|
Gülen ABD için Bin Ladin’den daha tehlikeli bir terörist

ABD Başkanı Trump'ın, PKK'nın Suriye kolu YPG'ye daha ağır silahlar verilmesini öngören kararı onaylaması, birçok açıdan aynı zamanlama sürecinde gerçekleşen veya gerçekleşmesi beklenen bazı olaylarla birlikte değerlendirilmesini doğru bir analiz için elzem kılıyor. Öncelikle bu onayın 16 Mayıs'ta yapılacak Erdoğan- Trump görüşmesi öncesine denk getirilmesi ilk bakışta klasik ön almaya yönelik devletlerarası ilişkilerde uygulanan açık bir stratejiye işaret ediyor görüntüsü verse de arka plan açısından FBİ Başkanı James Comey'in görevden alınması, Eski Güvenlik Danışmanı Flynn'i istifaya götüren nedenlerle birlikte irdelenmesi zaruretini açıkça ortaya koyuyor.



Trump'ın güvenlik danışmanlığını sadece 24 gün yürüten General Flynn, telefonlarının FBI tarafından dinlenilmesi sonucu Rusya'nın Washington Büyükelçisi Sergey Kislyak ile Rusya'ya yönelik yaptırımların kaldırılması konusunu ele aldıkları iddiaları üzerine görevinden istifa etmek zorunda bırakılmıştı. Flynn Rus Büyükelçisi ile danışmanlık görevine başlamadan on gün öncesinde görüştüğünü ancak yaptırımlar konusunun gündeme gelmediğini belirtmişti. Moskova'nın başkanlık seçimlerine müdahale ettiği iddiasıyla Obama yönetiminin sınır dışı ettiği 35 Rus diplomatıyla ilgili olarak konuştuklarını açıklayan Flynn görevinde çizgiyi aşmadığını ifade ederek ''Böyle bir şey yapması durumunda FBI boğazıma sarılır, bütün yetkilerim alınırdı savunmasında bulunmuştu. Flynn ayrıca hükümet yetkilileri aleyhindeki gizli bilgileri basına sızdıran yetkililerin cezalandırılmasını da istemişti.



Flynn'ın en ses getiren faaliyeti ise ABD Başkanlık seçiminin yapıldığı 8 Kasım 2016 günü Washington merkezli politik gazetesi The Hill'de yayınlanan ve Gülen'i 'ABD için Bin Ladin'den tehlikeli bir terörist' olarak nitelendirdiği yazısı oldu. Flynn bu yazısında, ABD'nin Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrılarına uyarak, Gülen'i iade etmesi gerektiğini savundu. Flynn, Adalet Bakanlığına önceki gün teslim ettiği evrakta ise söz konusu yazıyı yazma konusunda ne Inovo firmasından ne de Türk hükümetinden bir talep almadığını belirtmişti.



Bilindiği gibi PKK'nın Suriye kolu PYD'yi, SGD örtüsü altında ağır silahlarla donatma projesi Obama döneminde gider ayak karar altına alınmıştı. 'Topal Ördek' konumunda olan Obama belki de ABD tarihinde bir ilk olarak, Ortadoğu'da Suriye iç savaşını çıkmaza sokacak hatta Suriye ve Irak'ın bölünmesine yol açacak bir dizi yaptırımlara ve Türkiye'de NATO ve ABD imzalı terör eylemlerine imza atıyordu. OBAMA'nın Kasım ayı yapılan başkanlık seçimlerini kaybetmesi sonrasında bile Flynn'i araya koyarak, Trump'a PKK/YPG'yi ağır silahlarla donatabilecek projenin Amerikan'ın yüksek çıkarları adına !!! devam etmesi konusunda teklifte bulunduğu, Amerika'daki bir düşünce kuruluşu tarafından iddia edilmişti. Flynn bu öneriyi Trump'un isteği üzerine ret ettiğini düşünmek her halde zor değil. Bu süreçte Obama'nın Ortadoğu'ya 1 trilyon dolar harcayarak Amerikan rüyası 'altın çağı' bitirdiği iddiasında bulunan Trump ne olmuştu da başkanlık görevini yürütmeye başladıktan kısa bir süre sonrasında OBAMA'nın politikalarını destekleyecek mahiyette kararlar almaya başlamıştı. Burada Amerikan derin yapıları ve Pentagon'un devreye girdiği apaçık görülebiliyordu. Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi'nin üst düzeyli Demokrat üyesi B.Schiff yaptığı açıklamayla, Flynn istifasının 'Rus yetkililerle gizli temas hakkındaki soruları ortadan kaldırmadığı ve bu olayın meclisin gündeminde kalmaya devam edeceği yani Trump'a uzanacağı iması açıkça telafuz edilebiliyordu.



ABD içinde seçilmiş başkanla, Müesses Nizam Pentagon ve FBİ arasındaki mücadelenin kıyasıya sürdüğü bir süreçte Trump'un FBİ başkanı Comey'i görevden alması, görevden alma belgesinde ''kendisinin soruşturma altında olmadığı” cümlesine yer vermesi ABD Başkanının bir strateji olarak kendi sorunlarıyla uğraştırıldığını ve PKK/YPG'yi neden ağır silahlarla donatılmasını onayladığının açık bir göstergesi sanırım. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da açıklamalarında belirttiği gibi ''Suriye konusunda Trump'ın halen Obama'dan kalan kadroyla çalıştığı, kendi kadrosunun ise henüz duruma hakim olamadığı tespiti önemli. Ancak Obama ve Hillary Clinton ile iyi ilişkiler içinde olan FETÖ militanlarının bu boşluktan yararlanarak NATO ülkeleri, ABD, Almanya ve AB ülkelerinin desteğinde Türkiye aleyhindeki psikolojik harp faaliyetleri ülke içinde ve dışında inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda. 15 Temmuz kalkışmasının arkasında olan NATO, Obama ABD'si ve bazı AB ülkeleri Türkiye'de Kaos ve istikrarsızlık yaratacak, Türkiye'yi bölüp parçalamaya yönelik 2'nci Syces- Picot'u hayata geçirme peşindeler.



Bu nedenlerle küresel güçlerin emrindeki firari etki ve nüfuz ajanı FETÖ'cülerin himaye edildikleri ülkelerde Türkiye'ye rahatça havlamalarının önünü kesmek ve bu hain casus şebekesini etkisiz hale getirmek için FETÖ elebaşını Türkiye'ye ölü veya diri getirmek TC devletinin bekası ve istikbali için elzem görünüyor. Duyurulur.


#ABD
#Donald Trump
#FETÖ
#PYD
7 yıl önce
Gülen ABD için Bin Ladin’den daha tehlikeli bir terörist
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık