|

Yedinci Kıta hepimizin eseri

“Yedinci Kıta” temasıyla düzenlenen 16. İstanbul Bienali yaşadığımız dünyaya, insanın doğa ve iklim üzerindeki etkisine ve onunla olan etkileşimine odaklanıyor. Küratör Nicolas Bourriaud’a göre bienal, insanlık tarafından evrene bırakılana bakıp insanla insan olmayan arasındaki iletişimi sorgulayacak.

Seray Şahinler Demir
04:00 - 15/09/2019 Pazar
Güncelleme: 05:09 - 15/09/2019 Pazar
Yeni Şafak
“Kuluçka ve Tükenmişlik”
“Kuluçka ve Tükenmişlik”

İstanbul’u çağdaş sanat dünyasının gündemine taşıyan etkinliklerden 16. İstanbul Bienali başladı! İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen bienal bu yıl 25 ülkeden 56 sanatçının 220 eserini izleyiciyle buluşturuyor. Türkiye’den ise 8 sanatçı var. Birbirinden farklı alanlarda çalışan sanatçıların bienal için özel olarak ürettiği 36 yeni eser 10 Kasım’a kadar sergilenecek. Bu yıl da ücretsiz gezilecek bienal, pek çok ilke ev sahipliği yapacak.

Bienal bu yıl önceki yıllara nazaran şehrin tamamına yayılmıyor ve şehrin 3 noktasına konumlanıyor. Tophane’deki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi bünyesinde uzun yıllardır kapalı olan Resim Heykel Müzesi bienal vesilesiyle kapılarını açtı. Resim Heykel Müzesi’nin yanı sıra Pera Müzesi ve Büyükada bienalin mekanlarından…

EKOLOJİK SORGULAMALAR


  • Bienalin bu yılki teması ise dikkate değer. Fransız yazar ve akademisyen Nicolas Bourriaud’un küratörlüğünde gerçekleşen bienal, “Yedinci Kıta” başlığıyla ekolojik sorgulamalara giriyor. Bu kapsamda doğa üzerinde yarattığımız tahribat, iklim değişikliği, insanın doğaya müdahale süreci ve bu sürecin yine insanla etkileşimini irdeleyen işlerle karşı karşıyayız.
  • Bourriaud, işlerin insanla insan olmayan arasında kurduğu bağa odaklandıklarını ve ekolojik bir felakatten ziyade antroposeni tarif ve dokumente edecek çalışmalara yoğunlaştıklarını kaydediyor. 16. İstanbul Bienali’nin insanlık tarafından evrene bırakılana bakıp insan olmayanla etkileşimine bir pencere açılacağını ve ilişkisel bir antropoloji kuracağını kaydeden küratör, bienalin post kültürel bir sergi olarak adlandırılabileceğini belirtiyor.
  • Bienalde yer alan işler antroposenle birlikte günümüzün en önemli konularından göç, kimlik, beden üzerine de söz söylüyor. Özellikle Resim Heykel Müzesi’nde bu konulara atıfta bulunan işlere rastlıyoruz. Kölelik tarihi, yerinden edilme ve travma üzerinde çalışan Radcliffe Bailey’in bienal için hazırladığı ahşap tekne «Nommo» görülmesi gereken eserlerden… Sanatçı Avrupalıların köleleştirdikleri Afrikalıları Batı’ya götürmek için bindirdikleri gemilere gönderme yapıyor. Türkiye’de zaman zaman özellikle Suriyeli mülteciler için benzer işlerin yapıldığını da hatırlatalım.

EMPATİ MAKİNESİ NE SÖYLÜYOR?


Eva Kot’atkova’nın “Empatiyi Yeniden Kurma Makinesi” ise bienalin temasını başarıyla yansıtan işlerden. Çek sanatçı bir dikiş ve hikaye anlatım içinde barındıran yerleştirmesinde katılımcılara yaşadıkları dünyayla ve buradaki diğer varlıklarla ilişkileri üzerinde düşünme alanı açıyor. “Empatiyi Yeniden Kurma Makinesi” kendini yarım, kırık, yaralı hisseden insanları, hayvanı, nesneyi ve bitkiyi barındıran kumaş parçalarını dikerek yaşayan bir organizma çağrışımı yaptırarak hem paylaşım hem eleştiri imkanı oluşturuyor.

Japon asıllı İngiliz sanatçı Simon Fujiwara’nın “Dünya Çok Küçük” adlı çalışması ise bienalin ilgi çeken işlerinden. Fujiwara’nın yarattığı “albenili dünya”nın hikayesi ise oldukça ilginç. Sanatçı İstanbul yakınlarındaki bir lunaparak düzeneği imalatçısının çöp kutusundan aldığı figürlerle hazırladığı işte üç mimari maketi bir araya getiriyor. Sesler ve titreşen objeler eşliğinde girdiğiniz bu küçük dünyada minyatür bir şehir karşınıza çıkıyor. Görünen sevimli dünyanın altında ise kapitalizmin nasıl maskelendiği üzerinde duruluyor.

Elmas Deniz’in antroposenin getirdiği değişimlere dikkat çeken işinde ise insan eliyle değiştirilen coğrafya ve doğanın uğradığı tahribat incelenmiş. Sanatçı burada ortadan kaybolmuş akarsularla ilgili iki yapıt sergiliyor. İstanbul’un Şişli’den Taksim’e kadar olan bölgeyi kapsayan topografik rölyefte bugün var olmayan nehir ve dere yatakları işaret ediliyor. Bergama yakınlarındaki dereye odaklanan duvar yerleştirmesinde ise doğa ve inana kaynaklı tükenişler irdeleniyor. 16. İstanbul Bienali mekan, program ve sanatçıları hakkındaki tüm bilgiyi bienal.iksv.org adresinden edinebilirsiniz.

#Yedinci Kıta
#16. İstanbul Bienali
#Empatiyi Yeniden Kurma Makinesi
#Nicolas Bourriaud
#Empati
5 yıl önce