
Ortalık toz duman. Şampiyonluk yarışı Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında kıyasıya sürüyor. Aldıkları sonuçlarla Bursaspor, Kayserispor ve Gaziantepspor da yarışta bizde varız diyor. Trabzonspor yönetimi takımın canı yandıkça, yarıştaki rakipleri hakem hatalarıyla avantaj kazandıkça daha da sertleşiyor. Yarıştan kopan Beşiktaş ve Galatasaray''da boş durmuyor. Yetiştikleri yerden şiddet ateşine odun taşıyor. Ocak 2009''da yapılan bir araştırma sonucunda fanatiklerin en çok tahrik olduğunu belirttiği grupların başında yüzde 35 ile medya, yüzde 21 ile kulüp yöneticileri geliyor. Gerisi ise şöyle: Yüzde 16 sorumsuz seyirciler, yüzde 11 amigolar, yüzde 7 taraftar dernekleri, yüzde 6 hakemler, yüzde 4 siyasiler. Çok can sıkıcı bir durum. Aslında konum bu değil. Siz başlığı merak ediyorsunuz. Benim anlatmak istediklerim de Türk futbolunun bugünkü durumuyla ilgili. Herkes herkese düşman. Yapılan ne! Spor. Futbol sadece bir oyun. Ama bırakmıyorlar ki oynansın keyfi çıkarılsın.
Benim çocukluğumda her iki büyük kulübün taraftarları derbilerden önce stat önünde geceler, sabaha kadar birbirleriyle sohbet eder, gırgır şamata, çeşitli oyunlar oynardı. Sonra kapılar açılır herkes statta yarı yarıya ayrılmış tribündeki yerini alır, esprili tezahüratlarla takımı destekler, rakip taraftarlara göndermede bulunurdu.
Sonra olay değişti. Döner bıçaklı, kafa göz kırmalı, adam kesmeli günlere geldik. Yakın zamanda kombine kart çıktı. UEFA standardı denildi misafir takıma yüzde 5''lik yer ayrıldı. Gün geldi misafir takımın taraftarı hiç stada sokulmadı. Kim bunların sorumlusu düşünün bakalım. Eminim birçok cevabınız vardır.
Galatasaray taraftarı Türkiye''nin en son teklolojiyle yapılmış stadında yönetim aleyhine tezahürat yapıyor. “İstifa etmeyen Fenerli olsun” Galatasaray şampiyon olmazsa Fenerbahçe''de olmasın... “Ezeli rakip“, sözde "ebedi dost" denilen Fenerbahçe şampiyon olursa hem manevi hem ekonomik anlamda gücüne güç katıyor. Tamam bunu anlayabiliyoruz. Ama ezeli rakibe "Düşman" muamelesi yapmak ne kadar doğru. Çevrenize bakın bakalım. Ne kadar çok yakınınız, kardeşiniz, anneniz, babanız, arkadaşınız, dostunuz rakip takımı tutuyor. Bu nefret, bu kin neden.
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat''ın , Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile olan dostluğu eleştiriliyor.
Eleştirilere başkan Polat''ın cevabı “Biz Fenerbahçe ile büyük rakibiz ama dost olmamız lazım. Tüm kulüp başkanlarıyla da dostum. Sahada kazanmak için tüm gücümüzü kullanırız. Fakat onun dışında kulüp başkanlarının dost olarak bir araya gelmesi insanları niye rahatsız ediyor anlamıyorum. Yayın ihalesinde, kulüplerin vergi sıkıntısı ile ilgili ciddi çalışmalarımız oldu. Kulüp başkanları arasında dostlukların olması lazım“. Başkan Polat “Aziz Yıldırım ile dostluğumuzu sürdüreceğiz“ diyor ve arkasından esprili bir dille "İnşallah Türk Telekom Arena''da Fenerbahçe''yi de çok iyi ağırlayacağız, onu da göreceksiniz. Misafir umduğunu değil, bulduğunu yiyecek'' sözlerini kullanıyor.
Peki siz iş yerinde, sokakta, her türlü dost arkadaş ortamında rakip takım taraftarlarıyla dost, arkadaş değil misiniz? Böyle sohbetler, şakalar yapmıyor musunuz?
O zaman Başkan Adnan Polat''ı neden eleştiriyorsunuz.
Şimdi size Fenerbahçe eski başkanlarından Faruk Ilgaz''ın anlattığı birkaç anıyı aktarmak istiyorum.
“Ben Türk kulübünün, taraftarlarının da birbirlerine düşman gözle bakmaması gerektiğini düşünüyorum. Ecnebi takımlar, gerek Yunan, gerek İngiliz takımları Türkiye''ye gelmişler ve çok zulüm yapmışlardır. O yüzden Avrupa kupalarında Galatasaray biriyle maç yaptığı zaman ben Galatasaray''ın kazanmasını isterim. Aynı şeyi Fenerbahçe yabancı takımlarla oynadığı zaman da Galatasaray''dan beklerim. Galatasaray, Panathinaikos ile oynadığında ben rakibin kazanmasını nasıl isteyebilirim ki? Eskiden hiç yoktu böyle şeyler“
ŞİMDİ var sayın başkan ne yazık ki var. Bir Türk takımı yabancı bir takımdan gol yediğinde ezeli rakip taraftarları goool diye havalara sıçrıyor. Nereden nereye geldik değil mi. Yazık.
Devam ediyor Fenerbahçe eski başkanı Sayın Ilgaz:
“Eskiden Fenerbahçe ile Galatasaray arasında büyük dostluk vardı. O zaman İstanbul''da iki büyük stat vardı. Bir Fenerbahçe Stadı bir Galatasaray''ın Taksim Stadı. Şimdiki Taksim Meydanı''nın olduğu yerde bir kışla vardı. Dört tarafı bina, ortası talim yeri. O talim yerini sonra kaldırdılar, binalar duruyor, ortasını stadyum yaptılar. Orası Taksim Stadı oldu ve Galatasaraylılar o stadyuma sahip çıktılar. Maçlar genellikle Taksim''de ya da Fenerbahçe Stadı''nda oynanırdı. Taksim''de oynanacağı zaman Fenerbahçelililer bir süre önce Hasnun Galip''teki Galatasaray''ın lokaline giderek orada oturur, sohbet eder, şakalaşırlar ve orada soyunurlar, formalarını giydikten sonra yürüyerek Taksim''deki stada giderlerdi.
Aramızdaki maçlarda kavgalar da olurdu. Bunlar olsa bile tekrar Galatasaray Kulübü lokaline gider orada duşlarını alırlardı. Hatta, bir keresinde çok ciddi kavga olmuş, iki takımdan yedişer sekizer kişi ciddi cezalar almıştı. O maçın ardından bile Fenerbahçeli futbolcular gelip Galatasaray Kulübü''nde duşlarını almışlardı.“
ŞİMDİ de bir kaçı arasında çok sıkı dostluk var Sayın Başkan. Ama maçlarda ve hemen sonrasında bazıları birbirinin gözünü oymak için fırsat kolluyor. Hatırlayın son beş yılda oynanan derbileri…
Faruk Ilgaz''dan bir anı daha:
“Kulüp doktorumuz Reşat Dermanver, bağırsaklarından ameliyat olmuştu. Ancak ameliyatta bir yanlışlık olmuş ve Dermanver''in bağırsağı başka bir tarafından delinmiş. Bunun üzerine İngiltere''ye gitmesi gerekti. Gitti ve üç ay kaldı. Ancak tedavi uzayıp oradaki hastane masrafları tahmin edilenden çok daha yüksek gelince ödemede sorun çıktı. Reşat çok sevdiğimiz bir doktordu. Ne yapsak ne etsek diye düşünürken, bizim Selahattin Bayezıt''a söyledim bu işi. Selahattin, ''Sen istedikten sonra ben vermez miyim'' diyerek, çok büyük miktarda bir parayı tek başına ödedi. Düşünün koskoca Fenerbahçe camiası var, Galatasaray Kulübü Başkanı''nı kendime öyle yakın gördüm ki ondan istedim bu yardımı. O da beni kırmadı. Çok büyük bir arkadaşlığımız vardır bizim.” *
Allah bütün kulüplerimizde Faruk Ilgaz ve Selahattin Bayezıt gibi başkanların, yöneticilerin görev yapmasını nasip etsin. Güzel insanlar ellerinizden öperim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.