|
Erzurum’un yeni ekonomi hikâyesinden beklentisi
Dün
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA)
konferansları kapsamında Erzurum Atatürk Üniversitesi'ndeydim
. “Yeni ekonomi hikâyesi ne olmalıdır?”
başlıklı konuşmamda, geçmiş
deneyimlerimizden bahsederken, yeni ekonomi hikâyesinin nasıl belirleneceğini de konuştuk.


Ekonomi hikayeleri, hem ülkelerin sahip olduğu

potansiyeli kullanma, hem de ülkelerin ekonomik kalkınmasını ve büyümesini engelleyen sorunların ortadan kaldırılması

konusunda en önemli yol gösterici belgelerinden birisi.



GEÇMİŞ DÖNEMİN EKONOMİ HİKAYELERİ


Türkiye geçmişte birçok defa ekonomi hikayesi yazdı ve uyguladı

. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra, devlet eliyle sanayileşme bir ekonomi hikayesiydi. 1950'li yıllarda Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyle

ekonomide görülen değişim, tarımda makineleşme, uluslararası kurumlarla işbirliğinin yer aldığı ekonomi hikayesinin sonucuydu.



1970'li yıllarda yaşanan ekonomik darboğazlar, krizler ve ekonomik sıkıntılar

nedeniyle ithal ikameden ihracat stratejisine dönülmesi

ve bu stratejiye geçilmesinin en radikal ekonomi hikayelerinden olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor.

1980 yılında uygulanan 24 Ocak kararları ise başlı başına bir ekonomi hikayeydi.


2000'li yılların başında AK Parti'nin iktidara gelmesiyle yeni bir ekonomik hikâye yaşandı.

Üstelik bu hikâye diğerlerine nazaran hem uzun sürdü hem de başarılı oldu. Aslında Türkiye'nin 90'lı yıllarda yaşadığı travma ve 1994 ve 2001 krizleri, bu hikâyeye duyulan ihtiyacı artırmıştı.

Bu ihtiyacı karşılayan ekonomik hikâye, Türkiye ekonomisinde istikrarı sağladı.


2002 yılından sonra ekonomide yaşanan değişim ve dönüşüm, ülkeye giren yabancı sermaye miktarı, gerçekleşen ekonomik büyüme oranları, enflasyonun tek haneye düşmesi, faiz ödemelerinin azalması, yapılan yatırımlar

ve tabi ki en önemlisi de kişi başı gelirde meydana gelen artış ekonomik hikâyenin güçlü halkalarını oluşturdu.



YENİ DÖNEMDE YENİ BİR HİKÂYE


2002 sonrasında AK Parti'nin tek başına iktidar olması siyasi istikrarı, siyasi istikrar da ekonomik istikrarı beraberinde getirdi.

Ancak, geçen 15 yıllık dönemde, ne yazık ki hükümet sisteminden kaynaklanan müdahalelere açık olma ve yapılması gereken birçok reformun ertelenmesi büyük yatırımların gecikmesine sebep oldu.



Şimdi ise, Türkiye'nin önünde yeni bir dönem var.


16 Nisan referandumu sonucu hükümet sisteminde gerçekleşecek değişim, ekonomik reformların önündeki tüm engellerin kaldırılması için bir fırsat sunuyor.

Yani, ihtiyaç duyduğumuz, Türkiye'yi yüksek gelir ekonomiler arasına taşıyacak olan ekonomi hikâyesi için gereken ortam hazır.


16 Nisan'da sandıktan çıkan değişim ve dönüşüm talebini temsil edecek olan yeni hükümet sistemi sayesinde yeni bir ekonomi hikayesi yazma fırsatı her zamankinden daha fazla.


Bulunduğu orta gelir grubunun üst kısmında yer alan Türkiye bu bölgede daha fazla patinaj yapmadan yeni bir motivasyonla yeni bir ekonomi hikayesi yazmak zorunda.

Türkiye, çok uzun zaman sonra bölgede coğrafyanın sağladığı avantajları kullanma konusunda bir fırsat yakaladı.

Geçmişte Türkiye'ye engel olan coğrafya, artık ekonomi hikâyesi yazma konusunda en önemli ekseni oluşturuyor.


Enerji ticaret merkezi olmak, finans merkezine dönüşmek ve İslami finansın toplandığı hedef ülke olmak ve bunlara bağlı olarak da sermayenin cazibe merkezi statüsünü elde etmek

, Türkiye'yi yeni bir üretim üssü konumuna taşımak için, geçmişe nazaran daha şanslı bir dönemdeyiz.



Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde gençlerle buluşmamız, birçok müdahaleye rağmen yoluna devam ülke ekonomisinin güçlenerek ilerleyeceği konusunda beni umutlandırıyor.

Özellikle İİBF öğrencilerinin yoğun ilgisi, ekonomi hikâyesinin beşeri potansiyelini ortaya koyuyor.

En önemli motivasyon da, sanırım bu umut ve istek.


Hem öğrencilerle ekonomi hikâyesinin neden gerektiğini konuşabilmemize hem de ekonomi hikâyesine dair gençlerin duyduğu heyecana ortak olmamıza vesile olan Atatürk Üniversitesi

Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı'ya ve İİBF Dekanı Prof. Dr. Reşat Karcıoğlu'na nazik davetleri için de ayrıca teşekkür ederim.


#Erzurum
#Ekonomi
#AK Parti
#16 Nisan 2017
#Anayasa referandumu
7 yıl önce
Erzurum’un yeni ekonomi hikâyesinden beklentisi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset