|
Kürtaj, akışkan cinselliğin rutinleşmesidir

Bedenin içindeki varlığı öldürerek hazzı çoğaltmanın yoludur kürtaj.

Bütün farklı kürtaj biçimlerinin ötesinde en aygın ve en rutini olan bu yargıya götürüyor bizleri. Tecavüze uğrayarak hamile kalan kadınlar başta olmak üzere, bütün istisnai pratikler bu genel yargıyı yalanlamaz.

Kürtaj çoğalmaktadır. İstatistiklere konu olmakta, hastanelerde birimlerin çokluğuna uzanmakta ve doktorların yaygın bir "iş alanı" haline gelmektedir. Sadece Türkiye''de 2009 yılında 60 bini bulan kürtaj, 2011 yılında 69 bine ulaşmış durumda. Bir kürtaj toplumu olmaya doğru yol alıyoruz. Neredeyse bir kürtaj bilimden bahsedeceğiz. Bu bilimin çalışanları, para kazananları ve araştırma yapanları bir gruba dönüşüyor.

Kürtaj, normal bir tutuma dönüşerek rutinleşiyor.

Neden çoğalıyor?

Bu konuda hiçbir sosyolojik çalışma yok henüz. Bu kadar çok araştırmacı neden kürtajın çoğalmasını araştırmıyor? Belki de kanıksandığı ve normal görüldüğü için araştırmaya değer bulunmuyor. Sorun olarak algılanmayacak kadar hayatın içine sızarak "toplum akışına" katıldığı için.

Her yerde kürtaja uzanan hayatlar var.

Üniversitelerde, sokaklarda, cafelerde, mahallelerde ve gökdelenlerde...

Evlilik yapmadan ve karı-koca olmadan yaşanan karı-kocalık rolleri var.

Sadece Avrupa''da, üniversite gençliğinin %65 partner yaşıyor. Yani karı-koca, ancak gerçek karı-koca değiller! Türkiye''de de evlilik öncesi karı-koca ilişkileri yayılıyor.

Cinsellik akışkanlaşıyor.

Ergen çocuklardan başlıyor bu akışkanlık. Sınırlar ve kurallar tanımaz bir utanmazsızlıkla yayılıyor insanlık yaşamına. Her mekan cinsel akışkanlığa elverişli hale geliyor. Yaşam tarzlarının modernleşmesiyle beraber cinselliği tanımlayan sınırlar delik deşik ediliyor.

Cinselliğin akışkanlığının geniş bir pratik dünyası var bugün.

Filmler, reklamlar, diziler, moda festivalleri ve gösterileri, müzik konserleri cinselliğin oynaklığının göstergelerine dönüşüyor.

Özgürlük serbest ve akışkan cinselliğe indirgeniyor. Bu nedenle kadının bedeni üzerindeki tekil egemenliği gündeme geliyor.

Cinsel akışkanlık, kürtajı çoğaltan bir sosyolojinin dünyasını ele veriyor. Ailenin, evliliğin ve karı-koca olmanın anlam dünyalarını parçalıyor.

Bütün yaşamı cinsel hazza indirgen Freudyen dünya görüşü, cinsel akışkanlığın varlığıyla "mutlu toplum" yaratacağına inanıyor. Cinsellik, kilisenin despotizminden ulus devletin despotizmine geçirilerek gemlenilmeye çalışılan modern dünyada, akışkan hale getirilerek ulus devletlerin boyunduruğundan kurtarıldı! Kürtaja özgürlük çığlıkları 1960''ların başlarında feministler tarafından bu veçheyle savunuldu. Sloganları da kadının bedeni üzerindeki tasarruf özgürlüğüydü. "Beden kadının, kullanma hakkı da onun".

Kadın bedeninin yine kadın tarafından kullanılışı önermesi, kürtaj bağlamında kadın bedeni içindeki bir başka bedeni istediği gibi öldürme ve yaşatma hakkına sahip olma arayışıdır. Bir kadın Tanrıçası olma iddiası.

Peki ne uğruna?

İçindeki bedenleri öldürerek cinsel hazları güvence altına alma tutkusu!

12 yıl önce
Kürtaj, akışkan cinselliğin rutinleşmesidir
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…