|
Fener"in fendi taraftarı yendi...

Fenerbahçe''nin her kritik maçından sonra spor basınından ve Fenerbahçeliler''den ortak bir ses çıkıyor: “Zico gitsin...”

Bu sese Aziz Yıldırım''dan hekese aynı cevap geliyor, “Siz bu işten ne anlarsınız, bize istikrar lazım...” (mealen)

Fenerbahçe sezon başından bu yana 5 resmi maç yaptı.

Ligde ilk maçını utanç verici bir şekilde kaybetti, ikinci maçı kötü futbolla zar zor aldı, üçüncüsünde ise yine beraberlik geldi.

Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası eleme maçlarında Anderlecht''i iki maçta yenmesine rağmen, oynadığı futbolla umut vermek bir yana, sıkıntı, burukluk ve tedirginlik yarattı.

Sezon başından beri sahada dökülüyor Fenerbahçe...

Taraftarlar Roberto Carlos''la avunuyor, avutuluyor...

Fenerbahçe yönetimi şu gerçeğin farkına varmalı:

Sarı lacivertli takımın gelir alt yapısını oluşturan stadyum hasılatı ve Fenerium girdileri, başarıya endekslidir.

Sportif olarak kaybeden bir Fenerbahçe maddi olarak da kaybeder.

Seyirci küser...

Elbette şu andaki manzara bu noktadan uzak görünüyor. Şampiyonlar Ligi''nde gruplara kalan bir takım var.

Ancak bunlar durumu idare edemeyebilir.

Zira unutmamak gerekir ki, Zico''lu Fenerbahçe her geçen gün Fenerbahçeli taraftarın şevkini kırmaktadır, beklentisini sıradanlaştırmaktadır.

Sahaya yansıyanın seyirciye yansımadığını sanmayın...

Görünen köy klavuz istemez: Takımın başındaki teknik adamın karakteri zaman içinde oyunculara da yansıyor; bizzat takımın karakteri haline geliyor.

Terim''in kavgacı ve mücadeleci karakteri bir dönemin Galatasay''ını nasıl belirlediyse, şimdi de Zico''nun “yakışıklı futbol”a dayanan, pres ve mücadelen uzak “temiz oyun” karakteri Fenerbahçe''yi belirliyor.

Siz hiç bu kadar hırstan azade bir Fenerbahçe gördünüz mü?

Tek tek iyi oyuncuları var takımın...

Lugano, Roberto Carlos, Alex, Kezman, Appiah gerçekten üst düzey oyuncular, kendi dönemlerinin en iyi futbolcuları arasında yer alıyorlar.

Zico''nun bunca malzemeden helva yapamaması kabul edilemez bir durumdur...

Ertuğrul Sağlam...

Bu yıl gözümüz en çok Ertuğrul Sağlam''ın üzerinde...

Açıkçası ondan Türk futbolu adına beklentimiz büyük...

Sık sık söylüyoruz Ertuğrul''un başarısı Türk teknik adamlarının önünü açacaktır.

Ertuğrul''un başarısı her biri kendi tarzını üretmiş Güneş, Denizli ve Terim''den oluşan büyülü üçlü yanında, ortak bir anlayışın Türk futboluna hakim olmasının ilk adımı olacaktır.

Ertuğrul bunun açık sinyallerini Beşiktaş''ta veriyor...

Sağlam''ın kenar yönetimi en azından maç sırasında mükemmel...

Bunun maç öncesine taşınması lazım...

Beşiktaş topyekün futbol oynuyor, süratli futbol oynamaya çalışıyor, kenarları kullanıyor...

Ama sahaya çıkan takımın henüz ortak bir futbol kimliği yok...

Ertuğrul bunu çözdüğü anda yolun yarısını tamamlayacaktır.

Milli Takım...

Milli takım bizce en kritik maçlarına çıkıyor.

Denebilir ki Malta ve Macaristan maçları neresi kritik...

Maçların kritik olması zorlukları açısından değil, Türk milli takımımın ciddi bir çıkıştan sonra yaşadığı ciddi iniş döneminin bitip bitmediğini bu maçlarla anlayacak olmamız.

Gerçekten de üst düzey bir performanstan, rakipleri sahada ezen bir milli takımdan kısa sürede sıradan ve titrek futbol oynayan bir milli takıma yelken açtık.

Norveç kazasından sonra gelen Bosna Hersek yenilgisi, Romanya karşısında oynanan inanılmaz kötü futbol bir şaka değildi.

Millilerden beklentimiz, sadece galibiyet değil, iyi futbol ruhunu yeniden kazanmasıdır.

17 yıl önce
Fener"in fendi taraftarı yendi...
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli