|
Beden siyasetlerinin çatışması

Kürtaj, sezaryen ve doğurganlık tartışmaları egemen beden siyasetinin sorgulanmasını anlatıyor. Başka bir anlatımla, modern hegemonyacı cinsel siyasetin kabulleri tartışmaya açılıyor. Çoğullaşan siyasetlere eşlik eden çoğullaşan beden siyasetlerini haber veriyor.

Çünkü beden, bir tarih içinde doğar. Kültür içinde varlığını sürdürür ve beden dünya görüşü haline gelir. Bu nedenle bir biyoloji olgusu kadar bir kültürel anlam düzenidir. Örneğin aydınlanmacı materyalistlerden Le Mettri, insana ''makine insan'' diyerek bedeni bir makine olarak tasarlar. Aydınlanmacı materyalizm, makine imgesiyle bedeni tanımlar. Beden teknolojinin içine yerleştirilerek varlığa uzanır.

İslam düşüncesi bedeni ''emanet'' olarak tanımlar. Helal ve haram sınırlarıyla belli bir anlam dünyası içine yerleştirir onu. Sorumluluklar ve haklar yükler ona. Beden, üzerinde insanın keyfi olarak tasarrufta bulunabileceği bir alan değil. Tasarrufun sınırlarını Allah bildirir. Örneğin insanın bedenini yok etme özgürlüğü yoktur. Yani tarla mülkiyetinde olduğu gibi beden mülkiyetinde de insan sınırsız biçimde tasarruf edemez. Haklar, emanet, helal, haram kavramlarıyla anlamlandırılır. (Hak kavramının nasıl da yerinden edildiğini ''kürtaj kadın hakkıdır'' sloganında görüyoruz!)

İki farklı beden dünya görüşü.

Modern iktidar, post-yapısalcı Faucoult''un dediği gibi ''biyo-iktidar'' olarak çalışır. Bedeni disipline ederek kendisini ifşa eder. Kışlalarda, okullarda ve hastahanelerde beden üzerine çalışan iktidarın pratikleri uygulanır.

Modernlik, ideal beden ölçülerinden bahsederken tam manasıyla bedenin siyasetle olan gündelik ilişkilerini ifşa ediyor. Bedenin görünüşü, yayılımı ve hareketliliği tıp teknolojileriyle ideal ölçüler haline getirmek üzere her çeşit müdahaleyi yapmaktan çekinmiyor.

Batı ulus devleti, büyük ölçüde kilisenin kadın bedenine siyaset etme hakkını devraldı. Cinsellik, doğurganlık ve kürtaj pratiklerini düzenleyen siyasetleri sıkı kurallar, kontroller ve inanç kalıplarıyla yeniden düzenledi. Hastaneler, okullar, klinikler ve cinsellik dünya görüşü bunlar için çalıştı. Faucoult''un Cinsellliğin Tarihi adlı kitabı bunu anlatır. Bu sıkı siyaset etme biçimleri zamanla feminist ve 68 kuşağı hareketlerin tepkisiyle karşılanarak ''kadın bedeninin'' öznelliği gündeme taşındı. Egemen ve hegemonik beden siyasetine baş kaldırılarak ''bireysel ve feminel'' beden siyaseti ortaya çıktı.

Ulus devletin hegemonyacı beden siyasetinin yerine akışkan cinsellik olarak adlandırdığım yeni bir sürece bıraktı yerini. Kontrol, sınır, gözetim, tanımlama vs. siyasetlerinin imha edilerek her şeyin kadın öznelliği ile meşrulaştırıldığı yeni bir dönem. Ulus devletlerin makro siyaset etme tarzlarıyla toplum içine dalarak bedenleri düzenleme taleplerinde bulunmalarının artık sonları gelmiş bulunmakta. Bedenler, içine doğdukları kültürler, inançlar, tarihsellikler ve ideolojilerle beraber toplumsal bağlamda oldukça çeşitlilik taşıyarak yeni siyasetler oluşturuyorlar. Bu nedenle tek bir beden siyaseti değil, bir çok beden siyasetleri gündeme geliyor.

Ancak öte yandan derin felsefi, dini ve, ahlaki sorular gündeme geliyor. Ahlak tartışmaları ve ''embriyo hakları'' ortaya çıkarak klasik özgürlük ve insan haklarının farklı boyutlar yeni yorumlara meydan veriyor. Bu nedenle kadın bedeni içinde oluşan bedenin varlığı üzerine kadının tasarruf hakkı tartışmaya açılıyor. Kadının bedenindeki bedenin kendi varlığı üzerinde söz söyleme imkanı yokken, onun haklarını savunmayı kim yapacak? Kamusal irade mi? Baba, anne ve kamu iradesini temsilen oluşan ortak komisyon mu?

İslam, Batı modernliğinin ülkemizde yüzyılı aşan beden siyasetinin hegemonya diline meydan okuyarak kendi varlığını ortaya koyuyor. Egemen beden siyasetinin varlığına itiraz ediyor. Kamusal alana kendi siyasetiyle ''konuşma''ya başlıyor. Bu nedenle Batı modernliğinin beden siyaseti yanında kendi beden siyaset dilini yeniden kurmaya yöneliyor. Dolayısıyla çatışanlar ya da rekabet edenler farklı beden siyasetleridir. Bu siyasetler arasındaki geçişgenlikler, etkileşimler ve sentezler yer yer olsa bile, kimi noktalarda bunlar mümkün gözükmüyor. Örneğin kürtaj, Batı modernliğinin ''özne kadın'' imgesinde özgürlük olarak yad edilirken, aynı şeyin İslam anlayışında yer bulabilmesi oldukça zor.

12 yıl önce
Beden siyasetlerinin çatışması
Zihnyet dönüşümü ve izzet
Siyahın içinde bembeyaz
Ordudaki yeni düzen: Yanlışı, doğrusu...
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek