|
Merkez Bankası'nın faiz kararı ne olacak?
Bugün Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu toplantısı var. Bu toplantı Merkez Bankası'nda başkanlık değişimi sonrasında göreve gelen
Şahap Kavcıoğlu’nun başkanlığında yapılacak ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı olması açısından önemli.

Enflasyonun kontrol altına alınması için yüksek faizlerin önemli bir araç olarak kullanıldığı bu dönemde, enflasyonun trendi, faiz kararları açısından da önemli bir gösterge durumunda.

Geçen hafta TÜİK tarafından mart ayı enflasyon oranı yüzde 16,19 olarak açıklanmıştı. Hatırlarsanız, Merkez Bankası'nın mart ayı PPK toplantısında politika faiz oranı yüzde 19 olarak belirlenmişti.
PPK tarafından belirlenen yüzde 19’luk politika faizi ile enflasyon arasındaki fark, diğer bir ifadeyle reel faiz, kabaca yüzde 2,8 olarak ifade edilebilir.
Bu seviyedeki pozitif reel faiz özellikle yatırımcıların TL’de kalması, dolarizasyonun yavaşlaması ve yabancı yatırımcıların pozitif faiz getirisi elde etmesi ve bu sayede sermaye girişinin sağlanması için zorunlu bir tercih olduğu açıktır.
Bununla beraber, enflasyon halen yükseliş trendinde. Nisan ve mayıs aylarında enflasyondaki yukarı yönlü seyrin devam edeceği düşüncesi var. Ancak bu ortamda
Merkez Bankası'nın alacağı faiz kararında yeni bir faiz artışı için elinin pek rahat olmayacağını söylemekte fayda var.
Açıkçası, yeni bir faiz artışı için ekonomide bir alan olmadığını ifade etmek gerekiyor.

Bu şartlarda Merkez Bankası tarafından faizlerin düşürülmesi de pek olası olmadığı için politika faizinde bir değişiklik yapmak çok zor görünüyor.

MERKEZ BANKASI NE YAPAR?

Bugün gerçekleşecek TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında nasıl bir karar çıkacağı merakla bekleniyor. Ben, Anadolu Ajansı (AA) Finans Beklenti anketlerini takip ederim. Açıkçası AA Finans’ın beklenti anketleri yoluyla da çok isabetli tahminler yaptığını görüyorum.

AA Finans’ın beklenti anketine göre, TCMB Para Politikası Kurulu’nun bugün yapılacak toplantısında politika faiz oranının yüzde 19 düzeyinde sabit kalacağı öngörülmektedir.
Beklentiler, şartlar ve göstergeler de açıkçası Merkez Bankası’nın bu toplantıda politika faizinde bir değişiklik yapmayacağını gösteriyor.
Bir sonraki Merkez Bankası PPK toplantısının 6 Mayıs’ta olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, 3 Mayıs’ta açıklanacak
Nisan ayı enflasyon rakamı ve bu zaman zarfında ekonomiyi etkileyecek olası iç ve dış gelişmeler bir sonraki toplantıdaki politika faiz kararı için önemli belirleyici unsurlar olacaktır.
YÜKSEK KUR MU YÜKSEK FAİZ Mİ?
Ekonomi için yüksek faizin mi yoksa yüksek kurun mu daha zararlı ve yıkıcı olduğu tartışmaları sürekli gündemde olan bir konu.
Şöyle ki, yüksek faizlerin ekonomik büyüme oranları üzerindeki olumsuz etkisi kendisini şu şekilde gösterir. Yüksek faiz dolayısıyla sermayenin yani yatırım yapmanın maliyeti artar. Bunun neticesinde yatırımlar azalır. Azalan yatırımlar ekonomik toparlanmayı yavaşlatır, ekonomik büyümeyi olumsuz etkiler. Diğer yandan,
düşük büyüme oranlarının sebep olacağı düşük istihdam işsizliğin artmasına da neden olacaktır.
Kurlarda artış olduğunda ise özellikle üretimin ağırlıklı olarak ithal girdilere bağlı olması üretilecek ürünlerin fiyatının artmasına neden olacaktır. Bu durum
malların fiyatının yükselmesine yani enflasyonun artışına yol açacaktır.
Diğer yandan, yüksek kur ile ithalatın pahalı hale gelmesi belki cari açığı düşürebilecektir. Ancak
ithalatın azalması üretim üzerinde negatif bir etki yapacaktır. Yani ekonominin küçülmesini de beraberinde getirecektir.
Mikro açıdan da
kur artışının firma maliyetleri üzerindeki etkisinin yüksek faizden daha fazla olduğu tahmin edilmekte.
Bu nedenle, belli
bir dönem boyunca yüksek faiz aracılığıyla enflasyonun kontrol alınması dolaylı olarak da kurlardaki hareketliliğin ve dolarizasyonun düşürülmesi bir öncellik
haline gelmektedir.
#Merkez Bankası
#Faiz
#Kur
#Ekonomi
3 yıl önce
Merkez Bankası'nın faiz kararı ne olacak?
Koronavirüs sonrası dönemde sosyal politika nereye doğru gidiyor?
Ufukta erken seçim gözüküyor mu?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’