|

Yaşamış olduğumu ispatladım

Kitabın ilk şiiri olan Lethe Irmağı’nı okumalarını isterim. Ben kitabıma “Şairlerin kalbine mısra mısra şiirler / lütfuyla ilham eden yüce Rabbin adıyla...” diye başladım. Okurun da kitabımı okurken bu mısralarla başlamasını isterim. Lethe Irmağı kitabımın bir nevi besmelesidir.

04:00 - 15/07/2020 Çarşamba
Güncelleme: 05:50 - 15/07/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
Abdulhâlik Aker
Abdulhâlik Aker

Abdulhâlik Aker 1989 yılında Diyarbakır’da dünyaya geldi. Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 2014 yılında lisans, 2018 yılında ise “Modern Hece ve Süleyman Çobanoğlu” konulu tez çalışmasıyla yüksek lisans mezunu oldu. İlk şiiri 2012 yılında Dergâh’ta yayınlandı. Mahalle Mektebi, Yedi İklim, Kundak, Alandayız, Tasfiye ve İtibar şiirlerinin yayınlandığı diğer dergiler oldu. İlk şiir kitabı Şehrin Şarklısı ise Ketebe etiketi taşıyor.

İlk eseriniz yayınlandığında neler hissettiniz?

Heyecanım ve sevincim ilk şiirim yayınlandığında hissettiğim heyecan ve sevinçten daha fazla değildi. Sadece dünyada bir iz bırakmış olmanın verdiği ve tarif edemediğim bir duygu vardı içimde. Artık benden sonrakilere yaşamış olduğumu ispatladım, diye düşündüm.

Kitabınızı elinize alınca ilk olarak ne yaptınız?

Taşrada olmanın bir dezavantajını da burada gördüm. Kitabımı benden önce bir hayli kişi eline aldı, okudu ve hatta bazıları nispet yaparcasına fotoğraf çekip gönderdi. Çarşıda olduğum bir gün hanım arayıp kitapların geldiğini söyledi. Yarım saatlik yol boyunca sanırım hep kitabı düşündüm. Eve gelip ilk elime aldığımda şiirlerin kitap kâğıdı üzerindeki duruşuna baktım bir zaman. Sonra -yazarken de yaptığım gibi- tek başıma bir odaya çekildim ve sessizce bir iki şiir okudum içinden.

İlk kitabınızı kime imzaladınız?

İlk kitabımı Burhan Yemiş’e imzaladım. Dergilerde yayınlanan şiirlerim bir kitap oluşturacak yekûna ulaştığında bana kitap çıkarmayı düşünüp düşünmediğimi sordu. Düşündüğümü fakat İstanbul’da iyi bir yayıncıdan kitap çıkarmanın Karaman’da yaşayan biri için pek de kolay olmayacağını söyledim. O da Ketebe için Ahmet Murat ile görüşebileceğini söyledi. Arayıp Ahmet Murat ağabeyin dergilerde yayınlanan şiirlerimden haberdar olduğunu öğrendiğimde ise çok sevindim ve dosyayı ona gönderdim. Sonrası malum. Bu nedenle daha kitap çıkmadan bunun sözünü vermiştim zaten. Çıktığında da üzerine 0001 yazarak ilk kitabımı onun için imzaladım.

Okur önce hangi şiirinizi okumalı?

Kitabın ilk şiiri olan Lethe Irmağı’nı okumalarını isterim. Ben kitabıma “Şairlerin kalbine mısra mısra şiirler / lütfuyla ilham eden yüce Rabbin adıyla…” diye başladım. Okurun da kitabımı okurken bu mısralarla başlamasını isterim. Lethe Irmağı kitabımın bir nevi besmelesidir.

Gece mi yazarsınız, gündüz mü?

Baskın bir zaman yok şiir yazmam için. Fakat geceleri daha çok tercih ettiğimi düşünüyorum. Az da olsa bu anlamda gecenin oranı gündüze göre daha fazla. Zamandan ziyade ortamın sessiz olmasını hatta yalnız olmayı isterim. Yazdığım ortamda birileri olduğunda sanki tepeme dikilmişler de satır satır yazdıklarımı okuyorlarmış gibi hissederim. Bu da beni rahatsız ediyor. Bunun tek istisnası Konya tramvayıdır. Konya tramvayı haricinde kalabalık bir ortamda yazdığım tek bir şiirim yoktur.

Defter mi, bilgisayar mı?

İlk şiirlerimin tamamını -o zaman da bilgisayarım olmasına rağmen- deftere yazdım. Deftere yazıp daha sonra bilgisayarda temize çekiyordum. Hâlâ eski defterlerimi atamıyorum çünkü her karıştırdığımda bir kenara bazı mısralar karaladığımı görüyorum. Bazen bu mısraların ilhamıyla yeni bir şiir de meydana geliyor. Örneğin Maça Kızı isimli şiirim böyle yazıldı. Yıllar önce defterime yazmış olduğum “madem sevmeyecektin neden annem Kürt dedin” mısraıyla karşılaşıp şiirin geri kalanını yazdım. Fakat yaklaşık son dört beş yıldır da hep bilgisayara yazıyorum. Bu zaman içerisinde sadece Âdem’in Torunu’nu kalemle yazdım. Bundan sonra da böyle devam edecek gibi. Arada bir defter-kalem kaçamakları olsa da bilgisayar asıl yazı gerecim olarak hayatıma yerleşti sanırım.

#Abdulhâlik Aker
#Diyarbakır
#Ketebe
4 yıl önce