|

Zeid sanat camiasını karıştırdı

İlk kadın ressamlarımızdan olan Fahrelnissa Zeid'in hayatını anlatan belgesel sanat dünyasını karıştırdı. Filmin hatalı olduğunu söyleyen Burcu Pelvanoğlu'na karşılık yapımcı Zuhal Demirarslan ve danışman Yahşi Baraz "Türk sanatı baltalanıyor" diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/11/2017 Pazar
Güncelleme: 11:05 - 12/11/2017 Pazar
Yeni Şafak
​Eserleriyle sanat tarihimize damga vuran ilk kadın ressamlarımızdan Fahrelnissa Zeid’in belgeseli sanat camiasını karıştırdı.
​Eserleriyle sanat tarihimize damga vuran ilk kadın ressamlarımızdan Fahrelnissa Zeid’in belgeseli sanat camiasını karıştırdı.

Eserleriyle sanat tarihimize damga vuran ilk kadın ressamlarımızdan Fahrelnissa Zeid’in belgeseli sanat camiasını karıştırdı. Zuhal Demirarslan’ın hazırlayıp sunduğu “Benim Sanatım” adlı belgesel, 20. yy'ın en önemli sanatçıları arasında gösterilen Fahrelnissa Zeid’ in hayatı, renkli kişiliği ve sanat anlayışını konu ediyor. Belgeselin ‘yalan yanlış’ bilgilerle dolu olduğunu öne süren sanat tarihçi Burcu Pelvanoğlu sosyal medya hesabından belgeselin danışmanı Yahşi Baraz’ı topa tuttu. Galeri Baraz'ın sahibi, sanatçı ve koleksiyoner Yahşi Baraz ise “Bunların dünyadan haberi yok. Eleştiri nasıl yapılır gidip öğrensinler. 45 senemi bu işlere verdim, benimle sokak ağzıyla konuşuyor. Sanat terminolojisini bile bilmiyor” diyerek Burcu Pelvanoğlu’nun eleştirilerine cevap verdi. Belgeselin yapımcısı Zuhal Demirarslan ise “Dedikodu tarzında yorumlar yazılıyor. Başka kimseden eleştiri gelmedi. Bu belgesel üç aylık titiz bir çalışmanın ürünü” diyerek yaptığı belgeseli savundu.


ONU FİKRET ADİL KEŞFETMEDİ

Çeyrek asır önce kaybettiğimiz sanatçının tabloları geçtiğimiz aylarda İstanbul Modern’de sergilendi. Berlin’den Beyrut’a birçok coğrafyayı dolaşmaya devam eden sergiyle eş zamanlı olarak Zuhal Demirarslan’ın hazırlayıp sunduğu bir belgesel yapıldı. Geçtiğimiz hafta bir televizyon kanalında gösterilen belgeseldeki bazı detaylar gündem konusu oldu. Sosyal medya üzerinden attığı tivitlerle dikkat çeken akademisyen Burcu Pelvanoğlu, belgeselde gördüğü eksik ve hataları şöyle sıralıyor: “Belgeselde birbirinden değerli kişilerle görüşmeler yapılmış. Örneğin Levent Çalıkoğlu ve Yahşi Baraz, Fahrelnissa’nın ilk evliliğinden olan Nejad ile olan ilişkisi üzerinde duruyorlar. Ancak hazırlanan kronolojide şöyle bir akış var: 1919'da kızlar için sanat akademisine girdi, ardından Paris'te Ranson Akademisi'nde Roger Bissier'nin öğrencisi oldu ve hemen ardından da 1936 yılındaki doğum yaptı. Belgeselde 1923 doğumlu Nejad Devrim ve 1926 doğumlu Şirin Devrim yok sayılıyor. İkinci önemli hata, Fahrelnissa Zeid’i 1941 yılında Fikret Adil’in keşfettiğinin söylenmesi. Bu oldukça büyük bir hatadır. Zira Fahrelnissa ile Fikret Adil’in dostlukları 1920’lerin sonu 1930’ların başında başlamıştır. Yani, belgeselden bahsedilen tarihten en az 10 yıl öncesinde başlayan bir dostluk söz konusudur. Fahrelnissa, belgeselde yok sayılan İzzet Melih ile evli olduğu bu yıllarda, birlikte Fikret Adil’in Asmalımesçit’teki tavanarasının müdavimlerinden olmuşlardır. Fahrünnisa’nın sanat kariyeri de belgeselde anıldığı gibi D Grubu ile değil; tam da bu dönemde, Fikret Adil’in tavanarasında sanatçı dostlarıyla buluştukları dönemde başlar. Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin 15 Şubat 1931 tarihinde Moskovit Salonu’nda açtıkları 4. Sergide Fahrelnissa’nın 2 resmi yer alır. Sanatçı, birliğin aynı yıl açtığı 5. Sergiye de katılır. Belgesel açısından 5. Sergi bir ayrıntıdır ancak 4. Sergi ayrıntı değil; sanatçının hayatında bir dönüm noktasıdır. Belgesel bunu görmezden gelmiş. Belgeselde Fikret Adil’in ilk sanat eleştirmeni olarak anılması ise bir başka yanlış. Ayrıca Belgesele sponsor olan koleksiyoncunun Fahrünnisa ile ilgili görüş bildirirken "100 yıl önce Türkiye'de modern sanatın olduğunu gösterdi" demesi garipsenecek bir yorumdur. Sponsorun belgeselde görünmesine bir itirazım yok. Sponsorun her sponsor olduğu konuda bilgili olmasına da imkân yok ancak yapımcının sponsorun konuşmasını düşünmesi ve belgeselin seviyesini düşürecek bir ifadeye imkân vermemesi gerekirdi."


LONDRA’DAN TEBRİK MEKTUPLARI GELDİ

Uzun yıllardan beri sanat dünyasının içinde olduğunu ifade eden Baraz ise iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek şunları söyledi: “Fahrelnissa Zeid ve ailesini çok yakından tanıyorum. Zuhal Demiraslan belgesel konusunda bana geldiğinde memnuniyetle kabul ettim. Zaten bu konuyu yakından takip ediyorum. Londra'da Tate Modern'de açılan serginin kataloğuna ben yardımcı oldum. Elimde Zeid’le ilgili çok fazla doküman var. Bütün dokümanları yolladım. Hatta bana Londra'dan teşekkür mektupları geldi. Zuhal Hanım ile bir buçuk saatlik bir konuşma yaptık. Fahrelnisa Hanım'ı ve ailesini tanıttım. Kendisini ilk kez 1964 yılında, akademide Mimar Sinan Üniversitesi’nde öğrenciyken, yine akademinin salonlarında sergi açtığında tanıdım. 1989'dan itibaren de, Ürdün'e giderek kendisiyle defalarca görüşmeler yaptım.”

Yahşi Baraz, 1898 ve sonrasında doğan sanatçıları tanıdığını belirterek belgeseldeki bilgilerin yanlış olduğu söyleyen sanat tarihçi Burcu Pelvanoğlu'na çok sert bir dille şunları söyledi: “270'den fazla kişisel ve grup sergisi açtım. 2010 yılında yayınevi kurdum ve altı sanat kitabı çıkardım. Sanat ortamını çok iyi tanırım. 73 yaşındayım ve bir çok ülkeyi dolaştım. Ssoyal medya hesabında ‘Biri de çıkıp’ diyerek beni kastediyor, böyle çirkin bir şekilde beni aşağılaması kabul edilecek bir şey değil. Benim durumumda birini nasıl bu dille eleştirmeye kalkıyor.” Pelvanoğlu’nun sanat terminolojisini bilmediğini öne süren Baraz, “Gitsin Amerika'da, Avrupa'da yazılan sanat yazılarını ve eleştirilerini okusun. Orada şöyle bir şey eleştirilecek ise neden yanlış olduğu anlatılır. Ömrünün 45 senesini sanata vermiş bir insana sokak ağzıyla, arabesk bir şekilde konuşması onun ne kadar düşük seviyede olduğunu gösteriyor. Ben de ona, onun anladığı şekilde cevap veriyorum. Onun söylediği şeyler yanlış. Daha Fikret Adil'i bile tanımıyor. Fikret Adil 1930'lu yıllardan 1960'lı yılların ortalarına kadar olan süreçteki en etkin sanat yazarıdır. Bir de bu cehelati ile sanat tarihçi olarak öğrenci yetiştiriyor” şeklinde konuşuyor.

TÜRK SANATINI BALTALIYOR

Türkiye'den Semra Germener, Ahmet Kutsi Tecer, Belkis Mutlu, Nejat Diyarbakırlı, Mustafa Cezar gibi sanat tarihine katkı sunmuş önemli isimlerin geçtiğine ve bu alanda iz bırakan eserlere imza attıklarına dikkat çeken Baraz, ağır eleştirilerine şöyle devam ediyor: “Geçmişteki sanat adamlarına bakıyorum, ne kadar kibar ve görgülü insanlardı. Bir de bu kadına bakıyorum, Türkiye'nin geldiği acınacak noktaya bakın. Sanat tarihçileri galeri gezerler. Ben sanat arşivi konusunda çok büyük çaba harcadım. Burcu Pelvanoğlu bir gün galerime gelip de burada neler yapıyorsunuz demedi. Bu bile onun ne kadar sanatın dışında biri olduğunu gösterir. Benim 30 bin adet, dünyanın her yerinden topladığım kitabım var. Türk plastik sanatlar tarihini yakından bilirim. Dünya müzelerini ve galerilerini gezerim. Dört duvar arasında oturup, yorum yapamazsınız. Bu tip insanlar Türk sanatını baltalıyor. Lütfen bunları yapmasınlar. Sanat dünyası onlar yüzünden gelişemiyor. Bütün bunları dikkat çekmek için yaptığını düşünüyorum. Bu terbiyesizliktir ve bu davranışlar hiçbir sanat ortamına uymaz. Ben hayatımda her yerde takdir görmüş bir insanım. Bu şekilde beni karalayamaz. Böyle bir konuşma yapıp kenara çekilemez. Sanat dünyası bu tip kıskanç insanlar yüzünden gelişemiyor. İnternet gelişince sosyal medya çıktı. Bunlar buralarda yazı yazınca insanlar bu kişiyi bir şey sanıyor. Yoksa Burcu Pelvanoğlu'nu kim tanır. Çıksın söylesin o zamanlar Fikret Adil'den başka kim vardı.”

ÇIKSIN GEREKÇESİNİ SÖYLESİN

Belgeseli hazırlayıp sunan Zuhal Demirarslan ise şu açıklamayı yaptı : "Burcu Pelvanoğlu dışında hiçbir sanat tarihçisi belgelese eleştiri yöneltmedi. Sadece Burcu Pelvanoğlu dedikodu tarzında yorumlar yazdı. Onun hata olarak gösterdiği hiçbir şey hata değil. Sanatçının ailesinden teşekkür maili aldım. Belgeselde Nejad Devrim yok diyor ama var. Biri dedikodu yapıyor diğer kişi de o dedikoduyu alıp haber yapıyor. Bu belgesel üç aylık titiz bir çalışmanın ürünü. Burcu Hanım'ın işaret ettiği noktalar hata değil. Kötü niyetle karalama amaçlı açıklamalar yapmış. "


Bilgisizliğin verdiği cesaret var

Burcu Pelvanoğlu, ‘dedikodu yapıyor’ eleştirilerine karşı şu sözlerle karşılık veriyor: “Eleştirilerim tamamen akademik yöndedir ve olumlu bir eleştiri, kaliteyi yükseltme amacı taşır. Bundan rahatsız olmak ve eleştiriyi dedikodu olarak nitelendirmek ise, konu ile ilgili bilgisizliğin verdiği cesaret olsa gerektir.”


  • Türkiye'nin ilk kadın ressamlarından biri olan Fahrelnissa Zeid, 1901 yılında Sadrazam Cevat Paşa’nın yeğeni olarak İstanbul'da doğar. 1934 yılında Irak’ın Ankara temsilcisi Emir Zeid ile evlenir, prenses unvanını alır. İlk kişisel sergisini 1944’te Maçka’daki evinde açan Zeid, 2. Dünya Savaşı sonrası belirli süreler yaşadıkları Paris, Londra, New York, Brüksel ve daha birçok şehirde yapıtlarını sergiler. 1976 yılında Amman’a yerleşen sanatçı, kendi adını taşıyan bir sanat enstitüsü kurar ve hayatının sonuna kadar enstitüye destek vererek üretimlerine devam eder. Sanatçı, 1991’de Amman’da hayata veda eder.

#Zeid Belgeseli
#burcu pelvanoğlu
#Sanat
6 yıl önce