|
Suriyeli Kürtlerin yolu Ankara"dan geçer

Suriye, gün geçtikçe Türkiye''nin daha fazla iç meselesi haline geliyor. Suriyeli Kürtler de öyle... Suriye''de belli kentlerde yerel milisler kuran Kürt hareketleri, Türkiye kamuoyunda Türk-Kürt farklılaşmasını derinleştirmeye davetiye çıkaracak biçimde lanse edildi. Türklere, Büyük Kürdistan kuruluyor, haritalar önceden hazırlandı, ABD ve İsrail bu işin arkasında mesajları verildi. Kürtlere ise Türkler sizi tehlikeli görüyor. e bir temsile yönelseniz, varlığınızı ortaya koysanız Türk devleti buna karşı çıkıyor, size düşman kesiliyor deniyor.

Her iki algı çalışması Türkiye''yi büyük bir kaosa çağırıyor. Hem Kürtleri kışkırtıyor hem de Türkleri. Buna karşı sorumlu davranmak zorunda her namuslu aydın.

Başbakan Erdoğan, bu algı biçimlerini aşan görüşler ileri sürüyor: "Kürt varlığı yok edilsin, Kürt varlığına tahammül edemiyoruz'' Türkiye olarak asla bizim böyle bir endişemiz, sorunumuz yok. Kürt halkı da Türk halkıyla kardeştir. Şu ana kadar iç bünyemizde olan bu kadar benim Kürt kardeşim var vatandaşım var. Bunlarla bizim aramızda yaşanan bir sıkıntı yok ki terör örgütünün dışında".

Erdoğan bu söylemi aracılığıyla şu mesajları veriyor. Kürtler kardeşimizdir, onların varlıklarına saygılıyız, kendi varlığımızla beraber bakarız. Terörizm ise sonuna kadar mücadele edeceğimiz bir hadise.

Böylece Başbakan Kürtlerin demokratik, insani ve toplumsal varlığıyla ve teröre bulaşanların varlıklarını bir birinden ayırıyor. Topyekûn davranmaktan uzak duruyor. Aslında Türkiye''deki Suriye Kürtleri ile ilgili gelişmeleri doğru algılamanın yöntemi de bu. Hepimiz ortak millet tasavvurunun unsurlarıyız. Bu ortak millet tasavvurundan Kürtleri çıkarıp konuşmak hiç kimsenin hayrına değil.

Esed ve PKK hattında yapılanan Kürt hareketleri, terörizmi yöntem olarak kullanıyorlar. Soğuk savaş siyasetini hem bölge hem de Kürtler için ön görüyorlar. Bunun anlamı, Kürtleri çatışmaya, kaosa sürüklemek, buna karşın demokrasi ve Türkiye alternatifine direnmeye çağırmaktır.

Türkiye, Kürtlerle daha yakından ilgilenmek zorunda. Hem Suriye Kürtleri hem de Irak Kürtleri için bu geçerli. İki nedenden dolayı. Birincisi, Ortadoğu''nun en büyük Kürt nüfusu Türkiye''de. Dolayısıyla Kürtlerin en büyük temsil hakkı Türkiye''nindir. Kürtlerin en fazla varlıklarını içinde sürdürdükleri devlet Türkiye Cumhuriyeti''dir. Türkiye bu büyük nüfusun akrabaları, sorunları ve bölgesel gelecekleriyle ilgilenmek zorundadır. Bu, Türkiye''nin sorumluluğudur. İkincisi, Kürtlerin bölgedeki hareketliliği, örgütlenmeleri, şiddete yönelmelerini dikkate aldığımızda bir güvenlik meselesi olarak da Türkiye''nin yakın ilgi alanına girmektedir. PKK gibi terör yapılarının en fazla beslendiği bölge, insan ve meşruiyet kaynağı açısından Kürtlerle ilgilenmek zorundadır.

Suriye''de etkili olarak örgütlenen Kürt gruplarından 16 Siyasi Partiyi temsil eden, Kürt Ulusal Konseyi başkanı, Abdülhakim Başar Türkiyesiz bir Kürt varlığından bahsedilemeyeceğini söylüyor: " Bu bölgede Türkiye''ye dost olmak lazım. Bu dostluk için en iyi aday Türkler...Biz KUK olarak Türkiye''ye söz veriyoruz. Türkiye''yi tehdit edecek hiçbir gelişmeye izin vermeyeceğiz...Belki de biz Kürtler için ileride en mantıklı olan Türkiye''ye bağlı bir konfederal yapı olacaktır".

Başar, Kürtlerin geleceğini Türkiye''de görüyor. Suriye sınırında çeşitli kentlerde milisler oluşturan ve PKK ile yakınlığı bilinen PYD eş başkanı Salih M. Müslim de buna paralel görüşler ortaya koyuyor:

"Biz hiçbir zaman düşman değiliz, komşularız. Yüzlerce senelerdir birlikte yaşadığımız, paylaştığımız bir tarih vardır. Onun için hiçbir zaman onlara karşı bir düşmanlık beslemiyoruz. Aramızın iyi olmasını isteriz. Ayrıca sınırın iki tarafında da akrabalık bağları vardır....Kürt tarafı olarak muhatap alınmak istiyoruz"..

En çok üzerinde tartışma yapılan Suriye''nin iki önemli Kürt lideri de Türkiye''nin kendilerini muhatap kabul etmesini istiyorlar. Bölgesel siyasetin geleceğinde artık Esed''in önemli bir aktör olamayacağını kabul ediyorlar. Genel kaygıları, yeni Suriye''nin kurulmasında Araplar tarafından kendilerine yeterli temsil imkanı verilemeyeceği yönünde. Bu nedenle Türkiye''ye bakıyorlar. Bazen bu muhatap arayışı tehditler savurarak da ortaya çıkabiliyor.

Yeni bölgesel siyasette, Türkiye en önemli ülke oluyorsa, Kürtler de topluluk olarak en görünür varlıklar haline geliyorlar. Türkiye Esed sonrası Suriye''de Suriye muhaliflerine verdiği bütün desteklerden ve ilhamlardan dolayı en önemli aktörlerin başında yer alacak. Bu gerçeklik içinde Suriye Kürtlerinin de kendilerini temsil imkanı, Türkiye''nin onları kabulden geçmektedir. Elbette, onların da Türkiye''yi kabulünden.

Suriye Kürtlerinin yolu Ankara''dan geçer.

12 yıl önce
Suriyeli Kürtlerin yolu Ankara"dan geçer
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler