl değişken bir hale gelebildiğini sorgulayan yazar, ölüm ve ölüm korkusunu da buradan yola çıkarak açıklamaya çalışıyor. Bunu yaparken tecrübelerinden besleniyor ve kendi hikâyeleriyle de kavrayışımızı derinleştirmeyi başarıyor.
Başta çetrefilli gibi görünen yol, yazarın yönlendirmesiyle kolaylaşarak sonuca ulaşıyor. Kitabın son sayfalarında karşımıza çıkan karanlık kavramı da aslında bu cümlelerin bir karşılığı niteliği taşıyan yorumlarla aydınlatılıyor. Buradaki cümleleri karanlıktan çıkıp mânâya erişmek isterken karşılaşılacak tuzaklara karşı uyarılar olarak görebiliriz. Yolun sonunda ise vuslata ermek var. Yazar son satırlarında okuruna ufak bir uyarıda bulunarak yolcuğu sona erdiriyor: “Mânâya vuslat, asla ‘varmak’ değildir. Mânâya vuslat; nefesin yettiğince, ömrün el verdiğince -sadece- aramaktır”
